"Batı'da biz özümüzden uzaklaştık" diyen Jasmuheen Hıristiyanlıktan ümidini kesince Hindistan'a gitmiş. Orada bugünkü öğretisinin esin kaynağı olan Hinduların Prana anlayışından etkilenerek kendisine bir guru edinmiş. Yaşam için gerekli olan enerjinin temiz havada ve gün ışığında olduğu görüşünü temel edinen bu anlayışı hayat tarzı haline getirmiş. Günde 23 saat meditasyon yaparak ve aç kalmayı öğrenerek aydınlamaya ve iç huzuruna kavuşmuş. 1993'ten beri yemeden sadece güneş ışığı ve biraz suyla yaşadığını iddia eden Jasmuheen, ilk kitabı "Living On Light" (Işıkla Yaşamak) ve ardından sayıları 15'i bulan kitaplarıyla bu öğretiyi dünyaya yaymaya başlamış. Öğretisi 21 günlük alıştırma ile başlıyor. Ruhsal ve bedensel olarak yemek yemeden yaşamaya alışılan bu dönemden sonra yenilenler kademe kademe azaltılarak yepyeni bir hayat düzenine geçiliyor. İlk dönemler su ve doğal meyve sularıyla beslenerek bedeni alıştırmayı hedefleyen bu öğreti sonraki dönemlerde tam olarak gıda almadan yaşama noktasına varmayı hedefliyor. Tüm bunların ne kadar gerçekçi, ne kadar uygulanabilir ve faydalı olduğu ise aradan geçen onca zaman karşın netliğe kavuşabilmiş değil. Ancak 70 yıldır aç-susuz yaşayan, sadece güneş ışığıyla beslenen ve iki yıl önce Hintli bilim adamları tarafından gözlem altına alınan Hintli Prahlad Jani ile karşılaştırıldığında Jasmuheen ve takipçilerinin örnekleri hiç de abartılı görünmüyor."Nefes ve Işıkla Beslenenler" hareketi öncüsü Jasmuheen'in bu yılki programının son durakları arasında Türkiye de bulunuyor. Jasmuheen'in Türkiye'den nasıl bir karşılık bulacağı ise henüz meçhul.
"Breatharianizm" Türkiye'de pek itibar gören bir öğreti olmamakla beraber benzer bir yol izlediklerini ileri sürenler ülkemizde de eksik değil. Bunlardan üçü önceki yıllarda "Işık Yiyenler Tarikatı" başlığıyla Aktüel'e haber olmuşlardı. Bursa'ya bağlı İkizce Köyü'nde yaşayan üç arkadaş Ramazan Çetin, Mustafa Elkan ve Ekrem Elkan yıllar boyunca işten güçten el etek çekip, günde 10 saat güneşe bakıyor ve güneş ışığıyla beslendiklerini ileri sürüyorlardı. Ölümsüzlüğün peşine düşen üç arkadaş tüm varlıklar hakkında düşünmüşler ve ışıksız yaşamanın mümkün olmadığı kanaatine varmışlardı. "İnsan yedi, içti, havayla beslendi ama ışıkla beslenmeye gitmedi ve bir eksiklik kaldı. Işığın eksikliğinden dolayı ölüme gidiyoruz" fikrine ulaşan üç arkadaş böylece işi gücü bırakıp gün boyu güneşe bakarak hayat enerjisi alma yolunu kendilerine amaç haline getirmişlerdi. Ancak doktorların söylediğine göre bu şekilde ölümsüzlüğü arayan üç arkadaşın uzun süre güneşe bakmaktan dolayı gözlerinde tahribat oluşmuştu.