Oda Tv davasındaki tutukluluk hali 682 gün sonra sona eren Soner Yalçın, tahliye olduktan sonra Beyoğlu Asmalı Mescit Caddesi üzerindeki bir restoranda dostları ile biraraya geldi. Yemeğe, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli milletvekili İlhan Cihaner, İstanbul Barosu eski başkanı Turgut Kazan, gazeteci Hakan Aygün, Ertuğrul Mavioğlu, Tuğçe Tatari ve Yalçın Bayer de katıldı. İçeride 4 saat kalan Yalçın, çıkışta basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Bütün dostları ve arkadaşlarıyla sohbet ettiğini söyleyen Yalçın, "Cezaevine ilişkin sorular sordular. O konuda konuştuk. Bundan sonra da gazeteciliğe devam edeceğiz. Bizi içeri atanlar kalemimizi eğeceğimizi, kalemimizi kıracağımızı düşünebilirler. 26 yıllık gazeteciyim. Bundan sonra da gazeteciliğe devam edeceğiz" diye konuştu.
Hayatının sonuna kadar gazetecilik yapmakta kararlı olduğunu vurgulayan Yalçın, "Benim için değişen bir şey yok. Hayat devam ediyor. Gerçek ne ise, hakikat ne ise biz orada olacağız. Kim acı çekiyorsa, biz acı çekenin yanında olacağız. Gerçeği sadece halk ister. Dün nasıl halkın yanında gazetecilik yapıyorsam, aynı şekilde devam edeceğim. Hayatımda değişen bir şey yok" şeklinde konuştu.
Yemeğe katılan ve çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplayan Yalçın Bayer ise, "Gazeteciliğin dışında hiçbir şey konuşulmadı. Türkiye yarın güzel günlere gebe. Türkiye'nin iyi yola girmesi lazım. Hukuk nizamının doğru yola sokulması lazım. Hayırlı olsun. Türkiye'de bu olayla belli bir adım atılacak, yılbaşından sonra da hayırlı unsurları göreceğiz" ifadelerini kullandı.
AREN YALÇIN: 'BANA YENİ YIL HEDİYESİ OLDU'
Odatv davasında tahliye edilen Soner Yalçın'ın oğlu Aren Soner Yalçın, 'Babamın çıkmasına çok mutlu oldum. Bu davada çıkmasını bekliyordum. Bana bir yeni yıl hediyesi oldu' dedi.
Silivri Cezaevi önünde babasının tahliyesini beklerken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aren Soner Yalçın, 'Babamın çıkmasına çok mutlu oldum. Bu davada çıkmasını bekliyordum. Bana bir yeni yıl hediyesi oldu' dedi.
Tahliye kararını bekleyip beklemediği sorulan Yalçın, 'Öncekileri beklemiyordum ama bugün bekliyordum' diye yanıtladı.
Babasının doğum gününü kutlayacağını belirten Aren Yalçın, 'Babamla ilk sarılmak isterim geldiğinde. Sonra doğum gününü beraber kutlayacağız. 31 Aralık akşamıydı babamın doğum günü. Onla beraber yaptığım her şeyi özledim' diye konuştu.
İLK AÇIKLAMA
Tutuklu yargılandığı ''Odatv'' davasında tahliye edilen gazeteci-yazar Soner Yalçın, ''İçimde kimseye karşı bir kin yok, kimseye karşı bir nefret yok ama içimde büyük bir öfke var'' dedi.
Yalçın, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararının ardından 1 yıl 10 aydır tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden çıktı.
Çıkışta Yalçın'ı, oğlu Aren Yalçın, eski eşi ve avukatı Feza Kutanoğlu ve kız arkadaşı Halide Didem Kurt'un da aralarında bulunduğu yakınları ve arkadaşları coşkuyla karşıladı.
Medya mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği Soner Yalçın, cezaevi çıkışında kalabalık dolayısıyla yürümekte zorluk yaşadı.
Gazetecilere açıklama yapan Soner Yalçın, çok başka duygularla buraya geldiğini, başka sözler söylemeyi planladığını ancak söylemeyeceğini ifade etti. Yalçın, ''İçimde kimseye karşı bir kin yok, kimseye karşı bir nefret yok ama içimde büyük bir öfke var'' dedi.
Soner Yalçın, tutuklu sanık Yalçın Küçük ve diğer sanıklara işaret ederek, şunları kaydetti:
''75 yaşındaki bir Yalçın Küçük'e bu yapılmaz. Bu insan bir bilim insanı. Bu insanın kitapları dünya üniversitelerinde konuşuluyor. Bu insanın hepinizin boyu kadar kitapları var. Ben niye dışardayım, Küçük niye içeride? Arkadaşlar, lütfen bunun peşini bırakmayın. Sadece Prof. Dr. Küçük değil, burada Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da var. Bu insan bir rektör. Bu insan binlerce insana ameliyatlarla hayat vermiş. Bu insan kanser. Bu insan işte böyle bir evladını kaybetmiş. Ve bu insanı içeride tutmakta neden inat ediyorlar? İşte Prof. Dr. Mehmet Haberal. Yazıktır, ayıptır, bu ülkenin vicdanı nerede? Sadece birkaç tane onurlu gazeteciye mi kaldı bu? Nerede ülkenin gazetecileri, öğretim üyeleri nerede? Bir tek biz değiliz. Hepiniz ayağa kalkın.''
Bu davanın sadece Odatv davası olmadığını söyleyen Yalçın, ''Biz Odatv davasında Ergenekon'u yazdığımız için... Ben oradaki insanların büyük çoğunluğunu tanımam. Tanıdıklarımla da mahkemelik olmuşum. Ama bir gerçek var. Gazeteci gerçeğin yanında durur. Hakikate aşkla bağlıdır. Size sesleniyorum meslektaşlarım; Bu dönemde gazetecilik yapacaksanız buradaki zulmü görün'' diye konuştu.
Gazetecinin sadece gerçeğin yanında duracağını vurgulayan Soner Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz gazeteciler, kendimizi iktidarlara, cemaatlere beğendirmek zorunda değiliz. Böyle bir sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz yok. Kimseden izin alarak yazmayız. Biz kimseden izin alarak düşünmeyiz. Özgürce düşünür ve özgürce yazarız. Birileri Yalçın'ı ve diğer yürekli, onurlu gazetecileri cezaevine atarak, kalemini eğeceğini, kalemini kıracağını düşünebilir. Ama biz öyle olmayacağız. Çünkü biz cezaevinde yatmayı, zindanda kalmayı Namık Kemal'den öğrendik. Biz bu vatana hasret içinde sürgünde yaşamayı Nazım Hikmet'ten öğrendik. Biz Aziz Nesin'den, Sabahattin Ali'den, Rıfat Ilgaz'dan inadına gazete çıkartmayı öğrendik. Biz Abdi İpekçi'lerden, Uğur Mumcu'lardan, Bahriye Üçok'lardan, Hrant Dink'lerden, Ahmet Taner Kışlalı'lardan, Hablemitoğlu'dan ölmeyi öğrendik. Ama bize yenilgiyi öğretemeyeceksiniz. Biz yenilgiyi öğrenmeyeceğiz ve inadına yazacağız.''
AHMET NECDET SEZER'DEN ''GEÇMİŞ OLSUN'' TELEFONU
Gazetecilerin yürürken görüntü alma çabaları karşısında, ''Müdürleriniz kızar, bu kadar görüntüye gerek yok'' ifadesini kullanan Yalçın, daha sonra, Silivri'de görülen ''Ergenekon'' ve ''Balyoz'' davalarını takip edenler tarafından kurulan çadırı ziyaret etti.
Çadıra doğru yürürken Yalçın'ı telefonla arayan 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''geçmiş olsun'' dileklerini iletti. Sezer ve Yalçın yaklaşık 5 dakikalık bir görüşme yaptı.
Yürüyüş sırasında Soner Yalçın'ın yanında bulunanlar, İzmir ve Gençlik marşlarını okudu. Ayrıca, ''Yeminler edildi yıkılacak Silivri'', ''Soner burada, yurtseverler nerede?'' ve ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' sloganları atıldı.
Çadırda bekleyenler tarafından karşılanan Yalçın'a çay ikram edildi. Burada bir süre oturan Yalçın, uzatılan mikrofonlara, ''26 yıllık gazeteciyim, bunun 15 yılını televizyonlarda geçirdim. Söyleyeceğimi çıkarken söyledim'' dedi.