Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Bir asır sonra yeniden

ABD'nin rotasını Rusya ve Çin ile bu ülkelerin periferisi konumundaki Avrasya ve Hint-Pasifik bölgesine çevirmesinden sonra daha yüzyıl öncesine kadar Osmanlı'nın asırlarca yönettiği Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika gibi ülkemizin tarihi ve kültürel hinterlandında büyük bir jeopolitik boşluk oluşmuş durumda.
Son yıllardaki atılımlarıyla bu siyasi ve askeri güç boşluğunu dolduran Türkiye, dost ve düşman herkese vazgeçilmez, doğal ve tarihi bir istikrar unsuru olduğunu yeniden kabul ettirdi.
Öyle ki ABD ve Avrupa dahi Türkiye'nin yeni cazibe merkezi olarak yükselmesini takdir etmek zorunda kalıyor. Nitekim ABD'nin eski Ankara elçisi James Jeffrey, hedef aldıkları Türkiye'nin bölgesindeki hegemonyasının doğal olarak İran, Rusya ve Çin'in nüfuzlarını dengeleyip sınırladığının altını çiziyor.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin enerji denklemlerinde de kritik bir pozisyonda olduğunu görüyoruz. Haliyle Rusya dışında Almanya gibi Avrupalı ülkeler de Türkiye'nin 21. yüzyılın enerji merkezi olmasını kaçınılmaz görüyor.

***

Avusturya'nın eski dışişleri bakanı, Ortadoğu uzmanı, enerji analisti ve yazar Karin Kneissl, Türkiye'nin vazgeçilmez bir enerji merkezine dönüşünü ve eski dünya ile yeni dünya arasındaki kilit olma konumunu, "Eski hakikatle karşı karşıyayız. Coğrafyayı değiştiremezsiniz, o kalıcıdır. Türkiye hâlihazırda küresel bir enerji üssü. Avrupa'ya enerji Türkiye'den akacak" sözleriyle itiraf ediyor.
Rus lider Vladimir Putin ve enerji devi Gazprom uzmanlarının da işaret ettiği gibi Türkiye'de oluşturulacak gaz merkezi sayesinde küresel enerji pazarı hem arz hem de mali açıdan istikrara kavuşacak.
Görüldüğü üzere bütün yollar Türkiye'den geçiyor. Küresel sistemin aktörleri, Türkiye'nin 'by-pass' edilemeyeceğini kavramış durumda. Zira Türkiye krizlerde sergilediği performansla nasıl büyük bir devlet olduğunu defalarca ispatladı.
Boşuna 'Devletlerin asıl gücü krizlerde ortaya çıkar' denmemiş. Korona salgınının tetiklediği tedarik zinciri krizinden sonra 24 Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşı, Türkiye'nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdi. Ukrayna savaşı ile tedarik zinciri sorunu küresel çapta gıda ve enerji krizine dönüştü. Gıda krizinde çözüm üreten Türkiye, dünyanın takdirini kazandı. Türkiye şimdi de enerji krizinde can simidi olarak görülüyor.

***

Küresel aktörler dışında Suudi Arabistan, BAE, Libya, Fas, Azerbaycan, Türk devletleri, Irak, Suriye, Mısır ve İsrail gibi ülkeler de 21. yüzyılda yüzlerini Türkiye'ye çevirmiş halde.
ABD'nin öncelik hiyerarşisinde bölgenin öneminin azalması Ortadoğu'da adeta tektonik sarsıntılara yol açıyor. Bölge ülkeleri hızla ABD'den uzaklaşıp Türkiye, Çin ve Rusya'ya yakınlaşmaya çalışıyor. Her ülke kendi bekası, çıkarları ve geleceğini garantiye alma yarışında.
Dış güçlerin Ortadoğu'dan ve ülkemizin periferisindeki diğer bölgelerden çekilmesi, Türkiye'nin ağırlığını daha çok artırıyor. Çünkü geçiş sürecindeki küresel sistemde herkes sığınacak güvenli bir liman arıyor.
Küresel aktörlerin kendi aralarındaki mücadeleye ağırlık vermesi dolayısıyla Ortadoğu'daki dış baskının azalmasına ve ister istemez bölge ülkeleri arasındaki diplomatik interaksiyonun artmasına yol açıyor. Bu da tarihi ve doğal lider konumundaki Türkiye'yi bölgesinde lokomotif güç konumuna yükseltiyor.
Bu bağlamda Suudi Arabistan ve BAE ile gelişen ilişkiler yanında Suriye, Mısır ve İsrail ile normalleşme atılımları Ortadoğu'da bir asır sonra yeniden esmeye başlayan Türkiye rüzgârlarını daha da kuvvetlendirecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA