Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Çok bilen analistler, analistlerimiz...

İyimser ile kötümser konuşuyormuş. Kötümser, karakteri gereği "Her şey öyle kötü ki daha kötüye gidemez" diye söylenmiş. İyimser ise, "Öyle deme, her zaman daha kötüsü mümkündür" demiş.
Batı ekseni dışında düşünemeyen bazı analistlerimizi okuyunca, aklıma ister istemez bu fıkra geliyor. Her gün ayrı bir felaket tellalığı, her gün ayrı bir nefret üretme çabası... O yüzden bugün, sadece bir ay içinde yaşanan bazı gelişmeleri hatırlatmak istiyorum.
15 Temmuz sonrası, Türk Devleti'nin güvenlik paradigması baştan yazıldı. Olağanüstü hal kapsamında FETÖ ve PKK iltisaklılara toplu tasfiyenin yanı sıra, Fırat ile Zeytin Dalı ve Pençe harekâtlarını bu kapsamda değerlendirebilirsiniz. Yine millî güvenliğimiz açısından büyük önemi haiz olan S-400'ler geldi ama felaket tellallarının dediği hiçbir şey olmadı. Bilakis ABD Başkanı, Türkiye'nin tezlerini savunarak, adaletsiz davranıldığını dünya kamuoyunun takip ettiği G-20 Zirvesi'nde dile getirdi.
Ekonomik güvenliğimizin ve enerji bağımsızlığımızın kritik bir parçası olan Doğu Akdeniz'de faaliyetlerimiz artarak devam ediyor. Fatih sondaj gemisi, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Yavuz sondaj gemisine ek olarak Türkiye, Akdeniz'e dördüncü bir gemi daha göndereceğini açıkladı. Avrupa Birliği yaptırımla tehdit etti ama arkasını getiremedi. The Economist bile bu durumu şöyle özetledi: "Avrupa'nın artık Türkiye'ye karşı elinde ne havuç ne de baskı gücü var."
Libya'daki çatışmanın seyrini Türkiye'nin müdahalesi değiştirdi ve Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri kuklası Hafter, çaresizce işgal ettiği yerlerden el çektirildi. Karşılığında 6 Türk vatandaşını alıkoysa da Dışişleri'nin 'müdahale sebebi sayarız' demesi üzerine tıpış tıpış serbest bıraktı.
Rusya vizesiz seyahat kapsamını değiştirerek, hizmet pasaportu ve hususi pasaport sahibi Türk vatandaşlarına uygulanan vize rejimini kaldırdı.Azerbaycan ise vize gerekliliğini tümden kaldırdı.
Merkez Bankası, politika faizini 425 baz puan indirerek, yüzde 24'ten yüzde 19.75'e çekti. Böylelikle faiz, 'psikolojik sınır'ın altına geriledi. Düşüşün, banka mevduat faizlerine de yansıyarak, otomotiv, konut, beyaz eşya ve elektronik gibi sektörleri de canlandırması bekleniyor. Faizler düşerse, doların yükseleceği teorisi ise şimdilik yanlışlanmış durumda.
Ve nihayet tarım politikasında da devrim niteliğinde gelişmeler gerçekleşiyor. Polatlı'daki Hasat Bayramı'nda tanıtılan, yakıttan %95 tasarruf sağlayacak elektrikli traktörler ile çiftçiye destek sağlanacak. Anlık hayvan sayımı ve lokasyon bilgisi sağlayan 'akıllı küpe' uygulamasıyla hayvancılık sektörüne teknolojik yardım sağlanacak. Binden fazla tohumun tescillenmesini de içeren bu projeler sayesinde gıda üretimi ve lojistiğinde hem enerji bağımlılığı azaltılacak hem de organik hasat yaygınlaştırılacak.
Savunma, ekonomi, enerji ve tarım alanında bir ay gibi kısa bir süre içinde gerçekleşen gelişmeleri okudunuz. Ülkede her şeyin kötüye gittiğini yazıp çizen tayfa asla dillendirmese de siz farkında olun istedim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA