Orta alanda rakibinden üstün olan taraf da Beşiktaş'tı. Özellikle Atiba ve Veli defansif anlamda kusursuz. Ama en azından bu ikiliden biri rakip alanda gözükmeli. Bunu az yapıyorlar. Beşiktaş takımı, ilk yarıda Gökhan'ın şahsi becerisiyle müthiş bir gol attı. Gecenin de en iyi oyuncusuydu. Beşiktaş'ın istekli ismiydi. Maçın en can alıcı hareketini 69'da Bilic yaptı. Oğuzhan, Olcay ve Gökhan Töre Beşiktaş'ın iyi işleyen dişleriydi. Ve Sosa-Oğuzhan değişikliği Beşiktaş'a yaramadı. Oğuzhan iyi oynuyordu. Neden çıkardı ben anlayamadım. Çünkü sakatlığı da yoktu. Bilic bunu hep yapıyor. 88'de Parra'nın harika volesiyle az seyircili stad, bir anlamda sessizliğe gömüldü. Ve Kartal, 3 puan alacağı maçta 1 puan aldı. Unutmadan söyleyelim... Necip, Beşiktaş'ta çok sırıtıyor. Sivok uzun süre oynamadığı için etkili değildi. Bu takıma Demba Ba şart! Bunu söylemek lazım. Belki o olsa Beşiktaş ikiyi, üçüyü dördü bulacaktı.
Sinan Vardar: Biz bu takımı rahat yeneriz!
Maçtan üç saat evvel Beşiktaş'ın Sayın Başkanı Fikret Orman ve Sayın Başkanvekili Ahmet Nur Çebi ile birlikteydim. Birbirleriyle diyalogları gayet müspet ve seviyeliydi. Harıl harıl Beşiktaş için çalışıyorlardı. Nifak sokmak isteyenlere duyurulur. Beşiktaş için bir teklif getirdim. Büyük bir istekle 'evet' dediler. Kamuoyuna açıklamak Sayın Başkan Orman ve vekiline yakışır. Beşiktaşımız'a hayırlı olsun. Gelelim maça: Demba Ba ve Sosa yok. Sakatlıklardan dolayı gayet normal. Oğuzhan oynuyor. Bilic, İsmail'in yerine Necip'i tercih etmiş. Oğuzhan'ın şutu üst direkte patladı. Beşiktaş atak üstüne atak yapıyor.Adamlar kendi sahalarından çıkmamakta ısrar ediyor. Buna karşılık Beşiktaş defanstan daha çabuk ileriye çıkmalı. Yaratıcı futbolcuların da adam eksiltmeleri gerekiyor. Üst adelesinden sorunlu Mustafa 30 dakika dayanıyor. Cenk oyuna giriyor. Gökhan golü buluyor. Adamlar artık çıkacaklar bence, Beşiktaşımız çok pozisyon bulacak. Gökhan'dan mermi gibi şutlar ama çerçeveyi bulamıyor. İkinci yarı Kartal kanatlarını iyi kullansa skoru artıracak ve golleri bulacak. Dar alanda kısa paslaşmalar. Ondan sonra bir ters kanata topu döndürebilseler neler olacak neler ama olmuyor. Hakem, Yunanlılar'ın taktik müdahalelerine daha ne kadar müsade gösterecek! Bir sarı kart göstermemekte bile inat ediyor. Hayretler içindeyim. Ah Oğuzhan! Şu fizik gücünü artırsan tadına doyum olmayacak. Biliyorumkendine de iyi bakıyorsun. Derken Slaven Bilic, Oğuzhan'ı çıkarttı. İlk defa çabuk oynadık, Olcay golü bulamadı. Sivok'un inanılmaz pas hatası ve inanılmaz bir gol: 1-1. Çok pozisyon bulduk biraz şanssız biraz beceriksizlik 2 puan gitti, yazık oldu. Taze kalamarlar ahtapotlar yeriz, biz bu takımı deplasmanda rahat yeneriz. Beşiktaşlılar üzülmesinler.
Metin Tekin: Beşiktaş artık maçı bitimeyi öğrenmeli
Grubun ilk maçında Beşiktaş zayıf rakibi karşısında evinde 2 puan bıraktı. Kartal için dün eksik olan şey neydi?
Beşiktaş için eksik olan şey iki sezondur vurguladığım, "Maç bitmeden oyunu bitirememesi..." Maç 1-0'ken süre içerisinde Beşiktaş rakibini sürekli oyunda tuttu. İki sezondur yaşadığı sıkıntıyı yine yaşadı. Maçı belirleyen nokta, Beşiktaş'ın maçı bitirecek güce sahip olmaması. Ya maçı 2-0'a veya 3-0'a getireceksiniz, ya da 80'de maçı 1-0'da tutmayı bileceksiniz.
Bu puan kayıplarının ilk iki yolunda telafisi nasıl olur ?
Maça iki yönlü bakmak gerekir. Bardağın dolu tarafından bakarsanız, grubun bütün takımları berabere kaldı. Deplasman ve ev sahibi kriterlerini katmazsanız, ikinci maçlar ile birlikte grup yeniden, sıfırdan başlıyor diyebilirsiniz.
Bardağın boş tarafından bakarsanız grubun en zayıf halkası görülen bir takıma kendi sahanızda puan vererek başlıyorsunuz. Ama Beşiktaş, grubun ikinci maçına yeniden başlıyormuş gibi bakmak zorunda...
Takımda Serdar Kurtuluş dururken, sağ bek için Serdar dışında herkesin tercih edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Bilic, uzun zamandır sağ bek tercihini Serdar'dan yana kullanmıyor. Gerçek bölgeleri olmasa da sağ bekte İsmail'i, Necip'i deniyor. Bir teknik adam olarak Bilic bunu sorgulamalı. Bilic kadar Serdar da şunu değerlendirmeli. Eğer şu tabloda Serdar kendine şans bulamıyorsa Beşiktaş'taki geleceğini sorgulaması gerekir.
Tribün ve zemin açısından Olimpiyat Stadı Beşiktaş için avantaj değil dezavantaj olmaya başladı. Başka bir stat tercih edilmeli mi?
Olimpiyat stadı ne Beşiktaş'a kendi evinde oynuyor hissi veriyor ne de rakibe deplasmanda oynuyor hissi veriyor.
Bazı maçlarda tribün çok belirleyici olur.
Maçı koparmada, tempoda büyük etkendir. Beşiktaş, bunun handikabını büyük ölçüde yaşıyor. Olimpiyat'ın mecburiyet mi yoksa bir seçim mi bunu bilmek gerek. Eğer bir seçimse bu gözden geçirilmeli. Olası bir iç saha değişimi farklı bir Beşiktaş izletebilir.
Kaybedilen iki puanda Slaven Bilic'in taktiksel olarak hatası var mıydı?
Bugünkü beraberliği bir teknik adam yanlışı olarak değerlendirmek son derece yanlış olur. Maçın geneline baktığımız zaman Bilic'in bir hatasını görmüyorum.
Beşiktaş'ın genel hatası rakibini oyunda tutmasından kaynaklanıyor.
Rıdvan Dilmen: Oğuzhan'ı pamuklara sarın!
Hakikaten futbol oyunu adamı delirtir... Dün muhteşem başlayan bir maç izledik. Öyle ki Beşiktaş karşısında Asteras takımının puan alma şansı hiç yoktu. Beşiktaş kapanan bir takıma karşı ne yapması gerekiyorsa yaptı. Sıfıra indi, göbekten ikiye birlerle girdi ve böyle de golü buldu. Sağ kanatta Gökhan, Mustafa Pektemek, Olcay, Oğuzhan pozisyona girdi. Her türlü hücum aksiyonları yapıldı. Mevcut oyuncu kalitesi zaten rakibinin çok üstündeydi. Rezalet ve ağır bir zemine rağmen oyuncuların coşkusu iyi futbol oynama arzusu üst düzeydeydi. Hatta izlerken bile rakibin gücü ne olursa olsun Beşiktaş takımı Avrupa'da iş yapar diyorum. Maç uzun süre 1-0 devam edince de hiç inanmadığım (atamazsan atarlar) kuralı devreye girdi. Öyle bir dakikada gol attılar ki hakem sadece 2 dakika uzatma verdi ve güzel futbol oynayan, bize zevk veren Beşiktaş, şu maçtan 2 puan kaybederek çıktı. Gerçekten şaka gibi. Bunları yazarken Oğuzhan ve Bilic'le ilgili birşeyler söylemek gerek. Oğuzhan'ın sakatlık problemi yoksa ve o yüzden çıkmadıysa hatta antrenmansız olduğu için yorulduysa dahi Oğuzhan, Beşiktaş'ta kenardan tabela gösterilecek en son adam. Oğuzhan'lı Beşiktaş'ı düşünelim bir de Oğuzhan'sız oynanan bölümü ve Rize maçını. Oğuzhan'ın olmadığı dakikalarda veya oyunlarda sadece forvette koşu yapan oyuncular değil, bütün takım etkileniyor. Günümüzde bir oyuncu takımı bu kadar etkilemez, etkilememeli ama Oğuzhan; Olcay'ın, Gökhan'ın, Mustafa'nın hücumda, arkada Veli'nin, Atiba'nın Sivok'un, sağ bekin sol bekin herkesin yardımcısı. Oğuzhan oynamadığında Beşiktaş çok etkileniyor. Dün de bunu gördük. Oğuzhan'ın bireysel pasları kadar oyunda kalışı Beşiktaş'taki tüm oyuncuların güvenini artırıyor. Ama ona da bir eleştirim var: Senin tek problemin fizik. Dün fizik olarak kötü değildin. Sen farklı yeteneklere sahip bir oyuncusun. Kazanılabilecek küçük bir problemin var o da kuvvet. Bunu çalışarak halledeceksin. Beşiktaşlılar hiç üzülmesin, bu Beşiktaş böylesine puanlar kaybedebilir ama bu gruptan çıkma ihtimali yüksek, ligde de zirveye oynayacak karaktere sahip. Tek şart Bilic ile Oğuzhan gerekirse aynı evde kalacaklar. Gerekirse Oğuzhan'ın üstünü örtecekler onu pamuklara saracaklar ve bir an önce de Olimpiyat Stadı'ndan kurtulacaklar.
Fatih Doğan: Asteras ders verdi
Geçtiğimiz hafta Kulüpler Birliği ve Başakşehirspor Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'la uzun bir röportaj yaptık. Arada kaynayan bir konu vardı. Beşiktaş'ın çilesi haline gelen Olimpiyat Stadı'nı ve zeminini görünce aklıma geldi. "Beşiktaş Süper Lig'deki iç saha maçlarını Fatih Terim'in adı verilen bu güzelim butik statta oynamak için bir başvuruda bulundu mu?" diye sormuştum. Sayın Gümüşdağ'ın cevabı "Hayır olmadı. Olsa değerlendiririz" olmuştu. Olimpiyat Stadı'na gitmek yoğun yağış ve trafik nedeniyle yine çileye dönünce, patates tarlasına benzeyen zeminde Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi'nde Asteras'ı misafir ettiğini görünce kesin kanaat getirdim: Beşiktaş, Fatih Terim Stadı'nda oynamak için girişim yapmalı ve hatta ısrarcı olmalı.. Çünkü ne tribünlere gelen yaklaşık 10 bin kişi, ne de zeminin görüntüsü Beşiktaş'a ve Türkiye'ye yakışmadı. Bu kadar kötü zeminde futbol adına ne beklenir. Futbolculardan ne istenir o da tartışma konusu. Al Mersin'i vur Olimpiyat'a... Üst üste 3-4 pas yapamayan takımlar, şişirilen toplar oyunun kalitesini çok düşürdü. İlk yarı Oğuzhan'la bulunan iki pozisyon ve Gökhan'ın golüne karşılık Yunan takımının yakaladığı 2 pozisyon vardı. O kadar... Beşiktaş Gökhan'la ilk yarı golü bulunca ikinci yarı yatmayı tercih etti. Ne sakatlanan Mustafa'nın yerine giren Cenk, ne Sosa ne de Kerim Frei değişiklikleri 1-0'ın üzerine yatan anlayışı değiştirmedi. Hiç de boş bir takım olmadığının sinyallerini maçın başından bu yana veren Asteras 88'de Rolle'nin asisti ve Parra'nın ayağından bir ders verdi. Futbol bir strateji oyunudur. Ve Beşiktaş bu stratejik hamleleri kaybediyor. Sonra faturası ağır oluyor...
Erman Toroğlu: Bay Bilic oldu size piliç
Futbol ukalalık kaldırmaz. Şımarıklık kaldırmaz. Ciddiyet ister. Rakibe saygı ister. Daha da önemlisi haddini bilmek ister. Beşiktaş kadro olarak rakibine göre daha iyi bir takım. Bu Asteras Tripolis takımı ile 10 maç yapsalar dokuzunda yenerler. Asteras Tripolis, Beşiktaş'a göre zayıf bir takım. Ama o Asteras Tripolis takımı haddini bilerek oynadı, haklı bir beraberlik aldı. Biraz daha yüklenebilseler son dakikada galip de gelirlerdi. Beşiktaş'ta son zamanlarda tehlikeli bir görüntü var; Futbolcular oynuyor gibi yapıyorlar. Seyirciyi de aldatıyorlar, kendilerini de... Ama sahada oynamıyorlar. Dün gece hiçbir Beşiktaşlı futbolcu yüzde 50 randımanın üstüne çıkmadı. Bizde şu sıralar en moda bahane sahanın zemini. Başı sıkışan sahanın zemininden başlıyor buna bir de rüzgarı da ekleyenleri bile var. Milli Takım son maçta rüzgardan dolayı başarısız olmuştu (!) Hatırlarsınız açıklamaları... Dün gece de Bilic sahanın zemininden bahseder herhalde! Beşiktaş'ın bu sezon çok şeyler beklediği Mustafa Pektemek oynuyor, tat vermiyor. Cenk Tosun oynuyor o da tat vermiyor. Demba Ba'yı arıyorsun oynatmak için, sakat diyorlar. İnsanın aklına tuhaf tuhaf şeyler geliyor. Acaba Demba Ba transfer edilirken mi sakat geldi? Kulüplerimiz transferleri yaparken alacakları yıldız futbolcuları çok iyi sağlık testinden geçiremiyorlar mı diye düşünmeden edemiyor insan... Yeni transfer Sosa alkışlarla geldi. Dün sahada yedek kulübesinde bekledi, oyuna sonradan girdi. Büyük umutlarla alınan onlar bu maçlarda oynamayacaklar da hangi maçlarda oynayacaklar? Bu futbolcular özellikle Avrupa maçlarında oynasın diye alınmadılar mı? Son yıllarda Türk takımlarını teknik direktörler ile yöneticiler değil, menajerler kurmaya başladı. Aslında bu futbolcuları kimler getiriyorsa o menejerleri yedek kulübesine oturtup ibreti alem için seyircilere göstermek lazım. Şu anda menajerler kulüpleri teslim almış durumdalar... Diyeceksiniz ki yöneticiler ne iş yaparlar? Herhalde onlar da güle oynaya onlara teslim oluyorlardır. Ne diyelim ki bir bildikleri vardır, bizim bilmediğimiz! Dün geceki maçın özeti aslında şuydu; Bay Bilic, oldu piliç. İlerde kızartırlar mı, haşlama mı yaparlar yoksa suyuna çorba mı bilmiyorum. Aslında bu transferlerin yapılmasında ve kadroda onun etkisi ve yetkisi ne kadar çok merak da etmiyor değilim...