Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

İP’te milliyetçiler dışarı!

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyasette tutarlılık önemlidir. Söylenen ile yapılan arasında paralellik, seçmen üzerindeki güven duygusunu besler. İyi Parti Lideri Meral Akşener, önceki gün bir açıklama yaparak "Masada HDP olursa biz olmayız" dedi, ama atılan adımlar, oluşturulan politikalar ve bir zamanlar birlikte yol aldığı siyaset arkadaşlarının yaptığı açıklamalar, söylenen ile yapılanların birbirini tutmadığını ortaya koyuyor.
İyi Parti kurucularından Vedat Yenerer'in iki ay önce partisinden istifa ederken gösterdiği gerekçe yenilir yutulur değil: "Türk milliyetçileri göreve getirilmiyor, görevden uzaklaştırılıyor. Bu partiye FETÖ'cü olan giremez dedik, hepsi girdi." Yenerer, "Benim için tam bir hayal kırıklığı" dediği İP'in "Meral Akşener Fan Club"a dönüştürüldüğünü de iddia etmişti.
Yenerer'in bu sözleri ile partinin vicdanı olarak gösterilen ve milliyetçi çıkışlarıyla bilinen Yavuz Ağıralioğlu'nun Genel Başkan Yardımcılığı'ndan alınması, teşkilatlardan sorumlu Koray Aydın'ın görev yerinin değiştirilmesi ve yönetime getirilen Bahadır Erdem'in HDP'ye bir mesaj niteliği taşıdığı yorumları paralellik arz ediyor.
Son değişikliklerle ilgili Vedat Yenerer'in yorumları da ilginç. Partide Türk milliyetçilerine darbe vurulmaya devam edildiğini söyleyen Yenerer, son kongreden başlayarak sistematik bir değişime giren İP'te Amerikancıların yerinde kaldığını, partinin ideolojisinden tamamen saptığını, kimin neyi savunduğunun belli olmadığını söyledi. Yenerer'in son sözleri de şöyle:
"Bir partinin merkezindeki genel başkan yardımcıları aynı ideolojide değilse, o parti serseri mayına dönmüş demektir. Genel Başkan partiyi liyakatsizlerden temizlemek yerine farklı bir amaçla değişiklik yaptı, Millet İttifakı'nı HDP ile yan yana konumlandırdı."

***


CHP'NİN KADINA ŞİDDET KARNESİ
Hazır konumuz siyasetteki güvenilirlik ve tutarlılık iken CHP'den de bir örnek vermek isterim. Her ağızlarını açtıklarında "kadın hakları" konusunda mangalda kül bırakmayan CHP'de, kendi milletvekili, üyesi, eski PM üyesi ve belediye çalışanı pek çok kadın tecavüz, taciz ve mobbing uygulamalarıyla ilgili açıklamalar yapıp konuyu yargıya taşımasına rağmen Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun bu konuda gerekeni yaptığına tanıklık eden yok
Tam tersine derin bir sessizlik içinde, örtülü bir kabulleniş görüyorsunuz. Ama yapılan açıklamalarda kadın haklarına dair kocaman cümlelerle sözde kadınların yanında yer alıyorlar. Geçenlerde İçişleri Bakanlığı, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Dördüncü Eylem Planı doğrultusunda bir genelge yayımladı. Bir başka yazımda bu konuyla ilgili çok çarpıcı bilgiler paylaşacağım ama bir konu var ki, muhalefetin çelişkisini ortaya koyma noktasında çok çarpıcı bir örnek olduğu için açıklamak istiyorum.
Belediye Kanunu hükümlerine göre büyükşehir, il ve nüfusu 100 binin üzerinde olan ilçe belediyelerinin kadın konukevi açma sorumlulukları var. Kadına şiddetle mücadeleyle ilgili onlarca düzenleme yapan AK Parti hükümetlerini her fırsatta eleştiren CHP'li belediyelerde ise bu durum çok vahim. Belediye Kanunu'na göre kadın konukevi açma zorunluluğu bulunan 77 CHP'li belediyeden sadece 19'unda kadın konukevinin bulunması, siyasette söylenen ile yapılan arasındaki tutarsızlığa en çarpıcı örneklerden biri değil de nedir?

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA