İskender Günen: Trabzon dersine çalışmış ama...
İki takımın da hedefleri farklı. Birinin şampiyonluk için diğerinin ise Avrupa Ligi'ne katılabilmek için mutlak üç puana ihtiyacı var. Maçın sonunda ise hedefine ulaşan Trabzonspor oldu.
Maçı iki bölümde irdelemek gerekiyor. İlk yarıda Trabzonspor, bu sezonun en iyi oyunlarından birini ortaya koydu. Futbol adına doğruları yaptı. Topun olduğu her yerde kaldılar. Top rakipteyken de herkes kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalıştı. Rakipten kaptıkları toplarda ise çabuk ve etkili atak girişimleri var. Bunlardan birinde sağ kenardan gelen topta, Telles'in ceza alanı içerisinde eli ile oynadığı pozisyona çizgi hakemi nasıl penaltı vermez anlamak olası değil. Ardından ise yine organize bir atak girişimi sonucunda Özer ile öne geçen taraf oldular. Bu maçta bir kez daha gördük ki önde oynayan Deniz Yılmaz takımına büyük katkı yapıyor. Mücadele gücünün yanında top saklama becerisi ile de önde çoğalmayı gerçekleştiren isim. Bana göre ilk yarıda takımı adına sahadaki en iyi oyuncuydu.
İkinci yarı ise her ne kadar sonuç Trabzonspor lehine olsa da Ersun Yanal'ın hatalarından bahsetmememiz mümkün değil. Örneğin; Cardozo gibi takımı eksik bırakan bir oyuncuyu ikinci yarı uzun bir süre oyunda tutması büyük bir yanlış. İlk yarıya göre rakibin Trabzonspor ceza alanında daha fazla gözükmesinin en önemli sebeplerinden birisi, önde topun rakibe çabuk teslim edilmesi. İkinci yarıya Cardozo'yu kenara alıp, Sefa veya Yusuf Erdoğan'ı sahaya sürüp, Özer'i orta alana alarak rakibin baskı kurmasını önleyebilirdi. Rakibin kurduğu baskı ile kazandığı golden başka da pozisyonları var. Bunlarda kaleci Hakan, gerçekten çok başarılıydı. Maçın sonlarında ise G.Saray savunmasının yaptığı büyük hata sonucunda ikinci golü bularak üç puanı aldı Trabzonspor.
Hakeme gelince, iyi bir maç yönettiği söylenemez. Özelikle, her iki takım lehine verdiği ya da vermediği fauller var. Eğer Trabzonspor bu maçı galip bitirmeseydi, vermediği penaltı herhalde uzun süre gündemde kalırdı.
Ömer Üründül: Yanal'ın yanlışına rağmen
Dün gece değişik görüntülere sahne olan bir maç izledik. Trabzonspor, ilk 40 dakika ikinci bölgede ligimizde senelerdir görülmeyen müthiş bir takım presi uyguladı. Bu beklenmeyen tabloda devrenin son 5 dakikasına kadar Galatasaray ne pas yapabildi, ne topa sahip olabildi ne hücuma çıkabildi ne de savunma güvencesi oluşturabildi. Pres karşısında sürekli top kaybedip dengesiz yakalanan Galatasaray'ın ilk devreyi tek farklı skor dezavantajıyla kapatmasındaki en önemli faktör Trabzon'un ofansif gücündeki alışılmış kolektif yetersizlikti. Bu arada 40 dakika rakip kaleyi tehdit edemeyen Galatasaray devre sonunda önce Emre Çolak ile direğe takıldı, dönen topta da Burak Yılmaz zoru başardı.
HAKAN AYAKTA TUTTU
İkinci yarıda ise işler tamamen terse döndü. Trabzonspor'un yorulup o müthiş takım presinin tamamen düşmesiyle Galatasaray tüm kontrolü ele aldı ve 25 dakika Trabzon kalesini bunalttı. Emre'nin beraberlik golüne kadar Trabzon'u ayakta tutan isim kaleci Hakan'dı. Trabzonspor, topu hiç tutamadığı gibi bütün riskleri almış rakibi karşısında 40 metrelik genişlikte bir kontratak şansı dahi yaratamadı. Bu olumsuz görüntüde Ersun Yanal'ın hamle yapmayışı çok ciddi bir teknik adam yanlışıydı.
Son 15 dakika bu sefer Galatasaray yoruldu. Trabzon, bilhassa Yusuf'un girmesiyle (ki bu değişiklik çok önceden yapılmalıydı) etkili olmaya başladı. Bu bölümde hem gol kaçırdılar hem tekrar skor avantajı yakaladılar hem üçüncü golü kaçırdılar hem de çok önemli bir üç puanının sahibi oldular. Galatasaray ise ciddi bir kayıp yaşadı.
Hiçbir oyuncu beklenen kalitesine ulaşamadı ama bir tek Hamit'in sakatlığından dolayı mecburi değişiklikle oyuna giren Emre Çolak iyi oynadı.
Hakem Ali Palabıyık etki altında kalmadan ve soğukkanlı şekilde bana göre çok başarılı bir yönetim gösterdi.
Levent Tüzemen: Bir puanı bile düşünemediler!
İğneyi Hamza hocaya batıracağız, sonra da çuvaldızı oyunculara ikram edeceğiz. Büyük takımların strateji gerektiren maçlarda oyuna önce akıl koyması gerekir. Bazen önde baskı kurarsınız, bazen de rakibi karşılayarak sonuca gidersiniz. Ama G.Saray'ın bunu yapacak kadro anlayışı sahada yoktu. Lige verilen arada belli ki G.Saraylı oyuncular zihinsel olarak bu maça hazırlanmamışlar. Hamza hocanın da kadro tercihinde duygusal davranması, oyuncuların performansını doğru analiz etmemesi G.Saray'ın kaybetmesini sağlarken şampiyonluk şansını da azalttı.
Bir hoca kararlarında kendi doğrularıyla çelişmemeli. Telles için hem, "Savunma yönü zayıf" diyeceksin sonra da Trabzon'da sol bek oynatacaksın. Ne oldu? Trabzon Telles'in bölgesini koridor yaptı. Semih stoper, Hakan sol bek oynayabilirdi. Melo bile 11'de olabilirdi. Çünkü Melo Galatasaray'ın savaşçı ruhu... G.Saray takımı ateşleyen Melo'ya ihtiyaç duyuyor. Melo'yu oynatmamak tamamen, "Aman Hamit kırılmasın" düşüncesidir. Ama Galatasaray kırıldı.
Hamza hocanın Burak-Umut tercihi tamamen Trabzon üzerinde baskı yapmak içindi ama tutmadı. Umut kanat oynar mı? Asla. Burak da etkisiz kaldı.TT Arena'da tek forvet oynayacaksın, Avni Aker'e Burak-Umut çıkacaksın.
Böyle hovardalık olur mu? Bu anlayış Sneijder'i de etkisiz kıldı. Bruma'yı, Olcan'ı, Emre'yi düşünmemek ilk yarı G.Saray'ın kanatlardan hücum etmesini engelledi.
Hamit sakatlanıp, Emre girdikten sonra G.Saray oyuna ortak olup, topa daha çok hükmetmeye başladı ve ikinci yarı Trabzon kalesinde ciddi pozisyonlar buldu. Emre Çolak yetenekli, topu bilen, tekniği yüksek, oyuna akıl koyan bir oyuncu. Emre'yle golü bulduktan sonra G.Saray'ın ikinci gol için saldırırken kontrolü elden bırakması takım disiplini adına büyük zafiyetti. Final haftalarında bir puan bile önemlidir. O zaman kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin. Galatasaraylı oyuncular o kadar şuur kaybı içindeydi ki, "1 puanı" bile düşünemediler. Trabzonspor kazanırken akıllı oynadı; Galatasaray'ı önce karşıladı, sonra kontraya hızlı çıktı.
Kaleci Hakan kurtardıklarıyla sahanın yıldızıydı.
En yüksek not 8 Hakan Arıkan
En düşük not 3 Alex Telles
Rıdvan Dilmen: Yorulan boksör düştü
Öncelikle iki tane iyi takımın büyük bir mücadelesini izledik. Üçe böleceğim maçı...
İlk 40 dakika, Trabzon'un biraz daha iyi oynadığı dönem. 40 ila 67 arasında sanki Türk Telekom Arena'da oynanan bir maç...
Yaslaya yaslaya altıpasa kadar soktular Trabzon'u. Oyunun son bölümünde fizik olarak düşen Galatasaray'a karşı öne iki diri oyuncu sokan Yanal, maçı Trabzon'a çevirdi.
2-1'den sonra kontralarla Trabzon, kornerlerle Galatasaray tehlike yarattı ama bundan karlı çıkan Trabzonspor oldu.
İki tane sakatlık geçirdi Galatasaray...
Birisi ilk yarıda Hamit, ikinci yarıda ise Burak... Eğer Yasin'in bir problemi yoksa değişikliği erken yaptı Hamza hoca. Efor sarf ettiği için kramplar giren oyuncuları değiştirme hakkı kalmamış oldu.
Galatasaray son bölümü kalpten oynadı, vücut olarak değil. Ekonomik oynayamadılar skordan ve değişiklik hakkı kalmadığından dolayı... Hem statta hem ekran başındaki kimse Pandev, Umut ve Emre'nin nerede oynadığını belirtemez.
Bir sağda, bir solda... Sistem kalmadı. Bir de rakip Trabzonspor, önemli oyuncuları var. Sonuçta bu maçtan önce alınacak her skoru normal sayıyordum, Trabzon kazandı. Enteresandır, iki takım pres yaptığı bölümlerde üstün oynadılar. İlk 40 dakika Trabzon korkunç pres yaptı. Erkan, Özer, Deniz ve Mehmet Ekici. Bunlardan ikisi güçlü oyuncular sayılmaz.
Cardozo ise bu oyunun ideal oyuncusu değildi.
Yine de yaptıkları güçlü pres Galatasaray'ı yıprattı.
Bu yıpranma son bölümde ortaya çıktı.
İkinci yarıda Galatasaray, daha da korkunç şiddette bir presle başladı. Trabzonlu oyuncular resmen 1-9'a döndü. Trabzonsporluları ceza sahasına soktular. Bu oyunu 27 dakika oynamak kolay gözükebilir belki ama önce pres yorgunluğu, sonra ekstra efor harcamak insanın nabzını yükseltir. Hem Galatasaray hem Trabzonspor 1-1'e razı olmadı. İlk 5 rauntta Galatasaray'ı yordu Trabzon. Bir de sayı aldı. 5-10 arası Mike Tyson gibiydi. Vurdu, vurdu, indiremedi. 10'a kadar daha çok yorulan Galatasaray, kendini tazeleyemedi sakatlıklardan.
Oyunun sonunda Trabzon ayakta kaldı.
Yorulan boksör ise düştü.
Bu virajı Galatasaray dönebilse düzlüğe çıkacaktı.
Öyle bir virajı sağlıklı geçemedi ki Galatasaray, büyük bir avantaj yitirdi. Ligin zirvesinde puan kayıpları devam edecektir.
Beşiktaş son 2 maçta gol atmamış şekilde çıkmıştı Kasımpaşa maçına, bugüne lider giriyor.
Gol nasıl oldu? Chedjou faul yapıyor ama Trabzon'un erken başlamasını engellemek aklına gelmiyor. Bu mental yorgunluktur.
Peki golü kim atıyor? Savunmanın önünde oynayan Medjani... Yorgunluk, dalgınlığı getirdi. Daha da önemlisi sinir de getirdi.
Tabii maç 2-1, son dakikalar...
Hakem Ali Palabıyık sakin davrandı, doğru analiz etti ve maçı çok iyi yönetti.
Sadece Chedjou'yu ikinci sarıdan atabilirdi.
İngilizcesi de iyi herhalde, oyuncularla iletişimi iyi. İyi koşuyor, oyuncularla arasındaki mesafeyi koruyabiliyor. Geleceğin iyi hakemlerinden olabilir.
Erman Toroğlu: Galatasaray zor şampiyon olur
Maça dikkatle bakın; öyle aman aman pozisyon yok ilk 45 dakikada. Trabzon tesadüf eseri bir gol buldu. . Ama ilk 45'te şu net gözüküyor; sahaya çıkan 11 Trabzonsporlu oyuncu ellerinden ne geliyorsa azamisini vermeye çalışıyorlar. Peki G.Saray 11'i için ilk 45 dakika aynı cümleyi söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır. Eğer Selçuk torpilli değilse dün kenara alınacak ilk oyuncu olmalıydı. Hem kaçak dövüştü hem de takımını külliyen oyundan düşürdü. Umut'a bu tarz görevler verecekseniz oynatmayın daha iyi. Selçuk böyle oynayınca bu sefer Sneijder'i geri çekiyorsun. Yani elinde assolist var en büyük gazinolarda şarkı söyletebilirsin ama onu kenar mahalle gazinolarına sokuyorsun. Oralarda oynatıyorsun!
G.Saray ikinci yarıda baskı kurdu. Ama yalan bir baskı! Trabzonspor da bu yar-ı nın ilk yarım saatinde bir şeyler yapmaya çalıştı. O da bence göstermelikti. İşte burada kenarda futbolcularına kızan Ersun Yanal'ın aslında kendine kızması lazım. Yaptığı değişiklikleri daha erken gerçekleştirse Galatasaray'ın arka tarafı pazar yerine dönecek. Trabzon her geldiği pozisyonda gol yapabilecek görüntüdeydi.. Ama Ersun da seyirci baskısından olsa gerek maçı daha dikkatli izleyeceğine fazlaca kenardda hopladı zıpladı. Bu kadar hoplayıp zıplarsan doğruyu göremezsin.
Öyle veya böyle bu Galatasaray'ın şampiyon olması zor.
Hakem Telles'in pozisyonuna penaltı çalsa kimse birşey diyemezdi. Ondan sonraki penaltı isteklerinin hepsi yalan! Çok özel bir pozisyonda Trabzon atagını Trabzon lehine faul vererek kesti. Bıraksa gol olma şansı fazlaydı. Maçın sonunda olayların çıkış noktası Mehmet Ekici.. Hakem onu halletse bu kadar sarı ve kırmızı çıkmayacaktı. Bunu da acemiliğine bağlıyorum. Ama Türkiye'deki "çok tecrübeli" dediğimiz hakemlere göre sahada yine de iyi şeyler yaptı. Ders alırsa iyi hakem olacak, alamazsa kendi bilir. Hakemin kafasına çakmak attılar. Ayıp ettiler! Peki bunlar içeri girerken polis tarafından aranmıyorlar mı? O da ayrı bir konu. Daha da önemlisi demek ki maçlarda sigara içmek serbestmiş!... Protokol tribününde içilir de açık tribünde içilmez mi?
Ahmet Çakar: Klasik eyyam
Önce şunu söyleyelim; geçen hafta takım kaptanları Cumhurbaşkanımızın karşısında kedi gibiydiler. Sürekli suçu başka yere atmak amacıyla kıvrandılar durdular. Üstelik o kaptanlar arkalarına federasyon başkanını ve teknik patronu da alıp hedef saptırırken dün gece tertemiz giden bir maçta son dakikada sahayı arenaya çevirdiler. Bundan sonra da "Biz masumuz" deyip dursunlar bakalım.
Maça gelince, ilk yarı Trabzon müthiş pres yaptı. Her alanda rakibe pas imkanı vermedi, kaptığı toplarla da çok çabuk çıkmaya çalıştı. Aslında bu yarı Trabzon birden fazla gol atabilirdi, atması lazımdı ama atamadılar. Sadece Özer'in attığı golle yetinirken ilk yarının sonunda da Galatasaray şanssız bir an yaşadı. Top iki defa direkten döndü.
İkinci yarı ise roller tamamen değişti. G.Saray Trabzonspor'u sahadan siliyordu. Sağdan geldi, soldan geldi, şut çekti, rakibin kafasını kaldırmadı. Ama bu dakikalarda Trabzonspor kalecisi Hakan adeta bir dev gibi Trabzon'u birkaç golden kurtardı. "Bu sıcağa kar dayanmaz" diyorduk ki öyle de oldu. Baskı Emre ile golü getirdi. İşte bu dakikadan sonra maçı izleyen herkes herhalde "Galatasaray ikiyi de bulacak. Çünkü tek kale oynuyor ya da en kötü son 20 dakika Trabzon direnirse maç berabere biter" demiştir. Ama öyle olmadı. Son dakikalarda G.Saray defansı hakemle uğraşırken Trabzon serbest vuruşu çok çabuk kullandı. Soldan Erkan Zengin'in ortasında Medjani ile galibiyet golünü buluverdiler.
KIRMIZI KARTSIZ GEÇİRDİ...
İşte ne olduysa son dakika oldu. Ortalık birden bire karıştı. Beş kişinin sarı kart görmesi bence tam bir eyyam. Hakem Ali Palabıyık o ana kadar çok iyi maç yönetmişti. Trabzon'un penaltı beklediği 2 pozisyon var ama ikisinde de elle oynama yok. Devam kararları doğruydu. Ama son dakikadaki olayı kırmızı kartsız geçirmesi Türk hakemliğinin klasik eyyam taktiğidir. Muslera'nın ve diğer birkaç oyuncunun atılması gerekliydi ama atamadı.