Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Sanayi arazileri kapış kapış…

Çok değil geçen senenin sonuydu. Arkadaşın tekstil işiyle uğraşan abisi neredeyse batma noktasına gelmişti. Oradan buradan çıkış yolu arıyorlardı.
Geçenlerde anlattığına göre, ismini vermeyeceğim dünyaca ünlü firmalarla çalışmaya başlamış. Artık siparişleri yetiştiremiyormuş. Yeni makine yatırımı yapmış. 50'ye yakın işçi almış. Bir başkasını aradım, benzer cümleleri kurdu.
Sanayinin hemen her alanında müthiş bir canlanma var. OSB'leri gezdiğinizde bunu net şekilde görebiliyorsunuz.
Fabrikaların tamamı salgın sürecinde yatırımlarını tamamlayıp faaliyete geçmiş durumda… Aşılamanın yaygınlaşmasıyla birlikte küresel ekonomideki toparlanma ihracata rekor üzerine rekor kırdırıyor. Sanayiciler de kapasite artışına gidip, yatırım yapıyor.
Bankalarda son dönemde yatırım kredilerindeki artış da bunun göstergesi…
Yaşanan hareketliliği haftaya büyüme rakamlarında da göreceğiz. 2021'in ilk çeyreğinde ekonomi yüzde 7 büyüdü. 1 Eylül Çarşamba günü ikinci çeyrek verileri gelecek. Orada tahminler 20'nin üzeri
Malum, bankacıların elinde müthiş bir data var. Türkiye'deki gidişatı en önce onlar görür. Geçenlerde birkaçıyla sohbetteydim.
İkinci çeyreğe yansıyacak canlanmanın sonra da devam edeceği görüşündeler
Söyledikleri dikkat çekici bir durum daha var. Biliyorsunuz, bankaların portföylerinde bulunan, borçlulardan kendilerine geçen gayrimenkuller var. Bunların içinde de araziler… Türkiye'nin dört bir yanındaki sanayi arsalarına talep patlaması yaşanıyormuş…
Bankacılar ellerindeki sanayi arsalarının neredeyse tamamını sattıklarını söylüyorlar.
Bu ne demek?
Organize Sanayi Bölgeleri'nde talep gören arazilere yarın fabrikalar kurulacak, sonra oralarda çalışacak işçi alınacak.
Yabancı fonlarla beslenen, kendi ülkesine onların gözüyle bakan, özgüvensizlere bakmayın. Bana göre, tünelin ucunda ışık parlamaya başladı.
Şimdi yapılması gereken iki şey var: Birincisi, enflasyonun kalıcı şekilde düşürülmesi… Ki, vatandaşın alım gücü yeniden toparlansın.
Bu da sadece Merkez Bankası'nın para politikalarıyla çözülemez. Faizler yüzde 100'e çıksa gıda enflasyonunun düşürüleceğini mi sanıyorsunuz! Tarımdan ticarete maliyeye kadar her alanda topyekün sorunu ele almak şart… İkincisi de bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3.5'ta tutma ısrarından vazgeçip, dar gelirliler, emekliler başta olmak üzere ihtiyacı olan kesim için kaynak yaratmak
Böylece, sanayideki canlanma ekonomiyi büyütüp, istihdam yaratır. Bütçedeki kaynak ve enflasyondaki düşüş de vatandaşı sevindirir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA