Emine'yle hiç tanışmadık. Birkaç kez hayvansever mail gruplarında adı geçmişti. Facebook'ta kurduğu, "Benimle birlikte TBMM'ye gelecek kaç (gerçek) hayvansever var?" grubunu duymuştum. Sokak hayvanlarının daha iyi koşullarda yaşamasını istiyordu. Gencecikken yakalandığı kas hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğundan haberim yoktu. Henüz 22 yaşında, hayatının baharında, yapacak çok şeyi varken bu amansız hastalık onu 1 Mart günü aramızdan çekip aldı. Şimdi bütün hayvanseverler, Emine'nin ani kaybının neden olduğu şoku atlatmaya çalışıyor. Emine'nin hayata gözlerini yumması TBMM'de bile yankı buldu. Bursa Milletvekili Necati Özensoy, 2 Mart 2010 tarihinde yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: "Bu kardeşimiz, engelli olmasına rağmen kafasındaki engelleri yıkarak, çevreci olarak ve hayvan korumacı olarak, bir aktivist olarak hayatını tamamlamış bir kardeşimiz. Onun bütün hedefi Meclis'e gelerek, milletvekilleriyle, başbakanla görüşerek 5199'daki birtakım değişikliklerin olmasını sağlamaktı, ömrü buna vefa etmedi. Ben o düşüncelerini bu meclise yansıtmak, Emine Atik'in hayatının da hem engellilere hem engelli ailelerine örnek olması açısından önemli bulduğumu ifade ediyorum." HAYTAP'tan (Hayvan Hakları Federasyonu) Nesrin Çıtırık, Emine'nin ömrü vefa etseydi yapacaklarını şöyle anlatıyor: "Emine, federasyon başkanımız Ahmet Kemal Şenpolat ile birlikte TBMM'ye gidecek ve yasanın değişmesi için görüşmelere katılacaktı. Bunun için heyecanla hazırlanıyordu. Kendisi TBMM'ye gidemedi ama, meclis kürsüsünden mücadelesi ve adı zikredildi."