Türk futbolseverler 2008'de üzüldü.
Ne hikmetse, futbol takımlarımız
"Uluslararası arenada" dişe dokunur bir başarı yakalayamadı. UEFA Kupası ve Avrupa Şampiyonlar Ligi yolculuğu fazla söze gerek bırakmıyor. Gelin görün ki, Türk futbol kulüplerinin İMKB'de işlem gören şirketleri hiç fena sayılmayacak bir performans gösteriyor!..
* Şampiyonluk beklentisi Beşiktaş hisselerinde sert ve ani çıkışlara yol açıyor.
* Fenerbahçe, Beşiktaş ile yaptığı son kupa derbisi hariç kötü bir görüntü sergilemiyor.
* Galatasaray, brokerların gözde kulübü olma özelliğini sürdürürken, futbol taraftarları pek İMKB'ye uğramıyor. Yüksek getiri nedeniyle hedge fonlar ve büyük kurumsal fon yöneticileri spor kulüplerinin hisselerine yoğun ilgi gösteriyor.
İMKB yatırımcıyı, futbol kulüpleri de taraftarı borsaya bekliyor!!!
***
Hakkını teslim edelim. Türkiye'de futbol ekonomisini bir tek spor kulübü adam gibi yönetiyor. Gerisi boşa koşuyor. Sportif başarı elbette
gelir-gider dengesini etkiliyor ama Fenerbahçe,
vizyonu ve
takım ruhuyla çok farklı bir yola girmiş, diğer takımlarla arayı açıyor. 111.3 milyon euro geliriyle daha üç ay önce 'Dünya Futbol Para Ligi'ndeki 20 takım arasına yerleşti.
Bize göre Fenerbahçe bir holding...
Bu özelliğini 10 yılda elde etmiş...
Bu holdingin
CEO'su ise başkan
Aziz Yıldırım. 10 yılda 5 şirket, 650 çalışan. Az şey mi? Fenerbahçe,
reklam ve
sponsorluk olmak üzere
forma, stat ve
yayın gelirleriyle
232 milyon dolarlık bir
bütçe büyüklüğüne sahip.
2012'ye kadar 4 projeye
200 milyon dolarlık yatırım yapılacak.
98 milyon dolarlık borç yönetiliyor. Fenerbahçe Spor Kulübü 18 milyon dolar vergi ödedi.
Fenerbahçe'yi Beşiktaş ve Galatasaray'a göre güçlü kılan özellikler var.
"Kurumsallaşma" ve
"Marka yönetimi"ni küçümsememek gerekiyor. Bu takım para liginde koşuyor. Futbol büyük bir endüstri. Eğer öyle olmasa, onca petrol zengini, sonradan görme Rus işadamı ve Arap şeyhleri futbol kulübü satın almak için kapı kapı dolaşır mıydı?