Yaş ilerledikçe insan vücudu çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabilir. Kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere pek çok hastalık acil tedavi gerektirirken önemsiz gibi görünen durumlar da ihmal edilmemelidir. Çünkü bu küçük sorunlar önemli hastalıkların işareti olabilir. Ağız kuruluğu da bu durumların başında gelir. Bu noktada ağız neden kurur ve sürekli ağız kuruluğu neden olur, neyin habercisi soruları gündeme gelmektedir.
Ağız Kuruluğu Neden Olur?
Yaşın ilerlemesiyle birlikte insan vücudu bağışıklık sistemi ve organ fonksiyonlarında bazı değişiklikler yaşar. Kalp, şeker ve tansiyon gibi hastalıklar bu dönemde daha sık görülür ve düzenli takip ile tedavi edilmeleri gerekir. Bununla birlikte küçük gibi görünen bazı rahatsızlıklar da zamanla ciddi sorunlara dönüşebilir. İleri yaşlarda çok sık rastlanan ağız kuruluğu bu rahatsızlıklardan biridir ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyebildiği gibi çok ciddi hastalıkların da habercisi olabilir.
Ağız kuruluğu tükürük bezlerinin yeterli miktarda tükürük üretememesi sonucu ortaya çıkar. Tükürük ağız sağlığı için hayati öneme sahiptir. Zira bu salgı sindirim sürecini başlatır, dişleri korur ve ağız içi dokuların nemli kalmasını sağlar.
Ağız kuruluğunun başlıca nedenleri ise şunlardır;
- Yetersiz sıvı tüketimi: Gün içinde yeterli su içilmemesi tükürük üretimini azaltır.
- Bazı ilaçların yan etkileri: Antidepresanlar, antihistaminikler ve tansiyon ilaçları gibi pek çok ilaç ağız kuruluğuna yol açabilir.
- Ağızdan nefes alma: Burun tıkanıklığı ya da uyku apnesi gibi durumlar ağızdan nefes almayı artırarak ağızda kuruluğa sebep olur.
- Sigara ve alkol kullanımı: Özellikle sigara kullanımı tükürük salgısını azaltır ve ağız mukozasını kurutur. Sıvı olmasına rağmen alkolün de benzer etkileri vardır.
- Diyabet: Şeker hastalığı, tıbbi adıyla diyabet durumu kan şekeri yüksekliği nedeniyle ağızda kuruluk hissine neden olur.
- Hormon değişimleri: Menopoz dönemi gibi önemli hormonal dalgalanmalar tükürük üretimini etkileyebilir.
- Tükürük bezi hastalıkları: Vücudun herhangi bir yerindeki enfeksiyon, taş oluşumu ya da tümörler tükürük bezlerinin çalışmasını engelleyebilir.
- Radyoterapi ve kemoterapi: Özellikle baş ve boyun bölgesine uygulanan tedaviler tükürük bezlerine zarar verebilir.
- Beslenme alışkanlıkları: Çok tuzlu ya da fazla baharatlı yiyecekler ağız kuruluğunu tetikleyebilir.
Ağzın Sürekli Kuruması Neyin Habercisidir?
Ağız kuruluğu zaman zaman farklı yaştan pek çok insanın yaşanabileceği bir durumdur ve genellikle geçicidir. Ancak bu durum sürekli hale gelmişse, altta yatan ciddi bir sağlık probleminin belirtisi olabilir. Özellikle ileri yaşlarda ağız kuruluğunun kronikleşmesi, sistemik hastalıkların habercisi olabildiği gibi uzun süreli ilaç kullanımı gibi tedavilere yönlenmeyi de gerektirebilir.
Sürekli ağız kuruluğunun olası nedenleri ise şunlardır;
- Diyabet: Kan şekeri seviyelerinin kontrolsüz olması tükürük üretimini olumsuz etkiler.
- Tiroid bozuklukları: Hormon dengesizlikleri tükürük bezlerinin çalışmasını yavaşlatır.
- Otoimmün hastalıklar: Sjögren sendromu gibi hastalıklar tükürük bezlerinde kalıcı hasar oluşturabilir.
- Kalp-damar hastalıkları: Bazı ilaçlar ve dolaşım problemleri ağız kuruluğunu artırır.
- Sinir sistemi bozuklukları: Tükürük bezlerini kontrol eden sinirlerin zarar görmesi kuruluğa yol açar.
Ağız kuruluğunda dikkat edilmesi gerekenler şunlar olabilir;
- Su tüketimini artırmak: Günlük en az 2 litre su içmek gerekir.
- Kafein ve alkolü azaltmak: Bu maddeler vücudu susuz bırakır.
- Sigara kullanımını bırakmak: Tükürük üretimi normal seviyeye yaklaşır.
- Şekersiz sakız çiğnemek: Tükürük bezlerini uyararak ağız içini nemlendirir.
- Ağız hijyenine özen göstermek: Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile enfeksiyon riski azaltılır.
- İlaç yan etkilerini değerlendirmek: Doktor kontrolünde ilaç dozu veya türü değiştirilebilir.
- Nemlendirici cihaz kullanmak: Özellikle kış aylarında kuru havayı nemlendirmek faydalıdır.
Sürekli ağız kuruluğu yaşayan kişilerin mutlaka bir diş hekimi veya dahiliye uzmanına başvurarak altta yatan sebebin tespit edilmesi gerekir. Erken teşhis hem ağız sağlığını hem de genel sağlığı korumada önemli bir rol oynar.