METİN TEKİN: Bu maçı unutmaz
Beşiktaş yine bir Şampiyonlar Ligi dönüşü zorlandığı bir maç oynadı. Aslında farklı kadrolardı. Kayserispor maçına dinlenmiş ve tüm konsantrasyonunu Kayseri'ye veren bir kadro çıkmıştı. Ama şunu bir kez daha gördük ki Kayserispor'un topladığı puanlar ve ligin üst sırasında olması tesadüf değilmiş. Beşiktaş'a karşı planı olan ve 10 kişi kalmasına rağmen bunu uygulayabilen inanmış bir Kayseri vardı sahada. Daha güçlü olan Beşiktaş'tı ama bir oyun planı olan Kayserispor'du. Tabii ki maçın seyrinin Kayseri, 49. dakikada 10 kişi kalınca değiştiği bir gerçek. Beşiktaş artı biri yakalayınca maç bitti diye düşündü. 11'e 10 oynamak avantaj ama rakibine bir kişi eksik olduğunu hissettireceksin. Bunu ya alanı genişleterek yapacaksın ya da tempoyu yükselteceksin. Beşiktaş bunu yapamadı.
İlk yarıda çok tempolu oynamasa da 3 pozisyon bulan Beşiktaş, rakibi 10 kişi kaldıktan sonra bunu gösteremedi. Siyahbeyazlılar, bu maçı ve puanı sezon sonuna kadar hatırlayacaktır. Ligin bu döneminde, 15. haftayı geride bırakırken zirveye bir adım daha yaklaşma şansın varken geride kalmak Beşiktaş'ın kafasına hep takılacaktır.
Bazen oyun olarak yenemeyebilirsiniz ama Beşiktaş'ın sahip olduğu kalitede, zaman zaman oyuncuların kişisel becerileri devreye girmeli. Bugüne kadar zaman zaman bunu yaşadılar. Geçen hafta Galatasaray maçındaki müthiş performans sonrası Kayseri'de o oyuna ve gücüne gölge düşürdü.
Teknik adam hamlelerine gelince; Şenol Hoca için "Negredo için bu kadar geç mi kalmalıydı? Lig maçlarında Oğuzhan ve Talisca'nın birlikte kullanımı olamaz mıydı?" sorularını sorabiliriz.
Umut'un itirazına rağmen penaltı net bir karardı. Evet Umut görmeden vurdu, böyle bir düşüncesi yoktu ama Cenk'in öncesinde yaptığı bir hareket vardı ve bu hareket penaltıydı. Kırmızı karta gelince; birici sarı zaten itirazdandı, ikinci sarı da haklıydı. Ama asıl soru; bunu her takıma kolay verebiliyorlar mı işte bu.
RIDVAN DİLMEN: Negredo, Lopes atıldığında girmeliydi!
Beşiktaş son iki haftada Sivas'a gidiyor ve Osmanlıspor'la oynuyor. İki maçı da kazanırsa geçen yıldaki ilk devreden 5 puan eksiği oluyor. Geçen sene 38 puanı vardı Beşiktaş'ın...
Yabancı kontenjanı işi takımları sertleştirdi. 3'er 5'er goller atılırken sezon ilerledikçe savunma oyuncuları öne çıktı. Suni fark tespitine ben de şu açıdan katılıyorum, 70'i en fazla bir takım görür. Sivas geliyor, atıyor, Başakşehir'i yeniyor. Daha Galatasaray gidecek, Fenerbahçe gidecek. Göztepe'nin transfer politikası ve antrenör seçimi çok doğru, Kayseri de öyle... Maçların rekabetinin arttığını görebiliyoruz. Milli takım için ayrıca bakabiliriz ama lig açısından bu gerçek var.
Beşiktaş gibi Türkiye'nin en iyi hücum takımlarından birisinin 47-48 dakika 10 kişi oynanan dönemde neredeyse pozisyonu yoktu. İlk yarıda daha fazla pozisyon vardı 11'e 11'ken. Açıkçası Beşiktaş hak etti mi? Hayır, oyun olarak hak etmedi. Beşiktaş ligde Galatasaray maçı haricinde arzu ettiği oyunu oynayamadı. Şenol hoca gerekirse bu tip maçlarda 4-4-2 başlayabilir, Negredo'yu daha fazla kullanabilir. Lopes atıldığında girmeliydi Negredo... Talisca kaprislerdeydi. Bu olmaz tabii ki. Talisca'nın Galatasaray maçında kesilmesiyle başlayan bir demoralize olma durumu var. Negredo 4 gol atıyor, 3 gün sonra derbide gol atıyor. Bu adama bir şans olmayacak mı bu takımda 10 dakikadan fazla? Oyunu çözme açısından bu gerekliydi. Avrupa'da gururumuz tabi, o ayrı ama ligde sorun var.
Quaresma deplasmanlarda hiç oynamıyor, sadece Alanya deplasmanında Babel'le birlikte iyiydiler. Kuvvetli değiller, güçlü atak yapmıyorlar. Bazı oyuncular, örneğin Talisca gayretsizdi. Gayreti göremedik. Quaresma 20 dakika dışında hiç yok. Babel biraz ikinci yarıda vardı. Oğuzhan çok pas hatası yaptı. Dün sahanın en kötü oyuncularından birisi Gökhan'dı. Müthiş kötü oynadı.
Son olarak Kayseri takımına bakarsak gömülerek iyi savundular. Güçlü üç stoperle top bırakmadılar. Sumudica çok başarılı bir teknik adam. Aslında biraz tuhaf da bir hoca, önce kavga çıkardı, sonra da yatıştırmaya çalışıyor. Fakat takımına çok hakim, taraftarla bütünleşmiş.
MURAT ÖZBOSTAN: 'Yorgunum, yerim dar' diyemezsin!
İlk yarıdaki maçın gidişatına bakıyorum. Cenk kaçırıyor, arkasından Oğuzhan atamıyor.. Böyle fırsatlar ayağınıza hem de Kayseri gibi zorlu bir deplasmanda gelmiş. Rakip iyi, rakip formda.. Teknik direktörü takımını iyi motive ediyor, şovu da seviyor.. Bu tarz maçlarda yakaladığın fırsatları değerlendireceksin kardeşim, başka bir yolu yok.. Altıpastan gol kaçırmaya hakkın yok, son dönemdeki tüm deplasmanlarda Beşiktaş bir türlü bulduğu pozisyonları bitiremiyor. Dün gece Galatasaray'a karşı ikinci yarıda oynadığı futbolun yarısını oynasa 11'e 11 dahi rahat bir şekilde kazanırdı Beşiktaş. Yarısına bile gerek yok, çeyreğini oynasan 10 kişi kalan rakibini rahat geçerdin..
Son zamanların klasik söylemi haline geldi, akıllara gelen soru şu: "Futbolcular maç mı seçiyor?" Nasıl bir seçim oluyormuş bu, bilemiyorum ama.. Bildiğim bir şey var, bu maçın hiçbir şekilde mazereti Beşiktaş adına olmaz.. Bir maçın dinamikleri daha nasıl lehinize gelişebilir! 1-0 sonrası Kayseri hızını almışken, ekstra bir penaltı golüyle devreye berabere giriyorsunuz. Yetmiyor, rakip ikinci devre başında 10 kişi kalıyor. Şampiyonlar Ligi'nde Leipzig maçına siz yedek ağırlıklı bir kadro ile çıktınız.. Yani "yorgunum, yerim dar" mazeretlerinin bir anlamı yok. Kayseri'de as kadro sahadasınız.. Beşiktaş eğer Şampiyonlar Ligi'ni tek yol olarak seçtiyse o ayrı.. Ama hem lig hem de Avrupa varsa o zaman bu futbol ile olmaz. Kayserispor 10 kişi kaldığı andan itibaren hiç tempoyu düşürmedi, Beşiktaş'a pas yaptırmadı, kanat akınlarını da durdurdu. Adamlar 10 kişi oynadı ama tam gaz devam etti. 11-11'e olsaydı tablo farklı bile olabilirdi Beşiktaş aleyhine.. Bütün takım Quaresma'nın eline bakıyor. Portekizli iyiyse Beşiktaş iyi, Quaresma kötü ise Beşiktaş kötü.. Bir futbolcuya endeksli takım olmaz. Buna çözümü de Şenol Güneş bulmalı.. Son olarak Negredo son 10 dakika girecek oyuncu olmamalı..
ERMAN TOROĞLU: Penaltı Beşiktaş'ı bozdu!
Yine hakem işi... Bu hakem biraz ucuz kahraman olma peşinde... Küçüğün üstüne oynuyor. Yahu kardeşim; şu anda 'Türkiye Ligi'nde şampiyonluğun en güçlü adayları arasında en önde geleni kim' derseniz; 'Beşiktaş' derim... Senin omuz vermene Beşiktaş'ın ihtiyacı yok ki... Yalnız penaltı değil üstelik... Gösterdiğin ve göstermediğin kartlarla... Bak bunu özellikle yazıyorum. Göstermediğin kartlarda ne halt eylediğini sen iyi bilirsin.
Penaltı olayından sonra Beşiktaşlı futbolcular hakemin bu kararı altında ezildiler ve devamlı maçtan koparak Kayserili oyunculardan ikili mücadelelerde özür dilemeye başladılar. Yani penaltı, Beşiktaşlı futbolcuları bozdu, Kayserili futbolcuları hırslandırdı.
Beşiktaş'ta orta saha sorunu var. Bunu başından beri söylüyorum. Şampiyonlar Ligi'nde hücumda oynayanlar orta sahaya çok destek verince bu sorun ortadan kalkıyor. Ama lig maçlarında sırıtıyor. Dün gece yine sırıttı. Rakip kendi alanından tek topla orta sahaya çıkıp biraz çabuk oynayınca Beşiktaş'ın ileri ucu oyundan düşüyor.
Siyah-beyazlılar tek tek maç oynayıp 'bu maçı alacağız' diye oynarlarsa başarılı oluyorlar. Ama 'nasıl olsa bu maraton, işi kopartırız' diyorlarsa işi yandan tutuyorlar. Kayserispor'u beğendim. İleriye çabuk oynuyorlar, çabuk oyuna çıkıyorlar iyi yardımlaşıyorlar. Özellikle de topu ayağında tutup rakibe vermeyen, top tekniği yüksek oyuncuları var. Lige keyif veriyorlar. Aldıkları puan da tesadüf değil. Dün gece gördük. 11'e 11 oynansa çok şey olurdu.
Hakem dedim ya, verdiği ve vermediği kartlarla maçın bütün heyecanını ve kalitesini düşürdü. Hakem futbolcuyla oynamaz. Aynen futbolcunun da hakemle oynayamayacağı gibi... Hakemin kendine güveni iyi bir olay... Ama egon yüksek olup da zayıfa gücü yeter kuvvetliye yetmezse bir gün duvara vurursun. Hakem, seyredebileceğimiz çok güzel bir maçın içine doğradı. 10 kişi kalan Kayseri 11 kişi oynayan Beşiktaş'ın altında ezilmedi. Demek ki şu anda aldıkları eşit puanlara göre maç böyle bitti. Beşiktaş bir fazla oynamasına rağmen...
ÖMER ÜRÜNDÜL: Güneş'in hataları
Hem iki takımı hem de zirvenin diğer takımlarını ilgilendiren kritik maçta, tempolu ve kıran kırana bir mücadele izledik. İlk yarıda Beşiktaş, kadro kalitesi ve oturmuş pas trafiğiyle oyunu domine etti. Kayserispor takım halinde topun arkasına geçip, kenarları kapatıp, hareketli bir alan savunması uyguluyordu. Yalnız önemli bir zaafları vardı. Kazandıkları toplarda, kalabalık şekilde pas yaparak ileri çıkarken, basit kayıplar yapıyorlardı. Bu da Beşiktaş'a elverişli ortam hazırlıyordu. Bu tabloda Cenk ve Oğuzhan ile iki net gol kaçtı. Sonrasında çok ilginç bir Kayseri golü izledik. Arka direğe yapılan ortada Kucher, kontrolsüz seken topu kimsenin beklemediği anda düzgünce arka direğe kesti. Umut da fırsatı kaçırmadı. Artık Beşiktaş için işler çok zordu. Çünkü Kayseri gibi çabuk çıkan bir takıma karşı yenik durumda oldukları için tüm riskleri alacaktı... Ama devre biterken, ilginç bir penaltı gündeme geldi. Bu penaltıya büyük itirazlar yapıldı ve üç Kayserili sarı kart gördü. İkinci yarıda da Lopes kırmızıyı görünce artık saha içi dengeler, Beşiktaş'ın lehine dönmüştü. Fakat bu defa 10 kişi kalan Kayseri, müthiş bir direnç göstermeye başladı. Sayısal eksiklikten dolayı ileriye çıkışları mecburen bırakınca, defansta dengesiz yakalanma riskini ortadan kaldırdı. Bu arada Şenol Güneş'in golü bulmak için yaptığı hamleleri yanlıştı. Tolgay çıkmamalıydı. Oğuzhan-Negredo değişikliği yapılmalıydı. İkinci değişiklik de Quaresma-Lens olmalıydı. Dün gece sahada son derece kötü bir Quaresma vardı. Kayseri'yi performanslarından dolayı kutlamak lazım. Başakşehir'i elle yedikleri golle avuçlarından kaçırdılar dün gece de tartışmalı penaltı ve kırmızı ile Beşiktaş'tan puan aldılar.
Beşiktaş çok önemli iki puan kaybetti. En büyük sıkıntısı, iyi yerleşimli alan savunmalarına karşı pozisyon sıkıntısı çekmeleri. Akhisar ve Malatya maçlarında bunu yaşadılar. Derbide de attıkları gole karşı bunu yaşadılar. Son örneği de dün gece Kayseri'deydi... Şampiyonlar Ligi'ndeki rakipleri Beşiktaş'a karşı açık oynadıklarından bu sıkıntı gündeme gelmedi.
Ben yazımı yazarken kimseyi dinlemedim. Belki hakem hocaları penaltı diyecek ama bana göre kesinlikle penaltı değildi. Çünkü Umut topa vururken, Cenk'i görmüyor. Ayrıca Cenk arkadan ayağını topun önüne koyuyor.
FATİH DOĞAN: Yüksek uçuş mu!
Beşiktaş'ın Avrupa'da başarıları nasıl bir planlamanın ürünüyse Kayserispor'un Türkiye'deki başarıları da tesadüf değil! 12.5 milyon Euro bonservis ödeyerek kurulan bu takım, Beşiktaş karşısında da kalitesini gösterdi. Kayserispor, 9 oyuncusu Avrupa'da dinlendirilmiş Beşiktaş'ı çok yordu. Maçın birkaç kırılma anı vardı. 9'da Cenk ve 16'da Oğuzhan kolay olanı yapıp girdikleri gol pozisyonlarından birini gole çevirseler ev sahibinin direncini kırabilirdi. İkinci kırılma anı Umut'un topu uzaklaştırırken Cenk'in hamle yapıp ayağını sokmasıyla verilen penaltı kararıydı. Kayserispor 10 kişi kalınca Beşiktaş etkinliğini artırır diye düşündük. Yüksek rakımdan mıdır, yüksekten uçmaktan mı tam bilemedik direnci kırılan siyah-beyazlılardı. Kayseri'nin maç bitimi 1 puana sevinmesi doğaldır çünkü Beşiktaş'ı kaçırdılar.