Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Reggea efsanesine saygı duruşu

Son dönemde biyografi filmleri oldukça revaçta. Ancak sanatçıların aileleriyle yaşanan gerilim sebebiyle bazen filmler arada kaynayıp gidebiliyor. En son Cem Karaca örneğinde olduğu gibi. Cem Karaca'nın eşi İlkim Karaca'nın itirazı sebebiyle filmin vizyondan kaldırıldığı hafta, müzik dünyasının bir başka yıldızının hayatını anlatan filmin gösterime girmesi acı bir tesadüf oldu. Reggea müziğinin efsane ismi Bob Marley'in 36 yıllık kısa ama bir o kadar etkili yaşamını anlatan Bob Marley: One Love adlı filmden bahsediyorum. Reinaldo Marcus Green'in yönettiği filmin yapımcıları arasında Marley'in oğlu Ziggy Marley de yer alıyor. Dolayısıyla tüm aile üyelerinin onayıyla seyirciyle buluşan film, sevgi ve birlik mesajlarıyla nesillere ilham olan Bob Marley'in, devrim niteliğinde olan özgürlük timsali müziklerini nasıl yaptığını, nelerden ilham aldığını, ülkesi Jamaika'dan çıkıp nasıl dünya yıldızı haline geldiğini ve en önemlisi de tüm yaşamını adadığı davasının ne olduğunu gözler önüne seriyor. Filmde efsanevi Bob Marley'i Kingsley Ben-Adir, eşi Rita'yı da Lashana Lynch canlandırıyor. Londra tiyatrolarında dikkat çektikten sonra Barack Obama ve Malcolm X gibi 'büyük' adamları oynayan Ben-Adir, burada da rolün hakkını veren bir performans ortaya koyuyor.




MÜZİK BİZİM KILAVUZUMUZ
'Mütevazi bir başlangıç yaptı ama Jamaika'nın en büyük sanatçısı oldu' notuyla başlayan film 1976-1978 yılları arasına odaklanıyor. Marley, 1976'da iç karışıklık yaşayan ülkesi Jamaika'da barış konseri vermek istemesiyle başlayan süreçte saldırıya uğrar. Eşi Rita'nın ve kendisinin yaralandığı, grubundan bir kişinin öldüğü saldırı sonrası ülkesini terk etmeye zorlanır. Müzik kariyerini Londra'da devam ettiren Marley ömrünü ülkesinde yaşanan sorunları çözmeye adar. Bizim çektiğimiz sıkıntıları çocuklarımız çekmesin diyerek barış odaklı şarkılar yazmaya çalışır. İlham kaynağı ve aynı zamanda grubundaki solisti olan eşi Rita'nın da yanına gelmesiyle ürettiği şarkılar kısa sürede sevilir.



Bir yandan aklı ülkesindedir. Orada ise gerilim her geçen gün tırmanır. Şöhreti günden güne büyüyen Marley önce Avrupa sonra da Amerika'da konserler vererek, hayran kitlesini genişletir. Bu sırada deri kanseri olduğunu öğrenen Marley, ülkesine kahraman gibi döner ve Nisan 1978'de 30 binden fazla kişinin katıldığı konserde iki rakip lideri barıştırarak hayaline kavuşur. Bu konserden yaklaşık üç yıl sonra da hayatını kaybeder ama müzik dünyasının unutulmazları arasındaki yeri alır.
Geçmişe dönüşlerle ilerleyen filmde, Marley'in çocukluğuna, eşiyle tanışmasına, ilk albüm deneyimlerine ortak oluyoruz. En önemli kısım ise Marley'in hiç tanımadığı ama hep rüyasında gördüğü babasıyla kuramadığı ilişki. Baba travması filmin uğrak yerlerinden biri. Eski Etiyopya topraklarından doğan ve çok az kişinin inandığı Rastafarianizm dinine mensup olan Marley'in, dini yönüne de sıklıkla değiniliyor. Saçını da inancı yüzünden 'Rasta' yapan, gücünü halktan ve inancından alan barış için şarkılar yapan Marley, kendisiyle yapılan röportajlarda 'Müzik bizim kılavuzumuzdur, savaşların bitmesi için en büyük güçtür. Umut her zaman vardır' diyor. Bol mesaj içerikli şarkıları, yaşam şekli ve tarzıyla tarihe damga vurmuş, kendisinden sonraki nesilleri etkilemiş, Afrika birliği hayali kuran Bob Marley'i yakından tanımak, şarkılarını yeniden dinleyip hatırlamak isteyenler için, bu film güzel bir fırsat.

YERLİ FİLMLER DİKKATTEN KAÇMASIN
Vizyonda yine yerli filmler ağrılıkta. Onlardan biri C Takımı. Yapımcılığını Vahdet Erdoğan'ın, yönetmenliğini Bora Onur'un yaptığı, senaryosunu Barış Başar'ın yazdığı film, lisede not ortalaması düşük olanların toplandığı C sınıfı öğrencilerinin 30 yıllık arkadaşlıklarını ve yaşadıkları maceraları konu ediniyor. Başrollerini Murat Akkoyunlu, Sera Tokdemir ve Toygan Avanoğlu'nun üstlendiği film, gülmek isteyenleri salona davet ediyor. Lise yıllarından beri arkadaş olan Yağmur, Murat 131, Süslü İbo, Ferdi Hoca ve Kuru Ahmet'ten oluşan C takımına eski mahalle kabadayısı hırsız Necmi'nin de dahil olmasıyla gelişen eğlenceli olayları anlatan film, izleyenleri lise yıllarına götürecek.



Haftanın en renkli filmi Zaferin Rengi, Fenerbahçelileri yakından ilgilendiriyor. Harrington Kupası olarak tarih geçen ve 1919 yılında Fenerbahçe'nin işgal kuvvetleri takımına karşı elde ettiği zaferi anlatan film güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Nejat İşler'in Fenerbahçe'nin başkanı Sabri Toprak'a, Kubilay Aka'nın Fenerbahçe'nin efsane kaptanı Galip Bey'e, Yiğit Özşener'in Mustafa Kemal Atatürk'e hayat verdiği filmde Timuçin Esen, Gonca Vuslateri, Birce Akalay, Selen Öztürk gibi isimler rol alıyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini Abdullah Oğuz'un üstlendiği film, futbol zaferinin milli mücadeleye olan olumlu etkisine vurgu yapıyor.

SÜPER KAHRAMAN OLDU
Vizyonda süper kahraman filmlerini seven ve özellikle Marvel filmlerini özleyenler için de cazip bir seçenek var: Madame Web... Marvel Evreni'nin en esrarengiz kahramanlarından Cassandra Webb'in köken hikâyesini anlatan filmde, geleceği görme yeteneği olan Cassandra Webb'i Dakota Johnson canlandırıyor.



Grinin 50 Tonu filmindeki cesur sahneleriyle adından bahsettiren güzel oyuncu bu filmle süper kahraman karakterleri dünyasına giriyor. Johnson, gelecekte örümcek kadın olma potansiyeli olan 3 genç kızı, zamanında annesinin ölümüne sebep olan örümcek hırsızından koruma mücadelesi ve aksiyon dolu sahneleriyle öne çıkıyor. Film süper kahraman filmlerindeki tüm klişeleri barındırsa da Johnson'un çabası için görülmeye değer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA