Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yaşarken, 1996'da Yalova'nın Çınarcık ilçesine taşınan Fatih Çimen, hemşerisi Müteahhit Veli Göçer'in yanında inşaat bekçisi olarak çalışmaya başladı. 17 Ağustos depreminde de Göçer'den aldıkları evlerinin bulunduğu apartman çöktü. Enkaz altında kalan aileden baba ile kızları Sevgi, Mine ve Merve Çimen öldü. Anne Şerife Çimen ise ilk gün bir bacağı yaralı olarak çıkarıldı. Ailenin tek erkek çocuğu 5 yaşındaki İsmail'e ise ulaşılamadı. Depremin üzerinden 1 hafta geçmişti ve yurt dışından gelen ekipler ülkelerine dönüş hazırlıklarına başlamıştı. Bu sırada cılız bir çocuk sesi duyuldu. Hemen işe koyulan Türk ve İsrail kurtarma ekipleri, İsmail'i depremden 146 saat sonra kurtardı. Mucize çocuk denilen İsmail o depremde göçükler altından çıkarılan son canlı insandı ve tüm dünya bu sevince ortak oldu.
DEPREMDEN DERS ÇIKARTILMALI
Annesiyle birlikte yaşamını yine Yalova'da sürdüren İsmail, büyüdü bu yıl üniversiteli oldu. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü'nü kazanan ve kaydını yaptıran İsmail, duygularını SABAH'a anlattı: "Depremlerden ders çıkartılmalı ama kimsenin bir şey çıkarttığı yok. Her yıldönümünde, ya da başka depremlerde enkaz altında kalanları görünce, yaşadıklarım bir film gibi gözlerimin önünden geçiyor. Enkaz altında geçirdiğim zamanları acıyla hatırlıyorum. Hiç bitmeyen bir özlemle yaşasam da, önüme bakmaya ve 5 yaşındayken, 146 saat sonra enkazdan çıkan bir çocuk olarak şimdi hayatın enkazının altında kalmamak için hedeflerime ulaşmaya çalışıyorum" dedi. Anne Şerife Çimen ise "İsmail'imin hayatta kalması mucizeydi. Bana, üniversiteyi kazandığını söylediğinde, hastanede yaralı olarak yatarken, hemşirenin "İşte oğlun" deyip yanıma getirdiği an yaşadığım mutluluğu bir kez daha yaşadım" dedi.
