Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Kıyafetlerle ilişkimizin daha nitelikli olmasıyla ilgili derdim var

Sinan Özedincik ile Sonat Bahar’ın sunduğu, a Para’da yayınlanan Biz Bize programı bu hafta da birbirinden ünlü isimleri ağırladı. Kıymetli modacı Arzu Kaprol, pandeminin moda dünyasına etkisini anlattı ve kıyafetlere bakışımızın değiştiğini söyledi

Türkiye'de ilk defilem 2004'teydi. İlk yıllarımdı. Bir moda tasarımcısının böyle bir işe girmesi, ülkesini temsil etme hissiyle başlayan bir duygu. Görev gibi gördüğünüz ve onu en iyi şekilde yapmaya çalıştığınız bir şey. Provaları yaparken de yürekten istiyorsunuz Azra'nın başarılı olmasını. Nitekim Azra'nın dünya güzeli olarak ülkemize dönmesi bizim için de çok kıymetli.
Giyilebilir Teknoloji Koordinatörlüğü şöyle; moda tasarımında 26 yıldır uğraşıyorum. 15 yıldır da giyilebilir teknolojiler alanında çok çalışıyorum. Daha popüler modaya dair tasarımlarla biliniyoruz. Dünyanın gittiği bir yön var. Kıyafetlerden beklentimiz değişiyor. Sadece estetik değer olarak değil içinde sürdürülebilirliğin olduğu, sensörlerin bulunduğu, sağlık datalarının takip edildiği yepyeni bir gelecek inşa ediliyor. Bilişim Vadisi yeni bir yapılanma içine girmiş ve tasarım kümelenmesi adı altında dört ana disiplini barındırıyor. Giyilebilir teknolojiler benim direktörlüğümde gerçekleşiyor. Yaşamımızdaki her objeyle farklı ilişki yöntemlerini araştırıyoruz. Örneğin hareket ettikçe kinetik enerjiyi bir enerji kaynağına çeviren kıyafetler ya da farklı bedensel ihtiyaçları olan kişileri de dik durmaya uyaran kıyafetler düşünebiliriz. Moda algısını değiştirmek adına yeni bir dünya var artık. Sürdürülebilirlik diye önemli bir konu var. Gardıropların yüzde 35'ini istatiksel olarak hiç kullanmıyoruz. Bir beyaz tişörtün üretilmesi için 2 bin litre temiz suya ihtiyaç var. Bunları bildiğimiz halde sorumsuzca tüketemeyiz. Şu an tüketici kelimesini, hepimiz hakkıyla icra ediyoruz. Aldığımız şeyi kullanmak çok kıymetli. Kıyafetlerle ilişkimizin daha nitelikli olmasıyla ilgili derdim var. Bu coğrafyada yaşayan o kadar şanslı insanlarız ki, geçmişi geleceğe taşımak gibi bir görevimiz var. Yüzde yüz Türk kumaşı kullanıyorum artık.
Pandemi, moda algısını da değiştirdi. Hepimiz daha çok beyaz giymek istiyoruz. Bu bir temizlik algısı. Sonra da renkli olmaya, canlı hissetmeye ihtiyacımız var. Kollar da hacimli olacak. Bunlar da kıyafet seçimine yansıyor. Kışlar bir süre daha renkli geçecek.



AZRA AKIN
HÂLÂ 12 YILLIK ÇANTALARIMI KULLANIYORUM
Yarışmaya katılmak ister misiniz diye telefon aldıktan sonra, üç hafta düşündüm. Hollanda'da doğmuş büyümüş biri olarak Türkiye'yi, Türk kızlarını çok merak ediyordum. Kampımız Kıbrıs'ta olacaktı. O dönem bunlar çok cazip geldi. Bu yarışmayı planlayarak girmedim. Beklenmedik bir şeydi benim için. 2002'de Türkiye güzeli seçildim, ardından dünya güzeli seçildim. Yeni Zelanda güzeliyle hâlâ görüşüyoruz. O dönemde Arzu Kaprol bana çok destek oldu. Arzu Hanım enerjisi çok güzel bir insan. Gururumuz.
Oyunculuk çalışmalarıma ağırlık verdim. Çünkü çok özledim. Oğlum artık üç yaşında. Yeniden sahneye dönmeyi istiyorum. Pandemi dönemi, çocuğumla vakit geçirmeme büyük olanak sağladı. Annelik de bir öğrenme dönemi, hayatın her anı öğrenciyiz. Hareketli biriyim, elimden her iş gelir. Tamirat temizlik ne gerekirse yaparım.
Gardırobum eşime göre minimal değil. Hâlâ 12 yıllık çantalarımı kullanıyorum, zamansız kıyafetlerim var. Trende ya da sezona göre bir şey almıyorum. 15 yıllık iki üç abiyem var. Bu konuda annem çok iyi. Doğuştan bir stilist. Bende öyle bir şey yok. Ne giyeceğimi bazen anneme soruyorum, bana kombinlerde yardımcı oluyor.
Yarışmaya katılan herkes o kadar kıymetli ki, dünya güzellik yarışmasına giderken bir projeyle gidiliyor. Estetiğe karşı değilim. Yarışmalardaki estetik kuralını katı buluyorum. Güzellik bir bütün. Enerji meselesi."

ELİF SANCHEZ
TÜRKÜLERİMİ AMERİKALILAR ÇOK SEVDİ
Türkiye'ye geleli bir yıl oldu. 10 yıl kadar Amerika'da yaşadım. 18 yaşında Berkley College of Music'te okumaya gittim. Sonra orada kaldım. Sekiz yıl Boston'da, iki yıl New York'ta yaşadım. Orada küçüklüğümden beri dinlediğim isimlerle birlikte çalışma imkânı yakaladım. Eşim Güney Amerikalı, o yüzden soyadım San-chez. Albümde çalan eşim de trompetçi. Türkülerle büyüdüm. Türk halk müziği aşkı var içimde, ailemden ötürü. Sonrasında klasik ve caz müziğe yöneldim. Türküler Türkiye dışında çok ilgi görüyor. Türküleri nasıl sentez yapabilirim diye kafa yordum. Amerika'ya caz obua müzisyeni olarak gittim. Azerbaycan konseptli bir gece vardı. Azeri bir şarkıcı yoktu. Şarkı söylememi istediler. Buika, Jennifer Lopez gibi Latin artistlerin prodüktörlüğünü yapmış Xavier Limon'un dikkatini çekmiş sesim. Bana albüm yapma teklifi ondan geldi. Türkülerle olan bağım ve türkülerde obua çalmam çok dikkat çekti. Dünya basınında yer aldım. Türkiye'den Amerika'ya giden ve orada halk müziği yapan biri olmam çok ilgilerini çekti. Annem ve babam konservatuvar sanatçısı. Evde herkes sanatçı müzisyen olunca ben de onlar gibi olmak istiyordum. Amerika'ya gitmenin ulaşılmaz olmadığını göstermek istiyorum.



BENGİ İDİL URAS
KADIN MİZAHÇILARIN ARTMASINDAN ÇOK MUTLUYUM
"İnsanların sinemaya biraz daha alışması gerekiyor. Biz bu süreçte vizyona giren ilk filmlerden biriyiz. Benim filmler biraz üst üste oldu. Zoraki Misafir'in yanı sıra Aşk Yolunda adlı filmim de vizyona girdi. 17 Aralık'ta Sadece Bir Gece adlı filmim gösterime girecek. Aynı zamanda tiyatro oyunum Şaşkın Âşıklar da devam ediyor. Komedi yapmayı çok seviyorum. Kadın mizahçıların artmasından çok mutuyum. Sosyal medyada annemle birlikte çektiğim videolar da çok ilgi görüyor."

SERA TOKDEMİR
SÜPERSTAR ŞARKIMI OKUYUNCA DUYGULANDIM
"Biz Bengi'yle Zoraki Misafir setinde tanıştık. Sonra da kopmadık. Uğur Yücel, Mustafa Üstündağ, Murat Akkoyunlu gibi isimler vardı. Öte yandan İlia'nın şarkısını çok sevdim, klibinde oynamak istedim. Ajda Pekkan'a şarkı verdiğim için kendimi çok havalı hissediyorum. Şarkıyı ben yazdım bestesini Serdar Ortaç'la yaptık. Ajda Pekkan'ın yazdığım şarkıyı söylemesi beni çok mutlu etti, duygulandırdı. Ajda Pekkan söyleyince başka bir şarkı oldu. Bu ay içinde yeni bir şarkım daha çıkacak. Bu arada oğlum Boran 15 yaşında. Maşallah çok olgun, ağırbaşlı bir çocuk."

İLİA ÖZKAN
HARUN KOLÇAK'A ÇOK BENZETİLİYORUM
"Çok heyecanlıyım, yeni bir albüm çıkardım. Sera da benim Al Baharlarım adlı şarkımın klibinde oynadı. Çok şanslıyım. Şarkımız çok beğenildi ve çok ilgi gördü. Aynı zamanda lise öğretmeniyim. Uzun yıllardır sahne alıyorum. Akademik olarak güzel sanatlar fakültesi müzik öğretmenliğini kazanınca, eğitimin bana keyif verdiğini düşündüm. Hem flüt hem de piyano dersleri veriyorum. Batı müziği ağırlıkta gidiyor eğitimler. Öğrencilerin de yorumları çok güzel. Yakında bir cover'ım olacak. Sahneyi çok özledim. En kısa sürede sahneye çıkacağım. Harun Kolçak'a çok benzetiliyorum, nur içinde yatsın çok beğeniyorum onun eserlerini."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA