Demirci İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının üst katındaki polis lojmanlarından, 14 Nisan'da saat 08.00 sıralarında silah sesi duyuldu. Sesin geldiği komiser yardımcısı Doğancan Yıldız'ın kaldığı odaya giren polis ekipleri, ilçede güzellik salonu işleten Yeşim Akbaş'ı başından vurulmuş halde buldu. Sağlık ekiplerince Demirci Devlet Hastanesi'ne kaldırılan, buradan da Salihli Devlet Hastanesi'ne sevk edilen Yeşim Akbaş, hayatını kaybetti. İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiser yardımcısı Doğancan Yıldız, İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alındı. Buradaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Yıldız, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yeşim Akbaş'ın vurulduğu tabancanın komiser yardımcısı Yıldız'a ait olduğu belirlendi. Yıldız, başlatılan idari soruşturma kapsamında açığa alındı. Cinayet ihtimaline karşın Yıldız'ın el svabının alındığı, adli tıp kurumundan gelecek sonucun beklendiği bildirildi. Ayrıca Akbaş'ın İzmir Adli Tıp Kurumu'nca hazırlanan otopsi raporunda; Yeşim Akbaş'ın ölüm şeklinin ateşli silah yaralanmasına bağlı gerçekleştiği, cesetten alınan örneklerin laboratuvar tetkiki bitiminde ayrıntılı otopsi raporunun düzenleneceği belirtildi. Yeşim Akbaş'ın cenazesi, 16 Nisan'da memleketi Kütahya'nın Simav ilçesinde toprağa verildi.
İKİNCİ KEZ GÖZALTINA ALINDIKTAN SONRA TUTUKLANDI
Demirci Cumhuriyet Savcılığı, komiser yardımcısı Doğancan Yıldız'ın serbest bırakılması kararına olaydan 4 gün sonra, üst mahkemede itiraz etti. İtirazı değerlendiren Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, Doğancan Yıldız'ın gözaltına alınmasına karar verdi. İzmir'in Bayraklı ilçesinde 19 Nisan'da tekrar gözaltına alınan Doğancan Yıldız, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
'BİZDE NE BAYRAM KALDI NE DE DÜĞÜN'
Yeşim'in ailesi, bayramın birinci günü kızlarının mezarını ziyaret etti. Tutuklama kararının ardından konuşan anne Aysun Akbaş, "Bu karar acımı az da olsa hafifletti. Dışarıda olduğunu bilmek bizim için berbat bir duyguydu. Olaydan 4 gün önce bize gelip, evlenmek istediklerini söylediler. Kızım aşırı heyecanlıydı. Benim kızım intihar edecek biri değil. Silahtan çok korkardı. Durduğu yerde patlayacağını düşünürdü. Su tabancasıyla dahi oynamayan bir çocuktu. Silahla intihar etmesi mümkün değil. Hayat dolu kızım da biz de bir daha bayram yüzü göremeyeceğiz. Onun da bir daha bayram yüzü görmesini istemiyorum. Annesi onu cezaevinde ziyaret ettiğinde sevebilecek ama ben kızımın toprağını seveceğim. Kızım her gün rüyalarıma giriyor. Bizde ne bayram kaldı ne de düğün. Onun ağırlaştırılmış müebbet cezası almasını istiyorum. Başkalarının da yavrularına zarar vermemesi için asla dışarıya çıkamasın" ifadelerini kullandı.
'BİR NEBZE DE OLSA İÇİMİZ RAHATLADI'
Adaletin yerini bulmasını istediklerini söyleyen baba Mustafa Akbaş (64) ise "Çocuğumuzu kaybettiğimiz için moralimiz çok kötü. İlk etapta adli kontrol şartıyla serbest kalmıştı. Tekrar gözaltına alınıp, tutuklandığını öğrenince bir nebze de olsa içimiz rahatladı. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Şahıs içeri alındı. Görev yaptığı ilçede çok sayıda olaya karıştığını, hatta tacizde bulunduğu için Demirci ilçesine sürüldüğünü duyduk. Buraya gelmesi doğru değil, görevden alınması gerekirdi" diye konuştu.
