Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Dijital göçebe çalışanların sayısı artıyor

Pandemi, dijital göçebe çalışanların sayısının geri dönülmez şekilde artmasına sebep oldu. 2023 yılında sayıları 35 milyonu aştı. Uzaktan çalışma araçları ve imkanları artmaya devam ediyor

20 ya da 25 yıl değil, 24 ay aynı iş yerinde çalışan insanların sayısı azalıyor. Herhangi bir ofise sahip olmadan uzaktan çalışan dijital göçebelerin sayısı her geçen gün artıyor. Dijital göçebe istatistikleri 2023 yılına geldiğimizde 35 milyonun üstüne çıktı. Geçmişte uzaktan çalışmaya olumsuz tepki veren kurumlar arasında uzaktan çalışmanın daha erişilebilir ve kabul edilebilir hale gelmesi değişimde etkili oldu. Şirketlerin sahada gerekli becerilere sahip kişilerle uluslararası ekipleri genişletmesine olanak tanıyacak. İşte modaya uygun dijital göçebe hareketinin popülaritesinin artmaya devam edeceğini gösteren gelişmelere gelin yakından bakalım.

VERİMLİLİK DÜŞMÜYOR
Covid salgını sırasında birçok iş yeri uzaktan çalışmaya geçtiğinde, evde çalışma ortamlarının üretkenliği ve kârlılığı olumsuz etkileyeceği korkusu vardı. Bunun yerine, C düzeyindeki yöneticilerin yüzde 83'ü, uzaktan çalışmanın işletmelerinde başarıyı artırdığını bildirdi. FlexJobs tarafından yürütülen başka bir anket, 2 bin katılımcının yüzde 50'sinden fazlasının uzaktan çalışırken üretkenlik düzeylerinin arttığını ortaya koydu. Aslında üretkenlik ölçümü yapmayan pek çok kurum bu konu üzerine kafa yormaya başladı. Aslında her gün kartını okutarak ofise gidenlerin verimlilik sorgulaması yapmasına sebep oldu. Kurumlar bu soruyu daha çok sordukça uzaktan çalışma eğilimi arttı.

TEKNOLOJİYE ERİŞİM ARTTI
Uzaktan çalışma yazılımına olan talep büyük bir artış gördü. Sahip olmanız gereken minimum donanım ve yazılım maliyeti de düştü. Bu duruma en önemli etki bulut teknolojisi ve kullandığın kadar öde mantığı etkili oldu. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 72'si, sanal işbirliği araçlarını uygulamayı ve bunlara yatırım yapmayı planladıklarını söyledi. Ayrıca bir yıllık süre içinde (SaaS) bulut tabanlı yazılım kullanımında yüzde 51'lik bir artış görüldüğü belirtiliyor.
Yüksek hızlı internete erişim ve şirketlerin uzaktan erişilebilen yazılımlara yatırım yapmasıyla, dünya çapındaki dijital göçebeler daha yaygın ve kabul edilebilir hale gelecek.



KURUMLAR TERCİH EDİYOR
Dijital göçebe terimi, 2010'ların sonlarına kadar ve hatta 2018 gibi yakın bir tarihe kadar, Amerika Birleşik Devletleri'nde yalnızca 4.8 milyon insan kendilerini dijital göçebe olarak tanımladı. 2023'te dijital göçebelik yükselişine devam ediyor. Şu anda yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde 23.2 milyondan fazla göçebe var. Dijital göçebelere vize veren ülkelerin sayısı da artıyor. Bu konuda en önemii ihtiyaç eğitimli insan açığı oldu. Dijital göçebelerin önemli bölümü iyi bir eğitime sahip.
Aslında, dünya çapında 35 milyondan fazla insan mesleklerini tanımlamak için "dijital göçebe" kelimesini kullanıyor. Bu sayı ancak talepler ve işyeri istekleri değiştikçe artacak. Fırsat verildiğinde uzaktan çalışmayı tercih edeceklerini bildiren kişilerin yüzde 86'sı tarafından açıkça görülüyor.

ORTALAMA YAŞ 34 OLDU
Dijital bir göçebe için yaş aralığı çok geniştir ve yaşları 17'den 72'ye kadar değişiyor. Bununla birlikte, bir dijital göçebenin ortalama yaşı 34 olduğu görülüyor. Göçebeler ayrıca iyi eğitimli olma eğiliminde. Aslında yüzde 90'ı bir tür yüksek öğrenim gördüğünü bildiriyor. Göçebelerin çoğunluğu, yüzde 54'ü en az lisans derecesine sahipken, üçte birinden fazlası doktora derecesine sahip.
Dijital göçebeler, nispeten yüksek bir yaşam standardını korurken, teknolojiye erişim (özellikle yüksek hızlı internet) ile uygun fiyatlı yerlerde yaşamak istiyor. Dijital göçebeleri çekme eğiliminde olan yerler, iyi bir dijital göçebe topluluğu ile birlikte yukarıdakilerin tümüne sahip. Türk Telekom fiber kampanyası ile yüksek hızlı internet kullanıcı sayısını artırmayı hedefliyor. Türk Telekom 81 ilde fiber hizmetini götürmek için altyapı hatırımı yapıyor.

GÜVENLİK EN BÜYÜK ENDİŞE
Dijital göçebeliğin önündeki en büyük engel verimlilik değil, siber güvenlik olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok kurum pandemi sırasında zorunluluktan değişim yaşamıştı. Değişime hazırlıklı olmayan kurumlar uzaktan erişim konusunda güvenlik sıkıntıları yaşadı. Kısacası yeni yaşam tarzını en çok tehdit eden unsur siber güvenlik oldu. Ancak hızlı değişime rağmen bu konudaki değişimi engellemiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA