Türkiye'de oynayan Türk futbolcular kusura bakmasın, federasyonun oyuncu kısıtlamasından faydalanarak bu paraları kazanıyorsunuz. Bu oynadığınız futbola göre bu aptal paraları dünyada hiçbir ülke size vermez. Alkışlanırken iyi, ıslıklanırken kötü. Yok öyle hikaye. Ne demişler; ne kadar ekmek o kadar köfte. Maçın hakemi genelde iyi işler yaptı ama bir yerde büyük hata yaptı. Daha oyunun başında İbrahim-Burak mücadelesinde sarı kartını kullanmadı. Pozisyonun gol olma ihtimali bile var. İkazla geçiştirdi. Bu işten hakem hatasıyla yırtan İbrahim Toraman bu sefer Olcan'ı yere indirdi, penaltı yaptırdı bir de sarı kart. Şimdi hakem kardeşime soruyorum; İbrahim'e ilk sarı kartı verseydin Toraman o penaltıyı yapar mıydı? Cebinde sarı kartla oynayan bir defans oyuncusu ondan sonra bir sarılık hareket daha yapmaz, yapamaz.
LEVENT TÜZEMEN
SNEİJDER PİRLO OLDU
Roberto Carlos'un Sivas'ı G.Saray'a karşı, "Ya sen kazan ya ben kazanayım" felsefesiyle oynayınca keyifli, bol pozisyonlu, çekişmeli, tempolu ve mücadele kalitesi yüksek bir oyun izledik. Galatasaraylı futbolcuların Sivas'a karşı motive olmalarının, coşkulu, diri, istekli, iştahlı oynamalarının temelinde Başkan Ünal Aysal'a verdikleri, "İyi oyun ve 3 puan" sözü etkili olmuştur. Prandelli, G.Saray'ı hazırlık döneminde 4-2-3-1 düzeninde oynattı. Sonra sistem 4-3-3'e döndü. Sivas maçındaki 3-5-2 sistemi maç kazandı. Sahadaki diziliş şaşırtıcıydı. İtalya Milli Takımı Uruguay'a karşı 1-0 kaybettiği maçta 3-5-2 oynamıştı. Savunmanın göbeğinde Bonucci vardı. Bu görevi Melo yaparken sağında Chedjou, solunda Semih oynadı. Teknik yönü güçlü Melo ile Prandelli belli ki topun savunmadan oyuna isabetli girmesini istiyor. Melo riskli oynamadığı sürece sorun olmaz. Gelelim Prandelli'nin şaşırtan ilginç tercihine... Hollanda Milli Takım hocalarının bile aklına düşürmediği bir fikri Prandelli, Sneijder'i ön libero oynatarak uyguladı. Selçuk- Melo ikilisinden hücuma isabetli ve etkili paslar çıkmadığı için İtalyan hoca Sneijder'den "Pirlo" yaratmayı düşünüyor. Sneijder çok koştu öne doğru etkili ve isabetli paslar attı. Uygulamaya itirazım yok da Sneijder her maç Pirlo gibi istikrarlı oynar mı? Kazanırken 3-5-2 sisteminde ne gibi zaaflar yaşandığını da görmek gerekir. 3-5-2 güzel ama riskli bir sistem. Eğer geniş alanda oynar geriye hücumdan çabuk dönemezseniz rakibe ciddi pozisyonlar verirsiniz. Sivas bu pozisyonları fazlasıyla buldu ama Aatif-Utaka ikilisi beceriksizdi. 3-5-2 sisteminde beşlinin kenar oyuncuları hızlı olmalı. Mancini geçen yıl analiz ekibine şöyle demiş: "Ligin ikinci yarısında 3-5-2 oynayacağım. Sol tarafa hızlı bir adam bulun" demişti. O adam Brezilya'da en iyi sol bek seçilen Telles oldu. Ama Mancini 3-5-2 oynamadı. Prandelli sistemde ısrar edecekse beşlinin solunda Telles sağında Tarık olmalı. Ayrıca bölgeler arası uzaklıklar daraltılmalı. 3-5-2'de G.Saray pozisyonlar vererek belki Sivas'ı yendi. Uyarırım; Arsenal, Sivas'ın yakaladığı pozisyonları affetmez. Prandelli'ye atıfta bulunacağım çok sevdiğim bir söz şöyle der: "Yanılmış olmayı asla kabul edemeyenler, en sık yanılanlardır." Skor avantajını eline geçirdikten sonra oyunu tutmayı ve 4'lü savunmaya geçmeyi düşünmemek Prandelli'nin bir zaafıydı. Umarım bu üç puan, "Eğri gemi doğru sefer" değildir...
AHMET ÇAKAR
PRANDELLİ'NİN VİZYONU
Dünkü maç gösterdi ki Cesare Prandelli büyük takım hocası olamaz. Bununla ilgili çok ama çok teknik detay var. Soru 1: Melo hayatı boyunca arkasında adamla oynamış. Diğer bir deyimle defansın önünde oynayan Melo'yu hangi akla hizmet defansın ortasında son adam oynatırsın? Soru 2: Sneijder kaç kere defansın önünde oynamış? Sneijder'e dünyanın parasını vereceksin ve Yekta'nın yaptığı işi yaptıracaksın! Soru 3: G.Saray son yıllarda kaç defa üçlü defansla oynamış? Soru 4: Acaba G.Saray Arsenal karşısında da böyle üçlü defansla oynayıp ortaya Melo'yu mu koyacak? Prandelli G.Saray ile yapboz tahtası gibi oynuyor. Dün G.Saray maçı kaybetmediyse Sivaslı oyuncuların beceriksizliklerine dua etsin. İlk 15 dakikada Sivas pekala 3-0 yapabilirdi. Gerek Aatif gerekse Utaka'nın vuruşları hep kötü oldu. 15. dakikadan devre sonuna kadar G.Saray coşkuyu yakaladı. Rakibi hapsetti ve iki de gol buldu. Chedjou kim ne derse desin G.Saray'ın en istikrarlı oyuncularının başında geliyor. Birçok maçta da kilidi açan isim oluyor. Aynı G.Saray ilerleyen dakikalarda penaltıdan bir gol daha bulup rahatlıyordu. Devre bitti, ikinci yarıda herkes daha rahatlamış ve iyi oynayan bir takım beklerken G.Saray adeta köy takımı haline geliverdi. Çok adamla defans yapılırken bile çok fazla pozisyon verdiler. Bunu tek nedeni G.Saray'ın alışmadığı bir sistemle oynuyor olmasıydı. Sivas Chrisantus ile farkı bire indirdi ve bu dakikadan sonra G.Saray için kabus dakikaları başlayıverdi. Kritik günler geçiren G.Saray kazanarak bir nebze olsun rahatladı. Ama ne oyun, ne sistem ne de Prandelli'nin vizyonu Galatasaray'ı daha yukarılara götürmek için uygun değil. Olcan'a verilen penaltı için F.Bahçeliler Gökhan Gönül'ün lehine çalınan penaltıyla "Aynı" diyebilirler ama değil. Dün geceki pozisyon penaltıydı. Olcan İbrahim Toraman'ın bacağının arasından attı, Toraman'ın açık olan eli Olcan'ı engelledi. Ama Toraman'a bir önceki pozisyonda göstermesi gereken bir sarı kart vardı ki onu göstermedi. Ama genel olarak hakem için iyi maç yönetti diyebilirim.
RIDVAN DİLMEN
SKOR SÜPER, OYUN KÖTÜ
Genelde bu tür maçları oynamak zordur... Özellikle sezona kötü başlayıp deplasmanda 2-0 kaybettiğiniz bir maçın dönüşünde başkan Ünal Aysal'ın 'ben yokum' demesi maçı Galatasaray adına zorlaştırdı. Üstüne taraftarın gerginliği ve oyuncuların güvensizliği varken bu durumda hep oyuncudan ve takımdan yana anlayış gösteririm. Fakat dün Galatasaray oyuncuları oyunun başından sonuna kadar problem yaşadı. 0-0 giderken Prandelli, 3-5-2'yle başladı ve 3 tane pozisyon verdi. Bu dönemde telaşlı ve coşkulu oyun iki gol getirdi. İkinci yarıda Veysel'in sakatlığının da etkisiyle Prandelli oyuna giren Hakan Balta'yı sola, Tarık Çamdal'ı ise sağa aldı ve takım 3-5-2 yerine 5-3-2 oynamaya başladı. Enteresandır, hadi maçın başında 3-5-2 oynayıp pozisyonlar verdin ama beni şaşırtan 5'li oynarken kanatlardan da merkezden de pozisyon verilmesi oldu. G.Saray tabela 0-0'ken de 2-0'ken de pozisyon verdi ve bunun sadece ortamın getirdiği güvensizlikten kaynaklanmadığı ortada... Bunu Galatasaray oyuncularının fiziksel, taktiksel ve bireysel performansının kötü yönde olmasıyla değerlendirebiliriz. Sivasspor içeride, dışarıda açık oynayan bir ekip... Dün deplasmanda olmalarına rağmen daha fazla pozisyon bulan takımdılar. Galatasaray açısından bakarsak bu oyuna, bu ortamda alınan 3 puan süper ama oynanan oyun kötü. Öte yandan maçta bir asist yapıp bir de penaltı alarak öne çıkan Olcan'ın en büyük avantajı takımın tek solağı olması... Kornerde de sol ayaklı olmasının avantajını kullanıp topu doğru bir açıyla kesti ve asistini yaptı, ayrıca yine penaltıyı alan oyuncuydu. Prandelli, İtalya Milli Takımı'nda üçlünün önünde Pirlo'yu oynatıyordu. Dün de Sneijder'i oynattı. Melo'yu ise savunmanın en gerisine koydu. Eğer bu iki değişiklikte ısrar edilirse oyun anlamında problem yaşanacak gibi gözüküyor. Volkan Bayarslan iyi bir hakem. Sivas'ta Toraman'a penaltıdan önce göstermediği kartta hatalıydı, genel anlamda beğendim.
SERKAN KORKMAZ
HERHALDE
Bir maçtan çok daha fazlasıydı... Her şeyden önce; Başkan Ünal Aysal'ın"Herhalde bırakıyorum" açıklamasındaki 'herhalde' ile doğrudan alakalıydı. Maçın başında ilk 10 dakikada Sivasspor, bulduğu üç net gol pozisyonlarından faydalanamamıştı. Sonrasında kullandığı harika bir köşe vuruşuyla Olcan Adın ilk 11'e alınışının hakkını veriyordu. Kendisini gönderemeyenleri ipten almayı alışkanlık haline getiren Aurelien Chedjou bu müthiş ortayı, harika bir kafa vuruşuyla tamamlayıp Galatasaray'ı öne geçirmişti. Olcan bir de penaltı yaptırtıp, suskun kral Burak Yılmaz'a bile gol atma şansı tanıyarak kariyeri için çok önemli bir eşiği de geçmeyi başarıyordu. Artık kimse onu kolay kolay 11'den kesemezdi. Neyse erken konuşmayalım. Keza; Olcan, takım kenetlenmiş yedek kulübesine giderken "yalnız adamı oynamak" suretiyle çok anlamsız bir tepki koydu. Kimileri "Sivasspor santra yapamasın diye" diyor. Bana pek öyle gelmedi. Hocası ben olsam, bir kaç hafta daha, değil 11'e, kulübeye dahi almazdım.
MONACO RÖVANŞI GİBİ!
Karşılaşmaya hızlı giren Sivasspor'un yenilen ilk golün ardından ortalıktan kayboluşu dikkat çekiciydi. Teknik direktör Roberto Carlos, devre bitmeden başlayan müdahaleleriyle ikinci yarıya da etkili başlamayı başardı. Galatasaray maça o kadar pamuk ipliğiyle bağlıydı ki, sosyal medyadaki Cimbomlular "her an yiyebiliriz" endişesini gizlemiyordu. Galatasaray'ı henüz tam tanıyamayan Cesare Prandelli'yse bu maçı kazanmanın, "üç puandan öte" bir şey olduğunu 70. dakikada yenilen golle dahi anlayamamıştı. Son 15 dakika Galatasaray kapandıkça kapandı. Akıllar hemen tarihin tozlu sayfalarına gitti. Sivasspor maçının son 15 dakikası -neredeyse- Monaco rövanşı gibi geçti. En önemli gol silahı stoperi Aurelien Chedjou, en önemli oyuncusu kalecisi Fernando Muslera olan bir takım için bu galibiyet büyük lüks doğrusu. Başkan Ünal Aysal karşılaşmayı iyi izlediyse, kararından dönmez "herhalde"...
MEHMET ÖZCAN
90 ARTI
Tarih 5 Mayıs 2013... G.Saray Arena'da Sivas'ı 4-2 yeniyor ve son şampiyonluğunu ilan ediyor. Geçen 1.5 yıllık sürede neler mi oluyor? Terim kovuluyor, Mancini geldiği gibi gidiyor, Aysal başkanlığı bırakıyor, Twitter'da gaza gelen taraftar statta oyuncusunun hatasını kolluyor... Neyse ki dün Arena'da az ama öz taraftar vardı. Sivas ilk 10 dakikada 3 net pozisyon bulmasına rağmen tribünler köstek değil destek oldu. Muslera iyi yer tuttu, Utaka ve Aatif'in dengesini bozdu. 19'da Olcan'ın kornerine Lugano gibi yükselen Chedjou kafayla temiz vurdu: 1-0. 30'da Burak hazırladı, Olcan penaltıyı aldı. Ertuğrul penaltıyı kurtarsa da Burak dönen topu tamamladı: 2-0. Roberto Carlos, Balıkesir'de değişiklik için 60'a kadar bekleyen Prandelli'nin aksine hemen müdahale etti ve oyunun seyri değişti. 70'te Hakan Balta topu kaptırdı, Chrisantus farkı bire indirdi: 2-1. 90 dakika sonunda zor da olsa kazanan Aslan rahat bir nefes aldı.