15'inci Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri'nde 'Deli Deli Olma' filmiyle 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ödülünü alan Levent Tülek, ödülün keyfini, filmi ve yeni projelerini anlattı.
Size ödül getiren Şemistan rolüne nasıl hazırlandınız?
Kars, Terekeme şivesi ile konuşmak gerekiyordu. Senaryomuzu yazan Hazel Sevim Ünsal, Karslı'ydı ve senaryoyu kendi şivesiyle CD'ye okudu. Onu dinleyerek bol bol ağız çalıştım. Aynı zamanda bir saz aşığını oynadığım için divan sazı çalmam gerekiyordu. İstanbul'da ve Kars'ta gerçek aşıklardan ders aldım.
EĞLENCELİ HALE GETİRDİM
Çalışma şartları, hava koşulları sizi yordu mu?
Birçok insan için eziyet olabilecek bir çalışmayı eğlencli hale getirdim. Karın içinde çocuklar gibi debelenerek işin keyifli yanını ortaya çıkarmaya çalıştım.
Sinemadan çok tiyatroda rol almanıza rağmen sinema filmiyle ödül almak nasıl bir duygu?
Çok güzel. Onlarca oyunla binlerce kez sahneye çıkmışımdır. Ama topu topu dört filmim var. Üstelik ilk ikisi Atıf Yılmaz filmiydi ve 20 yıl önce oynamıştım. Çok gençtim ve rollerim de küçüktü. O sebepten 'Deli Deli Olma' benim ilk filmim gibi. Ve onunla ödül adım. Gerçi daha sonra Meriç Demiray'ın yönettiği ve Turan Özdemir'le başrol oynadığımız 'Babam Büfe' filmi var ama o sadece Antalya Film Festivali'nde gösterildi. Bir takım fiziki koşullardan dolayı vizyona giremedi. Hadi daha açık söyleyeyim, para yoktu... Ama o taraftan da iyi haberler var. Yakında o film de geliyor inşallah!
Bazı oyuncular rahat tiyatro yapabilmek için dizilerde oynadıklarını söylüyor. Bazıları dizileri tiyatroya ihanet görüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bence bu eskimiş bir tartışma. Oyunculuk başlı başına bir iştir. İyi oyuncuysanız tiyatroda da oynarsınız, dizide de, sinemada da, reklamda da. Sonuçta mesleğinizi yapıp para kazanıyorsunuz. Dizilerde oynamanın tiyatroya ihanet olduğunu düşünenler genelde tuzu kurulardır. Onlar da ballı bir dizi geldiğinde oynayıverir, "Ama kaliteli bir kanalda kaliteli bir dizide oynuyorum" der. Hangisi kaliteli, hangisi kalitesiz. Hepsi araya makarna reklamı almıyor mu sonuçta?
SESLİ ÇEKİMLER AVANTAJ
Tiyatro sanatçısı olarak sinemada oynamanın kazançları nedir?
Sinema, kamera oyunculuğunun üniversitesi gibi. Televizyon, reklam vs. gibi şeylerle ne kadar allanıp pullansanız da sizin gerçek yeteneğiniz, oyunculuğunuzun gerçek yüzü orada ortaya çıkıyor. Son yıllarda filmlerin sesli çekilmesi biz tiyatrocular için büyük avantaj. Böylece oyunculuğumuzu tüm bedenimizle icra edebiliyoruz. Ayrıca sinemanın en büyük avantajı, saklanabilen, yıllar sonra da olsa tekrar tekrar izlenebilen ve tarihe mal olan bir sanat olması. Adı üstünde işte sanat; kalıcı olduğu için sanat oluyor zaten.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji ve Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat fakültesi okumanıza rağmen oyunculuğa gönül verdiniz. Neydi sizi oyunculuğa çeken taraf?
Okuldayken biraz silik bir tiptim galiba. Popüler olmak istiyordum. Okulda tiyatro kulübündeki arkadaşlar pek havalıydı. 'Neden ben de onlar gibi olmayayım' dedim... Hakikaten de havalı meslekmiş.
Ne anlamda havalı?
Etrafından sevgi, saygı, ilgi, alaka görmek insanı mutlu eden şeyler. Gıpta edilecek bir iş. Tanınıp sevilince işler daha rahat yürüyor. Ancak bazen aşırı ilgi ve sevgi de rahatsız etmiyor değil. Bu işler rast giderken sizin ayrıcalıklı olduğunuzu sanıp, antipati de duyabiliyorlar..
Tarık Abi'nin sette aksi olduğunu duymuştum, ilk günler öyleydi
Tarık Akan ile çalışmak nasıldı?
Tarık Abi'yle daha önce hiç çalışmamıştım. Açık söylemek gerekirse, sağdan soldan sette biraz aksi olduğunu duymuştum. Zira ilk günlerde öyleydi gerçekten. Fakat daha sonra biz Kars'ta, sette en fazla kalan iki oyuncu olarak, gece gündüz birlikteydik. Tarık Abi'nin aslında nasıl çocuksu ve işine aşık bir insan olduğunu o sırada gördüm. Daha film ekibi Kars'a gitmeden 15 gün önce o gitti ve orada yaşamaya başladı. Boş anlarında bile sete geldi. Eğer ödül almışsam yönetmenin, senaristin, Tarık Abi'nin ve Şerif Sezer'in üzerimde çok emeği vardır.
Daha önce 'Yaşayan Çınarlar' projesinde usta isimlerle biraraya geldiniz. Ustalardan neler öğrendiniz?
Alaylı olduğum için, ustaçırak ilişkisine çok önem veririm. Ustalarımdan sahne disiplinini, bencil olmamayı, seyirciyle alışveriş duygusunu ve en önemlisi insan gibi görünmeyi öğrendim.