CHP Parti Meclisi üyesi Gökhan Günaydın, "İBB'nin Halk Ekmek Arnavutköy merkez/ Gaziosmanpaşa meydan büfelerine ekmek indirmesine; Sultangazi/ Cebeci ve Çatalca büfelerinde ekmek satılmasına polis müdahale ediyor/izin vermiyor. Pes demek yetmiyor. Bu engelleri aşıp, ekmeğe, sağlığa ve özgürlüğe hep beraber ulaşacağız" diye tweet attı.
Ve bu tweet'ten sonra sosyal medya çalkalandı. AK Parti'yi hedef alan nefret içerikli paylaşımlar yapıldı. İnsanlar "Yok artık bu kadar da olmaz" dedi.
Ve sonra Günaydın'ın yalan söylediği ortaya çıktı. Bizzat halk ekmek büfelerindeki çalışanlar kesinlikle böyle bir müdahalenin olmadığını, ekmek satışına devam ettiklerini söyleyerek Günaydın'ı yalancı çıkarttılar.
Böyle bir şey olabilir mi? İnsan korkar bu yalanı söylerken! Ama onlar korkmuyor! Daha önce de İBB Sözcüsü Murat Ongun, AK Parti'li kalabalık bir grubun belirli saatlerde İETT otobüslerini organize bir şekilde doldurup 'Sosyal mesafe kuralına uyulmuyor' görüntüsü yaratmaya çalıştığını iddia etmişti. Güya bu kalabalığın planlı yaratıldığına dair delil paylaşmıştı ve bu durumun 'organize kötülük' olduğunu söylemişti.
Ama bu iddia da tıpkı Ongun'un metro girişine çöpü bırakıp sonra fotoğraf çekti diye suçladığı temizlik işçisinden özür dilediği olay gibi yalan çıkmıştı. Polis de hiç işi yokmuş gibi CHP'lilerin provokasyon amaçlı yalanlarını araştırmak zorunda kalıyor.
Bazı CHP'li yöneticiler son dönemde sosyal medya üzerinden yalan söylemeyi, provokasyon çıkarmayı adet edindiler. Yalanları ortaya çıkınca ya kısa bir düzeltme yayınlıyorlar ya da kısık sesli özür diliyorlar ama o yalan ortada kalıyor! Birçok insan bu yalanlara inanıyor. Vatandaşın 'CHP'lilerin hangi tweet'i doğru hangisi yalan?' diye araştıracak zamanı yok ki!
ÇAMUR AT İZİ KALSIN
Amaç da bu zaten; çamur at izi kalsın! İnsanlara "Vay be AK Parti ekmek bile sattırmıyor" dedirtiyorlar. Sürekli yalan söyleyip AK Parti hakkında negatif algı yaratmaya çalışıyorlar! Onlar için yalan söylemede süreklilik çok önemli!
Sanki Hitler'in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in meşhur "Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır..." sözünü şiar edinmişçesine sürekli yalan söylüyorlar! En kötüsü de bu yalanları gönüllü paylaşan sosyal medya kullanıcılarının olması! Asıl organize kötülük bu değil de nedir?
YASAK HAFTA SONLARI DEVAM ETMELİ
'Hiç olmazsa hafta sonları sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli' diyorduk, sonunda gerçekleşti. Şimdi bu yasağın belli bir süre hafta sonları devam edeceği söyleniyor. Hükümetten de gerek görülürse devam edebileceği açıklaması geldi.
Mutlaka devam etmeli. Havalar güzel olunca eğitimlisi, eğitimsizi, zengini, fakiri hiç fark etmiyor; insanlar mutlaka dışarıya çıkıp sosyal mesafeyi ihlal ediyor. En azından hafta sonları insanları evde tutarsak virüsle savaşta büyük kazanımlar elde ederiz. Yaza kadar koronavirüs vaka sayısında düzenli bir düşüş ivmesi yakalamamız gerekiyor. Türkiye için turizm geliri hayati önem taşıyor!
SANKİ FİLM KARESİ GİBİ
6 yaşındaki Öykü Koçak'ın annesi Karaman Devlet Hastanesi'nde, babası ise huzurevinde çalışıyordu. Anne-baba virüs bulaştırırız korkusuyla Öykü'yü dedesine bırakmıştı.
Annesi Öykü'ye bir sürpriz yaptı. Öykü'nün günler sonra gördüğü annesine sarılması ve uzun süre ağlaması, sanki bir film sahnesi gibiydi. Sağlık çalışanları büyük bir risk altında çalışmalarının yanı sıra haftalardır sevdiklerinden uzaktalar. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır.