Bundan
25 yıl önce 'kazanırken ve harcarken meşru' olma kuralıyla yola çıkan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğin (MÜSİAD), başlattığı mücadele ile Anadolu'daki işadamı derneklerinin öncüsü oldu. İşdünyasını sivil toplum kuruluşu olarak sadece TÜSİAD'ın temsil ettiği dönemde başlayan MÜSİAD hareketi Erol Mehmet Yarar, Bayram Ali Bayramoğlu, Natık Akyol, Abdurrahman Esmerer, Şekib Avdağiç, Mehmet Gönenç, Mehmet Ekrem Ensari, Arif Gülen, Halil Ayan, Cihangir Bayramoğlu, Mehmet Turgut ve Ahmet Yıldırım'ın kurucu üyeliğiyle başladı. Bir antitez olarak değil, başlıbaşına bir tez olma amacıyla kolları sıvayan kurucu üyeler, MÜSİAD'ı iş dünyasının çıkarlarını koruyan bir baskı gurubu olmanın ötesine geçirmeyi hedefledi. Bunun için de entellektüel derinliği yaratacak komisyonlar, araştırmalar ve raporlar yayınladı. Bugün 11 bin üyeye ulaşan, dünyanın tüm kilit başkentlerinde şube ve temsilcilikleri bulunan MÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, kurumun dününü ve geleceğini anlattı.
EMİR-ALİM-TACİR DÜSTURU
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, derneğin, dönemin gerçeklerine bir reaksiyon olarak kurulmadığını belirterek, "MÜSİAD bir antitez olarak kurulmadı, başlıbaşına bir tez olarak ortaya çıktı. O dönemi kendi içinde değerlendirdiğimizde rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başlattığı bir açılım vardı. Sayın Necmettin Erbakan'ın da açılımlarını hatırlamamız lazım. Özal'ın başlattığı hareketin neticesinde yola çıkan bir kurumdur MÜSİAD. Bir avuç kişiyle yola çıkıldı. Bu hareket hedeflerini koyarken, burasını bir işadamları derneği olarak konumlandırdı. Ama erdem ve ahlak değerlerini ön planda tutan, 'emir, alim, tacir' dediğimiz üçleme üzerinde yola devam ediyoruz. MÜSİAD'ın iki temel direği var. Bunların birisi itibarlı üyelerimiz. İkincisi de düşünce kuruluşu olmasıdır. Herkesi üye almıyoruz. Tek kriterimiz itibar. Biz hukuki ve meşru olma ayrımını getiriyoruz. İsteklerimiz hukuki ve meşru olmak durumunda. Ben sadece kazanırken değil, harcarken de hukuki ve meşru olmalıyım. İşadamları buraya çıkar elde etmek için gelir ama aynı zamanda 'ben milletime ne verebilirim' diye düşünür" dedi. MÜSİAD'ın kurulduğu yıllarda sivil toplum kuruluşu sayısının az olduğunu söyleyen Olpak, "Bizden sonra yeni işadamı dernekleri kurulmaya başladı. Günümüzün acımasız iş anlayışını reddettik. Erdemli olarak da başarının mümkün olduğunu gösterdik. Biz aynı zamanda elitist zihniyetin yoğun olduğu dönemde ticaretin ve sanayinin elitlerin elinde olmasını kırdık. İsmimizden gelen bir müstakil kavramımız var. Gerçek anlamda bir sivil toplum kuruluşu olduğumuzu herkese gösterdik. Çünkü bizim bir yönetim kurulumuz var ve tüm kararlar oradan çıkar. Öyle bazıları gibi kurucu babalar, uzaktan kumandalar, üç-beş ailenin tahakkümü, başkan adaylarının dışarıdan belirlenerek seçilmesi yok" diye konuştu.
HEDEF YÜKSEK TEKNOLOJİ
Derneğin daha geniş bir yelpazeye yayılmasını istediklerini de belirten Olpak, bunun için de Türkiye'de 'dokunmadık' yer bırakmadıklarını ve yurtdışına yöneldiklerini anlattı. Olpak, şöyle konuştu: "Ülkemiz iddia sahibi. O zaman bizim de bu iddianın önüne geçecek çalışmalar yapmamız gerekir diye işe başladık. Dünyanın karar mekanizmalarının olduğu yerlerde temsilciliklerimizi açtık. ABD'de Washington'da şubelerimiz olmasına rağmen resmi temsilcilik açtık. Diğerleri, Brüksel, Pekin. Yakında Moskova'da ve Adisababa'da açacağız."
EN BÜYÜK ESERİMİZ GENÇ MÜSİAD
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, işadamı derneği olduklarını ama sosyal dayanışmaya bir o kadar önem veren bir altyapılarını olduğunu söyledi. Olpak, "Çünkü topluma karşı sorumluluklarımız sadece iş hayatıyla ilgili sınırlı değil. Genç MÜSİAD, MÜSİAD'ın en büyük projesidir. SAMEKS gibi başka projelerimiz de olacak" dedi. Olpak, MÜSİAD'ın 25 yıllık çizgisinde en büyük mirasının da doğruları söylemekten çekinmeyen tavrı ve özgüveni olduğunu belirterek, "Ticaret hayatının erdem ve ahlakla da yapılıp, başarılabileceğini göstermiştir. Asıl farklılığımız bu olmuştur" diye konuştu.