Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Affetmek insanı hem hafifletir hem rahatlatır

Atv dizisi ‘Ateş Kuşları’nda ‘Kara’ karakterini canlandıran Ali Önsöz, “Affetmek kişinin kendi vicdanıyla ilgili bir durum. İnsanı hem hafifletir hem rahatlatır, çünkü insan önce kendini affeder” dedi

Atv dizisi 'Ateş Kuşları' her hafta cuma günü hüzünlü hikayesiyle izleyiciyle buluşuyor. 5 sokak çocuğunun yaşadığı duygu yüklü olayları izleyiciye aktaran ve herkesin empati kurmasını sağlayan dizi güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor. Ünlü oyuncu Ali Önsöz dizide 'Kara' karakterini canlandırıyor.
Sosyal medyada paylaştığı bir videoyla 10 milyonun üzerinde izlenme rakamına ulaşan Ali Önsöz, yapımcıların dikkatini çekerek ilk projesinde yer almıştı. Yeteneğiyle beğeni kazanan ünlü oyuncu, 'Kardeşlerim' dizisindeki Kara karakteriyle de geniş bir hayran kitlesine sahip oldu. Önsöz ile bir araya geldik; diziyi, sokak çocuklarını ve oyunculuk macerasını konuştuk.
Sokak çocuklarının hayatını anlatan bir proje. Ekrandaki birçok diziden farklı, insanların gördüğü ama belki de görmezden geldiği birçok gerçekliği yansıtıyor mu?
Sokak çocuklarının hayatı, trajediler, umutlar ve dayanıklılıkla doludur. Bu çocuklar, yaşamlarının ilk yıllarında sevgiden yoksun, sokakların acımasızlığıyla yüzleşiyor. Her gün, temel ihtiyaçlar için savaşırken, çoğu zaman görmezden gelinen bir gerçeklik içinde var oluyorlar. Bu çocuklar, hayatın en zor koşullarında yaşayarak, sefalet ve tehlike arasında git gel yapıp, yaşadıkları travmaları taşırken bile, umutlarını yitirmeden yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ancak ne kadar acı ki, toplum genellikle bu gerçekliği görmezden geliyor veya üzerine gitmekten kaçınıyor. Bu proje, bu çocukların duygusal dünyalarını, yaşadıkları acıları ve zorlukları insanların gözlerinin önüne sererek, içlerindeki duyarlılığı harekete geçiriyor. İzleyiciler, bu çocukların hayatlarını daha derinlemesine anlayarak, vicdanlarını ve duygularını harekete geçiriyor ve belki de bir şeyler yapma isteği uyandırıyordur. Bu projeler, sadece duygusal bir bağ kurmakla kalmaz, aynı zamanda bu çocuklara destek olma, toplumsal farkındalık yaratma ve onların sesi olma potansiyeline sahiptirler.



HAYATLARINA DOKUNMAK GEREK
Acılarla geçen yaşamlar anlatılıyor. Bir yerlerde birilerinin bu hayatları yaşadığını bilmek size ne hissettiriyor?
Bu gerçeklik, içimi sarsıyor ve derin bir duygu yoğunluğu yaratıyor. Bu insanların yaşadığı acıları düşündükçe, duygusal bir yük hissediyorum. Empatiyle bu çocukların hayatlarına dokunmak, içsel bir karmaşa ve derin duygusal bir etki bırakıyor. Onların yaşadıkları zorlukları düşünmek, içimde bir hüzün oluşturuyor; aynı zamanda, yardım etme arzusu ve daha iyi bir dünya için bir şeyler yapma isteği uyandırıyor. Bu gerçeklik toplumsal farkındalık ve değişim için itici bir güç olabilir.
Sokak çocuklarıyla karşılaştığınızda iletişiminiz nasıl oluyor?
Sokak çocuklarıyla iletişim kurarken öncelikle empati ve saygı temelli bir yaklaşım benimsemek önemli. Onların yaşadığı zorlukları anlamaya çalışıp yardım etme amacıyla samimi bir iletişim kurmak gerekiyor. Sıcak, anlayışlı ve güven veren bir yaklaşım, onların duygularını önemseyerek iletişim kurmak, güven oluşturmanın anahtarı.
Diziyi izlerken gözyaşlarınızı tutamadığınız oluyor mu?
Özellikle çocuk oyuncularımızın sahnelerindeki o anların gerçekçiliği ve duygusal yoğunluğu bazen duygusal tepkiler doğurabiliyor. Bu tür sahnelerde duygusal bağ kurmak ve karakterlerin yaşadıklarını hissetmek kaçınılmaz olabiliyor.
Kara ne kadar sizden biri?
Ben her insanın içinde bir parça Kara olduğunu düşünüyorum. Sonuçta her insan illa ki bir noktada yok sayılmıştır, ötekileştirilmiştir, manevi olarak sokağa atılmıştır. İnsan en büyük darbeyi sevdiklerinden yer. Nereden biliyorum diye sormayın :) Kara'nın yaşadıkları kadar olmasa da her insan bir miktar öldürmeyen ve güçlendiren acı tecrübelere sahiptir.
Kara, Ateş Kuşları'nı afetti. Affetmek insanı hafifletir, rahatlatır mı?
Affetmek, kişinin kendi vicdanıyla ve kendini ne kadar sevdiğiyle alakalı bir durumdur bence. İnsan affederken ilk başta kendisi için affeder. Kırgınlığı soğuduktan sonra, içindeki mahkemede kendi vicdanını rahatlatmak için affeder. Affetmek insanı hem hafifletir hem rahatlatır, çünkü insan önce kendini affeder.
Affetmek konusunda siz ne kadar başarılısınız?
Ben çok yufka yürekli bir insanım. (Gülüyor)



BEN DE AKRAN ZORBALIĞI GÖRDÜM
Antalya'da doğmuşsunuz. Siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Antalya'da doğmadım. Isparta doğumluyum ama Antalya'da büyüdüm. Benim çocukluğum biraz zor geçti. Arkadaş çevrem tarafından pek kabul görmezdim, aralarına almazlardı, çok kez zorbalığa uğradım. En yakın arkadaşım zannettiğim insanlar tarafından bile hep ötekileştirilirdim. 19-20 yaşlarına geldiğimde yavaş yavaş çevremde kabul görmeye başlamıştım.

BU TARZ SAHNELER DAHA ÇOK EMPATİ KURMAMI SAĞLIYOR
Siz böyle bir durumda olsanız Ali'nin yaptığını yapabilir miydiniz?
Kesinlikle. İnsan yeri geldiğinde birlikte üşüdüğü yeri geldiğinde aç kaldığı, ağladığı, güldüğü kısacası her anını birlikte paylaştığı kardeşine karşı sadece ben değil kim olsa bir dakika bile düşünmeden bu fedakarlığı yapar.
Dizide Ali, Kara'ya böbreğini veriyor. Bu sahneyi çekerken ne hissettiniz?
Bir kardeşin diğer kardeşine kan bağı olmadığı halde, hele ki böbreğini verdiği kardeşi ona büyük bir kızgınlık ve kırgınlık hali içindeyken bile bu denli bir fedakarlık yapması insanı gerçekten derinden etkileyen bir durum. Maalesef bu tarz olaylar sadece bir senaryodan ibaret değil, hayatın en içinden ve en gerçek halleri. Bu projede bulunmaya başladığımdan beri bu tarz sahneleri yaşatabildiğimce yaşatmak, beni günlük hayatımda daha çok empati kuran ve olaylara daha duygusal boyutundan yaklaşan birine çevirdi.

OYUNCULUK ÇOCUKLUK HAYALİMDİ
Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi? Nasıl başladı oyunculuk serüveniniz?
Evet, çocukluk hayalimdi. Küçükken dizilerde izlediğim ve aklımda kalan karakterlerin taklitlerini yapıp annemlere oynardım. (Gülüyor) 14-15 yaşlarındayken tiyatro kurslarına ve belediye konservatuarlarına gitmeye başladım. Daha sonra konservatuar sınavlarına girdim ama maalesef 3 yıl alınmadım. Biraz küsmüştüm açıkçası ama yine de kendi çapımda bir şeyler kovalamaya devam ediyordum. En sonunda bir gün sosyal medyaya yüklediğim, kendimce eğlendiğim bir video beklemediğim bir şekilde 10 milyon görüntülenme aldı, o süreçte videoyu gören Şenol Sönmez sosyal medya üzerinden benimle iletişime geçti. Bir audition görüşmesi ayarladık, seçildim. İlk projeme bu şekilde girmiş oldum. Buradan da Şenol Hocam'a çok çok sevgilerimi iletiyorum.
Mesleğe ilk başladığınız yıllarda hayal kırıklıkları yaşadığınız oldu mu?
Yok hiç yaşamadım. Çok şükür Allah'ım hep iyi insanlarla karşılaştırdı beni. Umarım bundan sonraki süreçte de hep öyle olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA