İklab nedir?

Kalb kökünden türeyen ve sözlükte "döndürmek, çevirmek, altını üstüne getirmek" anlamlarına gelen iklâb, tecvid terimi olarak bâ (ب) harfinin önünde bulunan sâkin nûn veya tenvinin idgam yapılmaksızın "mîm"e dönüşmesini ifade eder. Bu durumda sâkin nûn veya tenvin hâlis mîm (maklûb mîm) olarak okunur (من بعد ⟵ مم بعد، سميع بصير ⟵ سميعم بصير gibi). Sâkin "nûn"un bâ ile aynı kelimede olması (أَنْبِئْهُمْ) veya ayrı kelimede bulunması (أَنْ بُورِكَ) sonucu değiştirmez. Tenvinin ise daima kelimenin sonunda bulunacağı tabiidir (سَمِيعٌ بَصِيرٌ gibi). İklâb uygulamasının sebebi, yan yana gelen sâkin nûn ile "bâ"nın mahreçlerinin idgam edilecek kadar yakın ve izhar edilecek kadar uzak olmayışı şeklinde açıklanmış, ayrıca "nûn"un "mîm"le gunne ve cehir sıfatlarında, bâ ile de mahreçteki birliklerine işaret edilmiştir. Bu durumda sâkin "nûn"un bâ ile mahreçleri aynı olan "mîm"e dönüşmesi kaçınılmazdır. İklâbı kıraat imamları ittifakla uygulamışlardır.

Burada sözü edilen maklûb "mîm"in nasıl okunacağında, diğer bir ifadeyle iklâbın nasıl uygulanacağı hususunda -"bâ"dan önce gelen sâkin "mîm"in okunuşunda olduğu gibi (bk. İHFÂ)- ihtilâf bulunduğu ileri sürülmüşse de İbnü'l-Cezerî bunu reddetmiş ve bu "mîm"in ihfâ edilerek okunacağını belirtmiştir (en-Neşr, II, 26). Ancak günümüz İslâm dünyasında iklâb, genellikle maklûb "mîm"in ihfâ edilmesi şeklinde uygulandığı halde Türkiye'de ve bazı ülkelerde "bâ"dan önce gelen sâkin "mîm"de olduğu gibi -ve İbnü'l-Cezerî'ye göre yanlış olarak- izhar ile okunmaktadır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA