Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Büyük restoran, kafe boykotu!

Sosyal medyada restoran, lokanta, büfe ve kafelerdeki fahiş fiyatlara karşı boykot çağrıları yapılıyor.
Haklı bir çağrı bu. Birçok insan boykota başladığını açıklıyor.
Dört kişilik bir aile balık yemeğe gitse minimum 8-10 bin TL ödeyip masadan kalkıyor.
Hakan Ural bile "2 porsiyon döner (paket) 1370 TL. Demek orada yesem 1600 lira" diye isyan ediyor.
Etin kilosu 500 TL. 100 gram döneri 250 TL + ayranı 50 TL'den satıyorlar.
Sıradan bir hamburger menü 200 TL'den başlıyor. Mekânın popülaritesine göre 500'e kadar çıkıyor.
Sosyal medya boykot paylaşımlarıyla dolu ama mekânlar da full dolu.
Bu ne yaman çelişki?
Elbette yabancı turistleri de hesaba katmak lazım ama çok acayip bir süreçten geçtiğimiz ortada.
İnsanlar sosyalleşmek için fiyatlar pahalı da olsa kafe, restoran tarzı mekânlara gidiyorlar ama sıradan bir mekânda bile bir fincan kahve 100 TL, çay 50 TL'den başlıyor.
Şimdi böyle yazınca "Kira, elektrik giderleri, çalışan maaşları vs." diye savunmaya geçiyorlar.



İTİRAF ETTİLER!
Enflasyonun yanı sıra hunharca bir 'şrinkflasyon' (aynı fiyata daha düşük gramaj) ve 'skimpflasyon' (aynı fiyata daha kalitesiz ürün/hizmet) sürecinden geçiyoruz.
Pandemide kapalı kaldıkları için üzüldüğümüz, yardım kampanyaları düzenlediğimiz, devletin nakit yardımda bulunduğu yeme içme mekânları şimdi enflasyonist ortamı fırsat bilip vatandaşı acımasızca kazıklıyorlar!
Türkiye'nin en büyük restoran derneği olan Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği Başkanı Ramazan Bingöl, 10Haber'den Nuray Tarhan'a itiraf gibi bir açıklama yaptı.
Türkiye'nin dışarıda yemek konusunda dünyanın en pahalı ülkelerinin başında geldiğini belirten Bingöl, "Enflasyonu artıran bir numaralı faktör hizmet sektörü" dedi.
Haberde de belirtildiği gibi zaten TÜİK'in açıkladığı mart ayı enflasyonunda da lokanta ve oteller yüzde 94,97 yılık artışla, yüzde 104,07 artış gösteren eğitimden sonra fiyat artışlarının en yüksek olduğu ikinci harcama kategorisi durumunda.
Zincir marketler yerine asıl yeme içme mekânları denetlenmeli.
Asıl kazığın büyüğü yeme içme mekanlarında atılıyor!
Hem fiyat-kalite performansı hem de kesilmeyen fişler, faturalar ve ödenmeyen vergiler için sıkı denetimler yapılmalı!
Eğer fiyatlar makul seviyeye inmezse, 'dışarıda yemek yememe' boykotu tutarsa bunun ekonomiye de zararları olur!

***


YARDIM YOKSULA YAPILMALI!
Kocaeli'nde 65 yaş üstü vatandaşların ücretsiz ulaşım hakkı günde dört binişle sınırlandırıldı.
Doğru bir karar.
Bazı canı sıkılan yaşlılar toplu taşıma araçlarını gün boyu kullanıyorlar!
İş çıkışı saatlerinde ekstra yoğunluğa neden oluyorlar.
"Yaşlıların ücretsiz ulaşım hakkına gelene kadar tasarruf yapılacak çok şey var" dediğinizi duyar gibiyim.



Ama bir yerden başlanmalı. Öncelikle kamu kurumları tasarruf tedbirleri alarak topluma örnek olmalı.
Her şeye rağmen 65 yaş üstü insanlara ve çocuklu annelere ücretsiz ulaşım hakkını doğru bulmuyorum.
Eminim sizler de çevrenizde onlarca evi, arabası vs. olup ücretsiz toplu taşımadan faydalanan yaşlılar olduğunu görüyorsunuzdur.
Bizde sosyal yardım da yanlış yapılıyor!
Örneğin birçok dairesi olup belediyeden her gün sıcak yemek yardımı alanlar yaşlılar var.
Durumu çok iyi ama evde ücretsiz sağlık hizmeti alan yaşlılar var.
Yardım yoksula yapılmalı!
65 yaş üstü olup zengin olan vatandaşları tespit etmek zor olmasa gerek.
Hem böylece gerçekten ihtiyaç sahibi insanlara daha çok yardım eli uzatılmış olunur.

***


CEM YILMAZ'IN İÇİNE OTURMUŞ!
Cem Yılmaz, son gösterisinde eski eşi Ahu Yağtu'ya ödediği 10 bin dolarlık nafakayı diline dolamış.
"Benimki nafaka değil, benimki madaf.ka!" demiş.
Aslında bu eski bir mevzu.



2012 yılında evlendiği oyuncu Ahu Yağtu'dan 2013'de boşanan ünlü komedyen hakkında mahkeme, oğlu Kemal için aylık 10 bin dolar nafaka ve Yağtu'ya da 500 bin dolar tazminat ödenmesine karar vermişti. Daha sonra Yılmaz, dolar kurunun aşırı artışından sonra nafakanın TL'ye çevrilmesini talep etmişti.
Ancak mahkeme talebini reddetmişti.
Dolar kuru artıkça Cem Yılmaz efkârlanıyor galiba. Gösterisinde bile ödediği nafakadan bahsediyor.
10 bin dolar Kemal için harcanıyorsa Yılmaz'ın bir baba olarak bunu sorun etmemesi gerekiyor.
Yıllık kazancı ve serveti dikkate alındığında Yılmaz'ın ödediği 500 bin dolar tazminat da az sayılır.
Onun gibi ünlü olup çok daha fazla boşanma tazminatı ödeyenler var.
2 bin-35 bin TL arasında bilet sattığı gösterisinde 10 bin dolar nafakadan şikayetçi olmak bence gösterinin en bomba esprisi olmuş!

***


ALMANLARIN DÖNER AŞKI
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye'ye gelirken heyetine bir de dönerci ekledi.
İstanbul'daki programda ziyaretçilere 60 kilo döner dağıtımı yapılacak. 40 yıldır Berlin'de dönercilik yapan ve Türkiye'ye gelecek heyette bulunan Arif Keleş, "İstanbul'a dönerimizin yanında soslarımızı da kendimiz götürüyoruz..." dedi.
Sos ayrıntısı önemli!



Başta Almanya olmak üzere Avrupa'da satılan dönerlerin çoğu bizdeki gibi yaprak etten değil, kıymadan yapılıyor. Genelde etin tadı olmadığı için de dönerin içini bol salata ve soslarla dolduruyorlar.
Steinmeier'e Berlin'den dönerci getirmesine gerek yok burada dönerin kralını sossuz, salatasız yiyebilir.
Ama Steinmeier'in amacı döner şov yapmak zaten.
Eski Almanya şansölyesi Angela Merkel'in sık sık döner başında poz vermesi rastlantı değildi.
Almanlar çok sevdikleri dönerle Türkler arasında kültürel bir bağ kurmaya çalışıyorlar.
Berlin dönerini marka yaptılar.
Almanların döner sevgisi Steinmeier'in dönere tutkuyla baktığı fotoğraftan bile anlaşılıyor.
Almanya'da döner sektörünün cirosu 7 milyar Euro.

***


Altyazı
"Şu anda kendini yok etmeye çalışan bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir durumda sadece gözlerini kapatıp görmezden gelirsin. Kendini korursun..." (İnce Kırmızı Hat)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA