Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, geçtiğimiz pazar günü hayatını kaybeden "Love Story (Aşk Hikâyesi)" adlı romanın yazarı Erich Segal'ı şu sözlerle anlattı: "Love Story, kendi halinde bir profesör olan genç bir yazarın ilk romanı ile dünya çapında ün yapmasının öyküsüdür." Yeşilçam'ın bu tür hikâyelere alışık olduğunu dile getiren Dorsay, "Tabiî ki asıl öykü, bizim eski Yeşilçam filmlerini hatırlatan son derece romantik bir hikâyenin yeniden gündeme getirilmesi ve Batı Yeşilçam'ı tanımadığı için bu büyük ilgiyi uyandırmasıdır. Dolayısıyla biz bu tür hikâyelere aşina olduğum u z için pek etkilenmedik ama Batı birbirine girdi. Erich Segal birkaç roman daha yazdı ama ilkinin başarısına ulaşamadı. Bugün film sinemasal biçiminden çok toplumbilimsel bir olay olarak hatırlanıyor" ifadesini kullandı.
FİLM 7 OSCARA İMZA ATTI
New York doğumlu Amerikalı yazar, aynı zamanda edebiyat profesörüydü. 5 yıl boyunca en çok satanlar listesinden inmeyen kitap, tam 33 dile çevrildi. Dünya çapında 20 milyondan fazla satan "Love Story", beyaz perdeye uyarlandığında daha büyük bir üne kavuştu. Aynı isimle 1971'de çekilen ve Ryan O'neal ve Ali MacGraw' ın başrollerini paylaştığı film 7 Oscar ödülüne lâyık görüldü.
SATIŞ REKORLARI KIRDI
Love Story'nin getirdiği ünün ardından çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan Segal, yazım hayatına da ara vermedi. Yazar, "The Class" ve "The Doctors" isimli romanları ile yine satış rekorları kırdı. Segal, ayrıca Beatles grubunun ünlü animasyon filmi "Yellow Submarine- Sarı Denizaltı" ve "Oliver's Story- Oliver'in Hikâyesi" filmlerinin senaryolarına da imza attı. 1975'te Karen James'la evlenen Segal iki çocuk babasıydı. Segal'in 1980 doğumlu kızı Francesca bugün edebiyat eleştirmenliği ve gazetecilik yapıyor.
ÜNLÜ ROMANI 32 YAŞINDA YAZMIŞTI
Londra'daki evinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren 72 yaşındaki ABD'li yazar Erich Segal, 25 yıldır parkinson hastalığıyla mücadele ediyordu. Yale, Harvard, Princeton ve Oxford gibi seçkin üniversitelerde edebiyat dersleri veren Segal, 1970'te, henüz 32 yaşındayken yazdığı "Love Story" adlı romanı yayımlanınca dünya çapında tanınan bir yazar oldu.
'Tekrar tekrar okudum'
Meltem Erkmen (Love Story romanının Türkçe çevirmeni): Kitabın bir başyapıt olduğunu söyleyemem ama okuyanın yüreğine dokunduğu bir gerçek. Bizim hep izleyici hem de okur olarak aşina olduğumuz "zengin oğlanfakir kız" aşkının bana göre duygu sömürüsünden en uzak, deyim yerindeyse "insanın içini kıymayan" örneği. Günümüzün fantastik, gerçeküstü, vampirli, yaratıklı aşklarına inanan gençlerine ne kadar hitap eder bilmiyorum ama "Aşk Hikâyesi" benim aşka dair bir şeyler okumak istediğimde tekrar tekrar elime aldığım kitaplardan, izlediğim filmlerden biri...
Aşk asla pişman olmamaktır
HÂLÂ tüm zamanların en romantik aşk filmlerinden biri kabul edilen 'Love Story'de farklı sosyal kesimden gelen iki gencin yaşadığı trajik aşk öyküsünü anlatıyordu. "Aşk asla pişman olduğunu söylememektir'' sloganıyla çekilen filmde zengin aileden gelen Oliver ile işçi bir ailenin çocuğu Jennifer'ın ilişkisine Oliver'ın ailesinin karşı çıkışı konu ediliyordu. Ancak genç kızın amansız hastalığı aşklarını hüzünlü bir hikâyeye dönüştürüyordu.