Kur'an, insanların hakikatle olan sınavını defalarca gözler önüne seren mesajlar içerir. Geçmiş toplumların hataları ve peygamberlere karşı sergiledikleri tutumlar, bu ilahi mesajda ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Şuara Suresi, insanların ilahi mesaj karşısında nasıl davrandıklarını ve hakikati kabul etmemek için öne sürdükleri bahaneleri ele alan surelerden biridir. Şuara Suresi 198-199-200. ayet okunuşu, Arapça yazılışı ve Türkçe anlamı hakikatin objektif olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

198. Ayet: Ve lev nezzelnahü ala ba'dıl a'cemın
199. Ayet: Fe karaehu aleyhim ma kanu bihı mü'minın
200. Ayet: Kezalike seleknahü fı kulubil mücrimın
NOT: Arapçada yer alan bazı harflerin, Latin alfabesinde ses karşılığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur'ân'ın hatasız okunması ve harflerinin doğru telaffuz edilmesi için Mushaf'ta olduğu gibi Arapça alfabe ile yazılmış halinin okunması daha uygundur.
198-199. Ayet: Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı.
200. Ayet: İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk.