Kur'an-ı Kerim, hakikatin savunucularının karşılaştığı bu baskıları ve verdikleri mücadeleleri anlatan birçok kıssa içerir. Özellikle peygamberlerin mücadelesi, hakikatin bir irade ve direnç meselesi olduğunu göstermektedir. Peygamberler, sadece bir öğreti sunmakla kalmamış, aynı zamanda bu öğretiye sadık kalmanın zorluklarına da göğüs germişlerdir. Şuara Suresi 115-116-117. ayet okunuşu, Arapça yazılışı ve Türkçe anlamı insanlara bu zorluklara nasıl göğüs gerildiğini net bir şekilde gösterir.

115. Ayet: İn ene illa nezırum mübın
116. Ayet: Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumın
117. Ayet: Kale rabbi inne kavmı kezzebun
NOT: Arapçada yer alan bazı harflerin, Latin alfabesinde ses karşılığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur'ân'ın hatasız okunması ve harflerinin doğru telaffuz edilmesi için Mushaf'ta olduğu gibi Arapça alfabe ile yazılmış halinin okunması daha uygundur.
115. Ayet: "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
116. Ayet: Dediler ki: "Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!"
117. Ayet: Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı."