Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Küresel kurtuluş reçetesi

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Batı'daki siyaset, medya ve akademi dünyası, Rusya ve Çin ile devam eden küresel güç mücadelesini çarpıtmada sınır tanımıyor. Fakat ne yapsalar da uluslararası kamuoyunu artık eskisi gibi manipüle edemiyorlar.
Batılı analizlerde sürekli olarak Rusya ile Çin'in prestij ve güç kaybettiği, ABD'nin ise NATO, AB ve Hint-Pasifik'teki ataklarla küresel çapta konsolidasyon sağlayıp adeta şaha kalktığı propagandası yapılıyor.
Onlara göre Çin ve Rusya karşıtlığında birleşen uluslararası güçlerin korelasyonunda köklü bir değişim yaşanıyor. Rusya'nın Ukrayna'da son yılların en büyük jeopolitik falsosuna imza attığını iddia eden Batılı yazarlar, Rus lider Vladimir Putin'in Ukrayna hamlesini Napolyon (1812) ve Hitler'in (1941) hezimetle sonuçlanan Moskova seferlerine benzetiyor.
Oysa gerçekler bu tabloyu geçersiz kılıyor. İlki, Napolyon ve Hitler'e karşı ortaya çıkan tarihi ve küresel uzlaşma bugün Rusya karşısında oluşmuş değil. İkincisi de Batı'nın ekonomik ve siyasi yaptırımları bir bumerang gibi bugün Avrupa'yı vuruyor. Batı dışında kimse Rusya karşıtı ekonomik savaşa destek vermiyor.

***

Batılı analizciler İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine başvurması girişimini, Almanya'nın askeri bütçesini artırmasını, Japonya'nın 'savaşı terk et' ilkesini bırakıp savunma sistemini değiştirmesini ve ABD'nin Hint-Pasifik'teki yeni arayışlarını örnek gösterip, "Bu hamleler Rusya ve Çin'in hareket kabiliyetini sınırlayacaktır" diyor.
Hâlbuki bu dönüşümlerden daha büyük bir risk dalgası geliyor Atlantik dünyası için. O da küresel güç tablosunun tıpkı Birinci Dünya Savaşı öncesinde olduğu gibi iki ayrı bloka evrilmesidir. Bir yanda başını Rusya ve Çin'in çektiği Avrasya ve Pasifik cephesi, diğer yanda ise Atlantik cephesi var.
Ukrayna kriziyle birlikte Rusya-Çin yakınlaşması biraz daha perçinlendi. Unutmayalım ki ilk Rusya ve Çin ittifakı 1950'de sağlanmıştı. Mao Zedung'un 1949'daki Ekim devrimiyle Çin'de üstünlük elde ettikten sonra 14 Şubat 1950'de SSCB ve Çin Halk Cumhuriyeti, ittifak anlaşması imzaladı.
Bu iki müttefik, Soğuk Savaş'ta ABD ve Avrupa'ya Kore ve Vietnam'da iki ağır yenilgi tattırdı. 1950-53 arasındaki Kore Savaşı'nda ABD komünist rejimi tasfiye edemedi. Kore yarımadası Kuzey ve Güney şeklinde ikiye bölünürken 1955'te başlayıp 1975'te biten Vietnam Savaşı ise Rusya ve Çin'in kesin üstünlüğü ile sonuçlandı.

***

Rusya ve Çin ittifakı 1969'da Ussuri Nehri üzerindeki sınır çatışmasına kadar sürdü. Daha sonra Richard Nixon'ın Çin açılımı geldi. Çin'i yanına çeken ABD, SSCB'ye karşı Soğuk Savaş'ı zaferle tamamladı.
ABD, Ukrayna krizinde yine Çin'i yanına çekmeye çalışıyor. Fakat bu saatten sonra Rusya ve Çin ittifakını bozması çok zor. Bu nedenle de Atlantik'in yeni Soğuk Savaş mücadelesini kazanma şansı hayli az.
Atlantik'in tek çıkış yolu var. O da Rusya ve Çin ile savaşında Türkiye'yi yanına çekmesi. Benzer durum Avrasya ve Pasifik bloku için de geçerli. Onlar da Türkiye olmadan Atlantik'e karşı başarıya ulaşamayacaklarının farkında. Bu yüzden Rusya ve Çin'in yeni dünya projelerinde de Türkiye her zaman kilit bir aktör konumunda.
Dolayısıyla dünyanın gidişatı büyük ölçüde Türkiye'nin gidişatına bağlı görünüyor. Her iki blok için de Türkiye bir kürese l kurtuluş reçetesi pozisyonunda. Haliyle bu yıl ve bundan sonraki yıllarda da dünyada bütün gözler yine Türkiye'de ve Türkiye'nin atacağı adımlarda olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA