İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın basın toplantısındaki açıklamalarına göre bu yıl büyüme tahmini yüzde 4'ten yüzde 3,3'e, 2015 büyüme tahmini ise yüzde 5'ten yüzde 4'e düşürüldü. 2016 yılı için büyüme tahmini yüzde 5'te sabit tutulurken, 2017 için hedef yüzde 5 olarak belirlendi.
Açıklanan bu tahminler, geçen yıl yayınlanan OVP'deki hedeflerde büyük oranda sapma yaşandığını ortaya koyuyor. Bir önceki Orta Vadeli Plan'da 2014 için yüzde 6,4, 2015 için yüzde 5,9 büyüme tahmini ortaya konmuştu.
Büyümedeki bu sert düşüş, IMF'in yeni bir küresel kriz konusunda uyarıda bulunduğu son raporuyla birlikte değerlendirildiğinde makul karşılanabilir. Çünkü IMF'in son aylarda yeniden büyümeye başladığını vurguladığı küresel konjonktür önündeki risklerin neredeyse tamamı yakın bölgemizde gerçekleşmekte. Ukrayna ve Ortadoğu'da yaşanan sıkıntılar ortada. Biraz da bu nedenle IMF'ye göre Türkiye 2014 ve 2015 yıllarında beklentilerin altında yüzde 3 oranında büyüyecek.
Şunu da ilave etmek lazım ki; büyüme tahminlerimizdeki bu sert düşüşü, dönemsel ya da konjonktörel krizler dolayısıyla makul karşılasak bile, sadece bunlarla açıklayamayız. Bu nedenle, özellikle sanayi üretiminin önünü açacak yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.
IMF'in Madde 4 Olağan Görüşmeleri'ne ilişkin 11 maddelik değerlendirmesinde de, Türkiye'nin orta vadede daha güçlü büyümesinin, ülkenin ekonomik potansiyelini arttırmayı hedefleyen yapısal reformların ilerletilmesine bağlı olduğu vurgulanıyor. Değerlendirmenin, Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan gayri resmi tercümesine göre 10. Kalkınma Planı'ndaki reformların kararlılıkla uygulanmasının, Türkiye'nin "orta gelir tuzağı"ndan kaçınabilmesi açısından önem arz ettiği kaydediliyor.
Nitekim, 2015-2017 OVP'sinde temel önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu söyleyen Babacan, ikinci önceliklerinin cari açığı düşürmek, üçüncü önceliğin ise yapısal reformlar olduğunu belirtti.
İşin doğrusu, küçülerek büyümeye devam ettiğimiz sürece 2023 hedeflerinden de uzaklaşıyoruz demektir. Ancak makro ve mikro pek çok tedbirin programda yer almış olması, 2023 hedeflerini yakalama konusundaki iyimserliğimizi korumamızı sağlıyor.