Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında Kamu İhale Kanununda bazı düzenlemeler için komisyon oluşturulmasının kararlaştırıldığını bildirerek, ''Türkiye'de ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürün geliştiren kişiler kamu alımlarında öne geçecekler'' dedi.
Bakan Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği'nin (TÜDER) işbirliği ile Bilkent Otel'de düzenlenen ''Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı''ndaki konuşmasında, tıbbi cihazlar alanında 2 milyar dolarlık ithalata karşı 200 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştiğini belirterek, ithalat ağırlıklı tıbbi cihazlar sektöründe yerli üretimin geliştirilmesi için kamunun da özel sektörün de bir takım sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Önümüzdeki yıllarda büyük sağlık projelerinin de hayata geçmesiyle Türkiye'nin sağlık turizminde de büyük bir atılım yapacağı düşünüldüğünde tıbbi cihazlar sektörünün büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
''Büyük bir tüketim potansiyeli oluşacak. Eğer siz bunun üretim ayağını eksik bırakırsanız büyük bir sorun olur. Bu işin üretim ayağını ihmal edemeyiz. Bu büyük potansiyelin ihtiyaçlarının yerli üretimlerle karşılanmasını sağlamalıyız. Dün yaptığımız Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısındaki alınan kararlardan birisi de Kamu İhale Kanununda bazı düzenlemeler için komisyon oluşturmak. Sadece yerli üretim değil. Artık bir adım daha öteye geçiyoruz. Türkiye'de geliştirilen teknoloji, ARGE'si ülkemizde yapılan 'ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürün' sıfatına haiz ürün geliştiren kişiler, kamu alımlarında öne geçecekler. Eğer bir ürünün ARGE'si burada yapıldıysa patenti buraya aitse teknolojisi burada geliştirildiyse 'ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürün' sıfatına sahipse kamu artık Kamu İhale Kanunu ile bunu öncelikle satın alacak.''
Yapılan işe artı değer katılmasıyla o işin daha değerli olacağını, süte su katmanın süte değer katmadığı gibi sütün değerini de düşüreceğini dile getiren Ergün, süte bilgi ve teknoloji katılmasıyla ayrandan meyveli yoğurda kadar birçok değer katılabileceğini, her alanda olduğu gibi tıbbi cihazlar sektöründe de ürünlere değer katılmasının önemli olduğunu vurguladı.
''TSK'nın ihtiyaçlarının yüzde 52'si yerli üretim''
Ergün, cari açıkla ilgili sorunun da orta ve uzun vadede yerli üreticilerinin ürünlerine katacağı değerle çözülebileceğini belirterek, ''Ürettiğimiz ürünler yüksek katma değerli olmazsa ve ileri teknoloji içermezse o zaman bu alandaki açığımızı kapatamayız. Üretim ve teknoloji kapasitemizi artırarak hem dışarıya daha fazla ürün ihraç edebilir, hem de ithalatta karşıladığımız ihtiyaçları yerli üretimle ikame edebiliriz. Şu an üzerinde çalıştığımız ve yakında açıklayacağımız teşvik paketini de cari açık sorununu çözen bir perspektifle hazırlıyoruz. Hükümet olarak geride kalan sürede kamunun büyük alım gücünü fiyatları düşürmek için ciddi manada kullandık. Bu konuda başarılı da olduk, ama aynı gücü savunma sanayinde ofset uygulamalarla kullandığımız gibi ilaç sanayi gibi diğer sektörlerde de kullanmamız gerekiyor. 2002 yılında savunma sanayimizde Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının sadece yüzde 25'i yerli üretimle karşılanırken bugün yüzde 52'si bu uygulamalar sayesinde karşılanıyor. Önümüzdeki süreçte bu daha da hızlanacak. kamunun bu alandaki uygulamaları önemli. 16 milyon tablet bilgisayar ile akıllı tahtayı kapsayan Fatih Projesi ile bunların üretiminin sadece donanım olarak değil, yazılım olarak da ülkemizde yapılmasını amaçlıyoruz'' diye konuştu.
''Türkiye'de üretilip de geri çağrılan hiçbir araç yok''
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ''Otomotiv sektöründe şimdiye kadar Türkiye'de üretilip de üretim hatası nedeniyle geri çağrılan bir araç söz konusu değil. Bu Türkiye'nin ürününü ne kadar kaliteli ürettiğini gösteriyor'' dedi.
Bakan Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği'nin (TÜDER) işbirliği ile Bilkent Otel'de düzenlenen ''Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı''ndaki konuşmasında, geçen hafta asansör üreticileri ile yapı üreticileri bir araya getirdiklerini anımsatarak, ürünleri üretenler ile kullananları sık sık bir araya getirmenin sektörlerin geleceği için oldukça önemli olduğunu söyledi.
Üretici ile kullanıcı sektörler arasındaki buluşmalarda ülke tüketiminin ve üretiminin yüksek olduğu sektörlere öncelik verdiklerini vurgulayan Ergün, geçen hafta yapılan organizasyonda birçok sektördeki ihtiyaçların yerli üretimlerle karşılanmasının mümkün olduğu gerçeğini bir kez daha görüldüğünü, yerli ürün kullanımını sağlamak için yöntemlerin ve alışkanlıkların değiştirilmesinin gerektiğini dile getirdi.
Birçok sektörde ihtiyaçları yerli üretimle karşılamanın hem daha az maliyet hem de daha kaliteli ürün demek olduğunu ifade eden Ergün, şu bilgileri verdi:
''Türkiye bugünkü üretim yapısıyla Uzak Doğu'dan biraz daha pahalı ama Avrupa kadar kaliteli üretim yapabilen ülke. Her ülke bu özelliğe sahip değil. Mesela otomotiv sektöründe şimdiye kadar Türkiye'de üretilip de üretim hatası nedeniyle geri çağrılan bir araç söz konusu değil. Bu markaların merkez ülkelerinde bile yüz binlerce araç üretimdeki hatalar nedeniyle geri çağrılıyor. Bu Türkiye'nin ürününü ne kadar kaliteli ürettiğini gösteriyor. Kaliteli üretiyoruz ama hala ithalata yöneliyoruz. Mesela makine sektöründe bu durum oldukça yaygın. Dünya kalitesinde makine üretimi yapıyoruz ama ithalata yöneliyoruz. Bu ürünün kalitesinden fiyatından kaynaklanmıyor, alışkanlıklarından ya da başka teknik özelliklerden, iş yapma usulünden ya da vergi veya kamu ihale mevzuatındaki bazı maddelerin bu işin hareketlenmesinden engel olmasından kaynaklanıyor. Bu buluşmalar bu yanlış işlere dur deme toplantıları.''
Bakan Ergün, kamunun bir ürünü ya da hizmeti en ucuz fiyata almasının yanında başka amaçlarının da olduğunu savunarak, kamunun büyük satın alma gücünü kullanarak teknolojinin gelişmesine, araştırma geliştirme faaliyetlerinin yapılmasına, teknoloji transferine ve o sektörün ülkede gelişmesine de olanak sağlaması gerektiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın büyük montanlı satın almaları yaparken tavrını sadece ucuza sağlık hizmeti vermek veya sağlık hizmeti verirken gerekli malzemeyi ucuza satın almaktan yana kullanmamasını isteyen Ergün, bakanlıkların büyük satın alma güçlerini sektörlere kaldıraç etkisi yaratmakta da kullanmasının yerli üretimi geliştireceğini kaydetti.
''Aşırı kar hırsı idealizmi zayıflattı''
Ticaretin kar amaçlı yapıldığını ama kar hırsının ideallerin önüne geçmesinin tehlikeli olduğunu ifade eden Ergün, şöyle devam etti:
''Ticaretin amacı kardır ama ülkenin idealleriyle üreticilerin ideallerinin örtüşmesi lazım. Mesele çok para kazanmak yerine dünyanın en teknolojik en mükemmel tıbbi cihazlarını üretmek hedefine de sahip olmak lazım. Son dönemde bizim sanayicimizde aşırı kar hırsı idealizmin zayıflamasına yol açtı. İkide bir, bir şeyin neden yapılamayacağını sunan adamlarla bir yere varamayız. Bazı kişiler o kadar çok mevzuya hakimler ki bir şey yapalım dediğinizde kırk bahaneyle bunun neden yapılamayacağını koyuyorlar. Onlarla bir şey yapılamaz. Bu işin neden yapılması gerektiğine inanan adamlarla bu iş yapılır. Azcık zoru görüp bunun neden yapılamayacağını söylemek işin en kolayı.''
''Bakanlık bütçelerinde ARGE payı artacak''
Devletin ARGE'sini desteklediği ürünlerin yine kamu kuruluşları tarafından çeşitli mevzuatlar gereği ihalelere kabul edilmemesi ya da kabul edilse de alınmaması gibi sıkıntıların yaşandığını bildiğini aktaran Ergün, şunları kaydetti:
''Kendi yerli markalarımızı oluşturmamız için kaliteli üretim yapan ve ileri teknolojiyi kullanan yerli ürünleri tercih etmeliyiz. Tıbbi cihaz üreticileri sektörü başta olmak üzere birçok sektör motivasyonlarını düşürmeden ürünlerini geliştirmeye devam etmeli. Sektör, KOSGEB ve TÜBİTAK desteklemelerinden daha fazla yararlanmalı. Sektörlere desteklerin artması için dün yaptığımız Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında bütün bakanlıkların kendi alanlarıyla ilgili önemli bir ARGE payına sahip olması da ele alındı. Üniversiteler ve sanayiyle işbirliği sağlanarak bu kaynaklar sektörlere aktarılacak. Birçok bakanlık 2012 yılı bütçesini hazırladığı için bakanlık bütçelerinde bu payları 2013 yılı bütçelerinde daha net görebileceğiz. Hükümet olarak 2023 hedeflerimizden biri de bildiğiniz milli gelirin yüzden 3'ü kadar ARGE'ye kaynak ayırmak. Bunun için daha disiplinli çalışmalıyız.''