Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Hatipoğlu ile ramazan bir başka

Atv seyircileri çok şanslı. Çünkü onlara sahur ve iftarda sadece sıcacık pide ile bal gibi hurma eşlik etmiyor. Bir de masalarının tam karşısında ağzından bal damlayan Prof. Nihat Hatipoğlu var.
Nihat hocamızın özellikle sahabinin dilinden aktardığı anılar, kıssalar, rivayet ve öyküler bu mübarek aya lâyık olduğu anlam ve önemi kazandırıyor. Hatipoğlu'nun, bu yılki ilk sahur programında naklettiği olay ise beni derinden etkiledi:



Ünlü şair Nabi, devlet erkanı ile beraber Medine-i Münevvere'yi ziyaret ederken bir de bakmış ki, saygısız ve gafil bir paşa, ayaklarını Harem- i Şerif'e doğru uzatmış halde oturuyor. Bunu içine sindirememiş ve hemen oracıkta, "Sakın terk-i edepten, Küy-i Mahbüb-i Hüdadır bu" (Edepsizlik yapmaktan sakın, çünkü burası Allah-u Teala'nın sevgilisinin mekanıdır) diye başlayan o çok ünlü kasidesini yazmış. Ertesi gün öğle namazının ardından Osmanlıca bile bilmeyen bir müezzinin bu şiiri okuduğunu fark etmiş. "Benim daha dün yazdığım bir şiiri nasıl oluyor da biliyorsun?" deyince müezzin şu açıklamayı yapmış: "Dün gece Allah (C.C.) rüyama girdi. Bana, ümmetinden bir şair olan Nabi'nin bu şiiirini okumamı ve onu böyle karşılamamı tembihledi."
Şairin o anda oracıkta sevinçten düşüp bayıldığı rivayet olunur.

Şarkılar acı söyler
Bir müzik/eğlence programı bu kadar mı hüzünlü olur... Bu kadar mı gönül birleştirir, yol olur.... Bu kadar mı su damlası olup, kor yüreklerin üzerine "coz" diye damlar...
Kanal D'nin Şarkılar Bizi Söyler programının hafta sonu yeniden başlayacağını duyunca ne yalan söyleyeyim, biraz içim burkulmuştu. O büyük felaketin ardından acaba şarkılarla coşmak için biraz acele mi edildi diye düşünmüştüm. Ama unuttuğum, atladığım bir şey vardı. Müzik tedavi ederdi, yara sarardı, tıkanan göz pınarlarını açar, taş kesmiş yüreklere su verirdi. Nitekim öyle de oldu. Onlar ağladı, biz ağladık. Ağladıkça ferahladık. An oldu 50 bin kişiyle mezara girdik, an oldu umutla enkazdan çıkıp, yeniden güneşi gördük. Her bir şarkıyla, ağıtla birbirimize daha sıkı sarıldık. Yüreklerimiz arasında notalardan, tınılardan köprüler kurduk. Ve en önemlisi, bir buçuk aydır boğazımızda bizi nefessiz bırakan o yumruyu yuttuk.



Depremde yakınlarını kaybeden Uğur Aslan'ı, Hamdi Alkan'ı, Kalben'i dinlemek zordu. 7 kişi eksilen Hatay Medeniyetler Korosu'nun şarkılarına eşlik etmek de... Genç solistleri "Şimdi Bildim"i söylerken, uzanıp da gözyaşını silmek istedim. Ama sıradaki şarkıda da söylendiği gibi, bir başkaydı benim memleketim. Eksilirken büyümeyi, acılardan umut damıtmayı, yıkıldıkça ayağa kalkmayı da Allah bize nasip edecekti kuşkusuz...
Başta programın yapımcısı Polat Yağcı ile sunucuları Sibel Can, Hakan Altun ve Hüsnü Şenlendirici olmak üzere hepimiz için rehabilitasyon yerine geçen bu anlamlı geceyi bize yaşatan herkese gönül dolusu teşekkürler...

İnsanlığın sonu mu?
Haberlerde okumuş, bültenlerde izlemiş olmalısınız. Depremde hayatını kaybeden çocuğun telefon ve saatini enkazda bulan kişi, bunları babasına geri vermek için para istemiş. Baba, eşyaları alan adamı Sivas'ta bulmuş. Telefonda demiş ki, "Bunların manevi değeri çok yüksek, geri verir misiniz?" Telefondaki mahluk, "Madem manevi değeri yüksek, bana yüksek bir meblağ ödeyeceksiniz" demiş.
Polis, o kişiyi bulup, eşyaları geri almış ama ne çare ki çocuğun cep telefonundaki tüm görüntüler ve bilgiler, yani babanın peşinde olduğu bütün anılar silinmiş...
Şimdi merakım, "insanlığın sonunu getiren" bu yaratığa ne ceza verileceği...

Gaf'let kürsüsü
İstanbul'da bir adam, para kaybettiği kumarhaneyi ihbar etti. Ancak polis baskını sırasında kumar oynamaya devam ettiği için para cezası ödedi.

Zap'tiye
Az pişmiş sipariş edip, önlerine konulan kanlı etleri iştahla yiyenleri bir türlü anlayamıyorum. Şahsen, yetenekli bir veterinerin hayata döndürebileceği hiçbir şeyi yemem!

Ne demiş?
"Ermenistan maçını kaybederseniz, ülkenize nasıl döneceksiniz?" (Bir gazetecinin Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz'a maçtan önce sorduğu garip soru)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA