Hiçbir konuda birlik sağlayamayan milletimizin "moda"da birlik sağlaması elbet düşünülemezdi. Geçtiğimiz ekim ayında birlik olamama örneğini modada yaşadık. Ağustosta gerçekleşen Istanbul Fashion Week ardından ekim sonu gündeme bir başka moda günleri bombası düştü. İstanbul'u moda başkenti yapma yolunda atılan çok önemli bir adım olan IFW'ye rakip "Fashionable Istanbul" adı altındaki alternatif moda günleri o günlerde çok tartışılmıştı. İstanbul Fashion Week komitesi bunun üzerine Türkiye'deki hazır giyim, deri ve moda alanındaki firmaların tek resmi organizasyonu IFW olduğunu vurguladı. Ayrıca İTKİB, Birleşmiş Markalar Derneği, Dış Ticaret Müşteşarlığı ve bakanlık bazında desteklenen tek resmi moda haftası olduğunu açıkladılar. Bütün bu tartışmaların ardından şimdi 3-6 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fashion Week'in ikincisi Santralİstanbul'da yapılacak. Organizasyon öncesi İFW Komite Başkanı İsmail Kutlu ve komite üyesi tasarımcı Arzu Kaprol ile biraraya geldim.
DÜNYANIN GÖZÜ TÜRKİYE'DE
"Bu seferki İstanbul'un 2010 kültür başkenti olduğu bir tarihte, daha iyi olması gerekiyor" diyen İFW Komite Başkanı İsmail Kutlu; "Bütün dünyanın gözü Türkiye'de olacak. İstanbul daha önem kazanmış bir hale gelecek. Hem Türk tekstilini anlatmak hem tasarımcıları yurtdışına açılması açısından faydalı oldu. Yurtdışında bizi anlatacak ilk etkinlik oluyor" diye sözlerine devam ediyor. Bu seferki katılımın daha fazla olması bekleyen İsmail Kutlu: "Geçen sefer 18 defilemiz varken bu sefer 26'ya çıkacak. Geçen sefer 24 katılımcı stand varken bu sene 45'e çıktı. Yine ilkinde 25 bin kişi gelmişti, bu sefer 40 bin kişi bekliyoruz. 117 yabancı basın mensubu vardı, bu sefer 200'ün üzerinde olacak" diye belirtiyor. Ayrıca bu yıl tam bir sektörel birlikteliği beklediklerinin de altını çizen Kutlu, dünya takvimiyle eş anlamlı gitmesi açısından da önemini anlattı.
"Lafayette ve Bloomingdales'in benden sipariş alması, gençlere örnek oldu"
Tasarımcı olarak genç yeteneklere geri dönüşü nasıl oldu? Hepimiz bu ülkenin tasarımcıları olarak popüler kültüre dair defileler yapmaya bu coğrafyada çok alışığız. Bundan ekonomik bir değer yaratmaya çok alışık değiliz. Kendi ülkemizde değil, dünyanın farklı fuarlarına katılarak yapıyoruz bunu. Buradaki kendimizi duyurmaya yönelik bir şov organizasyonudur. Ağustosta yapılan defilenin ertesi günü Gallerie Lafayette ve Bloomingdales gibi firmalar sipariş yazmak için showroom'un daydı. Bu bugün benim için olduysa yarın diğer arkadaşlara olmayacak demek değil. Ülkemizde moda tasarımcıları ekonomik değer yaratmaktan uzak gibi algılanabiliyorlar. Bu iş moda ekonomisine katkı sağlamak açısından çok önemli...
Moda dünyasında yerimiz ne? Bizi modayı yapan, kendi markalarını yaratan bir ülke olarak görmüyorlar. Biz böyle olmadığını, dünya markalarının ürünü yapılıyor olmaktan çok, Türk tasarımcılarının olduğunu göstermiş oluyoruz.
"İstanbul ilkinde 10 milyon euro kazandı, 4 yıl sonra ilk 3'e gireriz"
Bakan Zafer Çağlayan'ın "Bu yıl bütün perakendecilerin katılmasını bekliyorum" sözüne cevap alabildiniz mi? Şu an katılım gayet yüklü... Mavi Jeans gibi yeni markalar var. Ama bakanın kastettiği markalar yine yok. Kapasite zaten doldu...
IFW'nin maddi dönüşümü nasıl? Bu organizasyonlar döneminde 10 milyon euro gelir elde edildi. Baktığımızda insanlar oraya akın ediyorlar. Bunu 2-3 taneden sonra daha kazançlı hale getirebiliriz. NewYork'ta Milano'da Paris'te Fashion Week'ler yapılıyor ama üretim güçleri yok. Biz orada 5-0 öndeyiz. Coğrafi bakımdan da öndeyiz. Genç nüfusumuz var. 40- 50 yıl başlamışız ama biz 4-5 yıl sonra ilk 3'ün içine gireceğiz.
Bu organizasyona sadece tekstil diye bakmamak gerek değil mi? Dünyada taze kana ihtiyaç var. Moda dünyası İtalyan, Fransız tasarımının tıkandığını ve dünyada yeni isimlerin bu coğrafyalardan çıkmadığını görüyor. İstanbul enerji veren bir yer. Bu enerjiden de dünyadaki bütün tekstil alıcıları yararlanmak istiyor.
