Zonguldak'ta yaşayan K.T. iddiaya göre yolda karşılaştığı genç tarafından tehdite uğradı. Gencin, "Çek şu arabanı şuradan, bugün seninle hesabımı, davamı halledeceğim. Seni halledeceğim" ifadeleri sonrasında yürümeye devam eden K.T., bir süre sonra kalp krizi geçirip yaşamını yitirdi. Olay sonrasında babalarının ölüm sebebinin yapılan tehdit olduğunu öne süren çocukları, manevi tazminat talebiyle dava açtı. Yerel mahkeme, tehditten kısa süre sonra ölümün gerçekleştiğine değinerek, mirasçılara manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Yerel mahkemenin kararının temyiz edilmesi sonrasında dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma sonrasında dosya yeniden yerel mahkemeye gönderildi. Yerel mahkeme ilk kararında direndi. Bunun üzerine dosya yeniden temyiz edildi. Temyiz sonrasında dosya bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Kurul, mahkemenin verdiği kararı bozdu. Kararda, yasal düzenleme ve ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde zarar görenin yakınlarının yansıma yoluyla manevi tazminat talep etmelerinin ancak ölüm veya ağır bedensel zarar halinde mümkün olduğuna değinildi.
"TEHDİTTEN DOLAYI YANSIMA YOLUYLA MANEVİ TAZMİNAT İSTENEMEZ"
Yaşanan olayda murise yönelik tehdit eylemi sebebiyle manevi tazminat talep edildiği belirtilen kararda, "Davacılar murisinin ölümünden kısa bir süre önce davalı tarafından murise yönelik olarak tehdit eylemi gerçekleştirilmiş ise de tehditten dolayı yansıma yoluyla manevi tazminat istenemeyeceğinden, yakını olan davacı eş yararına manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hâl böyle olunca direnme kararının bu değişik gerekçe ve sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Mahkeme kararı oy çokluğu ile bozulmuştur" denildi.