Bakan Ersoy, 2 yıl önce Van'ın Erciş ilçesindeki trafik kazasında hayatını kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun için Gazi Üniversitesi'nde düzenlenen 'Uluslararası Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun Türk Kültürü Sempozyumu'na katıldı. Program Ahmet Haluk Dursun'un hayatını anlatan belgeselin izlenmesi ile başladı. Bakan Ersoy, mesai arkadaşı Dursun'u kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını belirterek, "Bizlere tarih ilmine adanmış bir ömrün birikimini, öğrenmeye ve öğretmeye karşı dinmeyen bir tutkuyu, ülkesine ve milletine hizmette sınırı olmayan bir iradeyi miras bıraktı. Hem eserleriyle hem ilhamı olup adını verdiği böyle etkinliklerle; ama en çok da tarihini, kültürünü, milli kimliğini sahiplenen, onu yaşatan gençler vesilesiyle hatırası daima bizlerle olacak; yolumuzda yarenlik ve rehberlik etmeyi sürdürecektir. Ahmet Haluk Dursun, düşünce dünyamızda her zaman var olacak önemli bir isimdir. Ayrılığın acısı baki. Ama biliyoruz ki bize düşen görev bayrağı devralıp yola devam etmek, menzile erişmek ve yeni ufuklara yönelmektir. Hocamızın adıyla düzenlenen bu sempozyumda Türk kültürü çeşitli açılardan ele alınacak, fikirler paylaşılacak ve ortak doğruya ulaşmanın gayreti içinde olunacaktır. Alimin hatırası ilimle yaşatılır" dedi.
'KÜLTÜRÜN KAYIT ALTINA ALINDIĞI KAYNAKLAR DESTANLARDIR'
Bakan Ersoy, geri kalan bütün kültür varlığının anlatılması ve anlaşılması, tüm yönleriyle korunarak nesilden nesile aktarılmasının ancak dil ile mümkün olduğunu belirtti. Dilin milli şuurun sesi olduğunu belirten Ersoy, "Dilini kaybeden millet, anlama ve anlamlandırma yetisini kaybeder. Bu da milli hafızanın silinmesine, en nihayetinde de öz kimliğin yitip gitmesine sebep olur. Kültürün dil ile kayıt altına alındığı en önemli kaynaklar destanlardır, halk hikayeleridir. Dünya üzerinde çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan, farklı kültürlerle etkileşim içine giren Türk milletinin gerek destanlarında gerek halk hikayelerinde binlerce yıldır değişmeyen ortak unsurları bulmak mümkündür" diye konuştu.
Bakan Ersoy, kültürün ana ve alt başlıklarıyla çok kapsamlı bir konu olduğunu söyleyerek, "Bu konuşmanın sınırları elbette buna yetmez. Sonucu bir cümleyle ifade etmek gerekirse bu dünyada tartışmasız bir Türk kültür kimliği vardır. Bu kimlik binlerce yıllık birikimin, üretimin ve yorumlamanın zenginliğini barındıran değerler bütünüdür. Onu korumak hem geçmişimize vefa borcumuz hem asli varlığımızı devam ettirebilmek için göz ardı edemeyeceğimiz sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu gururla omuzlamaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" ifadesini kullandı.
