Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün dün İstanbul'da 2011 yılı bütçesinin Mali Kural'a göre oluşamayacağını ve uygulamanın 2012 için geçerli olacağını söyledi. Ancak bu erteleme yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisini azaltmıyor. Birçok fon yöneticisi ve rating kuruluşu dün bu yönde açıklamalarda bulundu. Türkiye'ye büyük önem veren ve 600 milyon dolarlık gelişmekte olan ülke tahvilini yöneten Axa Investment'ın yöneticisi Will Calvert, Türkiye'nin hâlâ çekici olduğunu, diğer bir deyimle, yabancı yatırımcıların ülkeden topluca çıkmaları gibi bir beklenti olmadığını ifade etti.
GÜÇLÜ MALİ POLİTİKA
UBS'in gelişmekte olan piyasalar stratejisti Manik Narain ise "Türkiye'nin son zamanlarda bu kadar güçlü performans göstermesinin nedenlerinden biri, piyasaların IMF'den bağımsız olarak güçlü bir mali politikayı uygulayabileceğine inanmaları oldu" dedi. Baring Asset Management'ın gelişmekte olan piyasalar hisse senetleri direktörü Ghadir Abu Leil-Cooper ise, şöyle dedi: "Mali Kural, dışarıdan uygulanacak bir disiplin aracıydı. Olmasını tercih ederiz ama Türkiye'nin makroekonomik konumu çok beğendiğimiz bir biçimde yönetildi. Biz Türk tüketicisine açık olmayı isteriz ve bunu yapmanın en iyi yolu da Türk bankalarından geçiyor." Türkiye'nin 2011 bütçesinin Mali Kural'a göre oluşmayacağının açıklanmasının ardından, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Mali Kural'ın uygulamasının ertelenmesinin 2011'de kuralda izin verilenden daha fazla bütçe açığı verilebileceğine işaret ettiğini, ancak bu durumun kredi notu üzerinde doğrudan bir etkisi olmadığını söyledi.
NOTU ETKİLEMEZ
Fitch'in gelişmekte olan Avrupa ülke ratingleri bölüm başkanı Edward Parker, Mali Kural ile potansiyel not değişiklikleri arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını belirterek, "Bu durum tıpkı daha önce mali kuralın kabul edilmesinin beklendiği dönemde olduğu gibi Mali Kural'ın terk edilme riskinin bulunduğu şu an için de geçerli" dedi. Ekonomi yetkilileri de Mali Kural'da yüzde 5 olarak öngörülen büyüme ve yüzde 1 olarak öngörülen bütçe açığının GSYH'ya oranının değişebileceğini belirterek, bütçe açığının GSYH'ya oranının Maastricht kriterlerine paralel olarak yüzde 3'e çıkarılabileceğini söylediler. Parker aynı zamanda Fitch için mali gerçekleşmelerin mali kuraldan daha önemli olduğunun altını çizerek "Bundan sonraki kredi notu kararları açısından bütçe açığı ile kamu borcunun gayrı safi yurtiçi hasılaya oranı önemli olacak" dedi.