Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Hatay’ımdan dilekler var.. Var da..

"Hocam ben tarihi taş evlerin ve sokakların olduğu eski Antakya'da doğdum büyüdüm. Tam bir Antakya sevdalısı, tam bir Antakya âşığıyım. Sırf bu yüzden Ankara'da 5 yıl Askeri Memur olarak çalıştıktan sonra dayanamayıp memleketime tayin oldum. Memuriyete devam ederken bin bir meşakkatle Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi "Mimari Restorasyon" bölümünü dereceyle bitirerek "Restoratör" ünvanı aldım. İnanıyorum ki Antakya'nın çocukları Antakya'ya ve tarihine sahip çıkacak." Bunları yazan Hatay'da tanışamadığım bir Hatay sevdalısı, Mehmet Topal..
"İki hayalim var" diyor..
Birisi 1972'de yıkılan tarihi Roma Köprüsünün yeniden inşa edilmesi..
O tarihi köprü yüzünden Antakya'yı biz ordayken her yıl seller basardı. Çünkü tarihi taş köprünün altındaki delikler, Asi'nin dev sularını geçirmeye yetmez, köprü adeta baraja dönerdi.
Köprüyü o seller mi yıktı, yoksa kenti baskından kurtarmak isteyen yerel yönetimler mi bilmiyorum.
Mehmet Kardeşim "Bu taşlar Asi'nin altında duruyor.
Yazın sular çekilince görüyoruz" diyor ve ilave ediyor..
"Bosna'daki tarihi Mostar köprüsünün restorasyonunu biz yaptık. Bunu da yapabiliriz.." Tamam yaparız da, Asi'nin sularını nasıl azaltırız, Mehmet?.
Bu konuyu, bizim Hatay gezisini organize eden, Hatay Milletvekili ve eski Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman'a bir soralım, o zaman..
Mehmet Kardeşimin ikinci hayali Antakya'da bir "Hatay Türk Devleti Müzesi" kurulması..
İşte bu şart.. Bu devletin ömrü gerçi çok kısa.. Ama Hatay'ı, Türkiye'ye bağlayan o tarih değiştiren kararı alan da bu devlet..
Ne yazık ki, görevden alınan o harika Hatay Valisi Erdal Ata'yı ziyaret ettiğimde, Vilayet Konağı'nı gezdirmişti, bana..
Orada bir köşe adeta bir Hatay Cumhuriyeti Müzesi'ydi. Başta Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, balmumu heykellerle, Hatay Millet Meclisi Salonu aynen canlandırılmıştı mesela..
O Meclis binası Antakya'da yerinde duruyor. Fransızlardan kalma bir yapı. Biz 50'li yıllarda gittiğimizde Meclis toplantı salonu Gündüz Sineması diye işletiliyordu.
Bu defa gittim. Salon zaman zaman tiyatrolara kiralanıyor.
Giriş bölümü ve kulisi de, açık kapalı bölümleriyle "Meclis Künefe" diye çalışıyor.
Yani o bina, ben bildim bile özel teşebbüsün elindeydi.
Hâlâ öyle..
Ancak Hüseyin Yayman dostumdan bir mail aldım.
Yayman özetle diyor ki..
"Bina Fransız Mimar Benju tarafından 1927'de yapıldı.
Hatay anavatana katılınca Meclis binası olarak kullanıldı.
Meclis bu binada 3 defa toplandı.
Kültür Bakan Yardımcısıyken bu binanın aslına uygun bir müze olarak kullanılması için çalışmalar başlattım.
Hatay Kültür Müdürü Hüsnü Işıkgör, mülk sahibi Adalı ailesi ile temasa geçti.
Şu anda künefeci olarak kullanılan bu bina için Hatay Valiliği'nin 2002 yılında aldığı bir kamulaştırma kararı da var, aslında." Yani Hatay Cumhuriyeti Meclis Binası'nın "Hatay Cumhuriyet Müzesi"ne dönüşmesi, bu kamulaştırma kararının uygulanmasıyla mümkün.
Bu da "Para" demek.
Oysa vilayetlere finans imkânı sağlayan İl Özel İdareleri artık yok. İller Bankası da yok.
O zaman kamulaştırma bedelini ancak Kültür Bakanlığı ya da Antakya Büyük Şehir Belediyesi temin edebilir.
Yani.. Bürokrasi.. Yani.. 31 Mart yerel seçimleri..
Yani..
Sevgili Mehmet Topal, zaten konunun takipçisi olan Hüseyin dostumuzun işi, Asi'nin sularını azaltmaktan daha zor görünüyor.
Ama dostum, kardeşim Hüseyin tuttuğunu koparır cinsten.
Bekleyelim..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA