Adli Tıp Uzman Prof. Doktor Nevzat Alkan, farklı maddelerin cihazlarla tek tek ve özenle arandığının altını çizdi. Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu ise, uyuşturucu kullanma yaşının düştüğünü belirterek, bu maddelere erişimin kolaylaştığını söyledi. Çelenoğlu erken psikolojik müdahalenin de önemine vurgu yaptı.

SAÇIN UZUNLUĞU MADDENİN SAÇTA TESPİT EDİLME SÜRESİNİ ARTTIRIYOR
Adli Tıp Uzman Prof. Doktor Nevzat Alkan, "Toksikoloji raporunda vücuttaki zehir ya da narkotik maddeleri tespit ediyoruz. Tespiti yapılan maddeler raporda ilk sayfada yer alıyor. Laboratuvarın kan mı, idrar mı, saç mı vs. ne incelediği de ifade ediliyor. Uyuşturucu ve uyarıcı madde test sonucu 48 saatte çıkıyor. Kan analizlerinde vücudumuza son 48-72 saatte giren maddeler tespit edilir, idrar analizlerinde vücudumuza son 5-7 gün içinde giren maddeler tespit edilir, saç analizlerinde ise bu süre her bir santim saç için bir aydır, yani bir kadının 10 santimetre saçı varsa, son 10 ay içinde madde kullanıp kullanmadığı anlaşılır, 3 santimetre saç varsa bu süre 3 ayı kapsar. Estetik ameliyatlarda verilen narkoz ya da sonrasında verilen ilaçların uyuşturucu maddelerle karışmasına imkan yok. Bu konuda çok titiz bir çalışma sürdürülüyor." Şeklinde konuştu.

Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu şunları kaydetti; "Son günlerde ünlüler başta olmak üzere, toplumda ön plana çıkmış isimlerin, maddi ve manevi birçok yeterliliğe sahip olan kişilerin de uyuşturucu ve uyarıcı madde kullandıkları görülüyor. Bilinmesi gereken en önemli husus; uyuşturucu kullanan bireylerin toplumdan izole olmuş, işlerini kaybetmiş, ailesi ya da sosyal çevresi olmayan kişiler olmadığıdır. Hayran olduğunuz bir ünlü, başarılı bir iş insanı veya hiç konduramayacağınız küçük çocuğunuz uyuşturucu kullanıyor olabilir. Dışarıdan "her şeye sahip" görünen bu kişiler içsel olarak kimlik karmaşası, anlam arayışı ya da değersizlik hissi yaşayabilir. Ayrıca sürekli ilgi odağı olmak, hep iyi, başarılı ve güçlü görünme baskısı psikolojik yıpranma yaratabilir. Yaptığı her şeyin değerlendirildiği ve eleştirilebileceği endişesi, yoğun anksiyete ve kaçış ihtiyacı doğurabilir. Bu hisleri yaşayan bireylerin; duygularını bastırmak, enerji ve performansını yüksek tutmak veya sahte bir özgüven yaratmak için uyuşturucu maddelere yönelebildiği biliniyor.
HAZ ODAKLI YAŞAM DOYUMSUZLUĞA YOL AÇIYOR
"İşini daha iyi yapmak veya ayakta kalmak için destek almak" şeklinde meşrulaştırılan bir kullanım biçimi, özellikle ünlülerin hayatlarında sıklıkla rastlanan bir gerekçe ya da bahanedir. Bununla birlikte ünlülerin uyarıcı maddelere kolay erişilen ortamlarda bulunabilmeleri, normalleştirilmiş ev partileri, toplum baskısının olmadığı kaçış ortamları yaratabilmeleri bu davranışı destekleyebilir. Son olarak; başarı, şöhret ve maddi güçle birlikte gelen hızlı tüketim, hep daha fazlasını elde etme arzusu ve haz odaklı yaşam kişiyi doğal dopamin kaynaklarına karşı duyarsızlaştırır. Haz eşiği yükseldiği için uyarıcı maddeler gibi daha yoğun uyaranlara yönelme artabilir.

UYUŞTURUCU KULLANIM YAŞI DÜŞTÜ
Kendi klinik deneyimlerim, uyuşturucu maddelere ulaşma yaşının ortaokul seviyesine kadar düştüğünü gösteriyor. Ayrıca ortaokul ve lise öğrencilerinin katılımıyla yaptığım araştırmalarda; hiç uyuşturucu madde kullanmadığını beyan eden öğrenciler, "uyuşturucu maddeye ulaşmak için bir yol bulmanın kolay olduğunu" bildiriyor. Bu tablonun önüne geçmek için çocukları ve gençleri hedef alan önleyici çalışmalar planlanmalı, tüm toplum için erken psikolojik müdahale mekanizmaları oluşturulmalıdır."