Zonguldak'ta 17 Mayıs'ta Türkiye Taş Kömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü'nde meydana gelen grizu patlamasının ardından göçük altında kalan işçiler Engin Düzçük ve Dursun Kartal'ın cesetlerine hâlâ ulaşılamadı. Ölen işçilerin eşleri Gülizar Kartal ve Hayriye Düzçük'ün ağlamaktan göz pınarları kurumuş. Gece dahi evlerinin kapısını kapatmıyorlar. Kocalarının öldüklerine bir türlü inanmıyorlar. Gülizar Kartal, oğlu Turgut Kartal'a sarılarak, "Bir lokma ekmek için, çocuklar için hayatını feda etti" diyerek ağlıyor.
KARA AVUKATLAR!
Gülizar Kartal, eşinin o gün gergin olduğunu, işe gitmek istemediğini, "Patlama olmadan tedbir almıyorlar. İşe gitmek istemiyorum" dediğini belirtiyor. Ben de "İstersen gitme" dedim. Bu kez, "Turgut okuyor, okul masraflarını kim karşılayacak" dedi. "Eşikten dışarı ayağını atmak istemiyordu. Gitti, kara haberi geldi.." Engin Düzçük'ün eşi Hayriye Düzçük (30) ise "Hiç olmazsa cesedini çıkartsınlar, iki dua okuyalım, çiçek bırakalım mezarına. Genç yaşta köy yerinde dul kalmanın ne demek olduğunu, sabır dileyenler biliyor mu?" diyerek konuşuyor. 17 Mayıs'ta Karadon'da meydana gelen patlamanın ardından çok sayıda avukatın Zonguldak'a geldiği ve yaşamını yitiren ailelerle görüştüğü iddia ediliyor. Avukatlar, patlamada yaşamını yitirenlerin yakınlarına "Davalarınızı biz alırsak sizlere yüksek miktarda tazminat kazandırırız" dedikleri belirtiliyor. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay da buna dair bilgiler aldıklarını doğruluyor: "1974'den beri ezilenlerin ve yoksulların yanındayız. Madencilerin ölümlerinin ardından henüz acılar taze ve olayın yargısal soruşturması sürerken yerli yabancı hukuk firmalarının ve avukatların olay yerinde incelemeler yapıp, kesin tazminat miktarını açıkladıkları, kazada vefat edenlerin mirasçılarından, sonuç garanti ederek masraf ve ücret talep etmeden vekaletname toplama gayreti içinde olduklarına ilişkin bilgiler alınmaktadır. Bölgeye yaptığımız ziyarette de bir kısım avukat tarafından, tazminat davaları için ' meslek etiğini zorlayacak derecede reklam yapıldığını, iş takibi rekabeti yürütüldüğünü ve mağdurlara taciz düzeyine varacak ölçüde ısrarda bulunulduğunu üzülerek müşahede ettik. Bütün bunlar hukuk sistemimize aykırıdır."
OKULU BIRAKIP OCAĞA İNMEK ZORUNDA...
DURSUN Kartal'ın çıkartılamayan cesedinin bir parçasına bile razı olduğunu belirten eşi Gülizar Kartal, bayramlarda dua edecek, çiçek bırakacak bir mezarın olmasını istiyor. Baba mesleğini devam ettirmek isteyen Dursun Kartal'ın oğlu Turgut, bilgisayar mühendisliği okuduğunu belirterek, "Bağlanan 570 TL maaşla yaşamak imkânsız. Bir kız kardeşim var, o da okuyor. Annem böbrek hastası. Onlara bakmak için TTK'da iş istiyorum" diyor.
'ÇOCUĞUM BABASIZ BÜYÜYECEK'
GRİZU patlamasında kocasını kaybeden 31 yaşındaki Nermin Fidan beş aylık hamile olduğunu belirterek, "Doğacak olan bu bebeğe ben ne diyeceğim. Bu acıya kim dayanır, nasıl dayanılır?" diyerek tepkisini dile getiriyor. Nermin Fidan, kocası İsmail Fidan'ın işyerinde iş yetiştirmek için kendilerine baskı yapıldığını anlattığını söylerken gözyaşlarını tutamıyor.
MADENCİLERE EN ERKEN 2 AY SONRA ULAŞILABİLECEK
TTK Genel Müdürü Burhan İnan, 30 Haziran'da, 17 Mayıs'taki kazadan beri ulaşılamayan 2 işçiye en erken 3.5 ay sonra ulaşılabileceğini söylemişti. İşçilerin patlamayla beraber düştüğü sanılan kuyunun 735 metre derinlikte olduğunu, 720 metrede ızgaranın bulunduğuna dikkat çeken İnan, "Patlamadan önce kurtarma kafesiyle 720 koduna kadar inebiliyorduk. Kuyunun tamir edilmesinin ardından kurtarma kafesiyle tekrar oraya inebileceğiz'' demişti. Yetkililer, 2 ay sonra işçilerin cesetlerine ulaşabilmeyi umduklarını belirtiyor.
SENDİKADAN 'EĞİTİM SEMİNERİ BAŞLATILSIN' ÇAĞRISI
GENEL Maden İşçileri Sendikası, maddi sıkıntılar nedeniyle işçi eğitim seminerlerini durdurmuş durumda. İşçilerden Muhammet Türküm, "Sendikacı arkadaşlar işçiye uzak. Cenazelerde yüzlerini görüyoruz. Eğitim önemli, eğitim seminerlerine başlanmalı" diyor. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada yer aldığını belirterek, ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışının terk edilmesini söylüyor.
267 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ KAZA SONRASI 24 SAAT DENETİM YAPILIYOR
TÜRKİYE Taş Kömürü Kurumu 1992'de Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde meydana gelen, 267 işçinin ölümüyle sonuçlanan kaza sonrasında Kozlu Müessese Müdürlüğü işi sıkı tutmaya başlamış. Kozlu Müessese Müdürlüğü, metan, karbonmonoksit, karbondioksit gazlarını anında tespit eden bir sistem kurmuş durumda. Gaz İzleme Odası'nın 24 saat denetim yaptığına değinen İş Güvenliği Mühendisi Tahir Dilekçi, "Kozlu olarak epey mesafe aldık" dedi.
YARIN: MADENSİZ BELDENİN MADENCİ HALKI