Kırk yıl... Bir gazete için bir ömür kadar anlamlı, bir ülkenin değişim ritmi kadar hızlı bir yolculuk. SABAH Gazetesi'nin bu kırk yılı, yalnızca sayfalara basılan haberlerden ibaret değil. Bir kuşağın belleği, bir ülkenin nabzı, bir mesleğin değişmeyen onuru demek. Benim içinse yirmi dokuz yıl boyunca magazinde, kalemimin, sesimin, emeğimin, sabrımın bütün hikayesi. Muhabirlikten şefliğe, magazin müdürlüğünden eklerin yayın yönetmenliğine, televizyon programlarından ekonomi röportajlarına kadar geçen bu uzun yol, bir anlamda hem mesleğimin hem de hayatımın aynası oldu.
Bugün yukarıda gördüğünüz iki fotoğraf var. Biri 'Kuruluş Orhan' setinde, o dönemin kostümleriyle, geleneklerimizi ve köklerimizi temsil eden bir kare. Diğeri ise yazarlarımızla birlikte, bir gece kulübü sahnesinde, spot ışıklarının altında, bugünün enerjisini ve çağın ritmini anlatan bir başka kare.
Aslında bu iki fotoğrafın ortasında SABAH Gazetesi'nin bütün hikayesi saklı. Biz, bu iki dünyanın tam ortasında durmayı başaran bir kuşağız. Gelenekten kopmadan, modernliğin hızını kaçırmadan...
MAGAZİN TOPLUMUN AYNASI
Yıllardır magazin gazeteciliğini yaparken hep şuna inandım: Bu meslek, sadece 'kim nerede ne giydi, kiminle nerede görüldü' mesleği değil. Magazin, toplumun aynasıdır. Değerleri, tutkuları, hayalleri, düş kırıklıklarıyla birlikte yaşadığımız hayatın ta kendisidir. Biz bu aynayı tutarken hiçbir zaman sadece parlayan tarafını göstermedik; duygusunu, emeğini, hikayesini de yansıttık. Çünkü gazetecilikte esas olan insandır, samimiyettir, ruhtur.
SABAH Ekler olarak her dönemin kendi çağının ruhunu yakalamaya çalıştık. Ama bunu yaparken hiçbir zaman özümüzü, duruşumuzu, Türkiye'nin kendi kültürel dokusunu unutmadık. İşte bu yüzden 'Kuruluş Orhan' setinde çekilen o fotoğraf, sadece bir dönem kostümü değil; bizim köklerimizi simgeliyor. Gece kulübündeki kare ise geleceğe bakışımızın, modern dünyanın temposuna ayak uydurma gücümüzün ifadesi.
Gazetecilik, bir tür zaman yolculuğu aslında. Her sabah sıfırdan başlarsınız, ama geçmişteki bütün tecrübeleriniz size yol gösterir. SABAH Gazetesi kırk yıldır bu yolculuğu sürdürüyor. Ben de bu yolculuğun içinde, her yeni güne aynı heyecanla başlamayı hiç bırakmadım. Çünkü biz, habere sadece bir meslek olarak değil, bir yaşam biçimi olarak bakıyoruz.
EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ EKİP RUHU
Kırk yılın sonunda bugün geriye dönüp bakınca, görüyorum ki bu gazetenin en büyük gücü, içinde yetişen insanlardır. Emek veren, ter döken, bazen uykusuz kalan ama hiçbir zaman inancını kaybetmeyen o büyük ekip ruhudur. Biz hep birlikte, gazeteciliği sadece bir iş değil, bir sorumluluk, bir onur, bir tutku olarak yaşadık.
O yüzden diyorum ki; bu iki fotoğraf, sadece bir kutlama değil, bir sözün hatırlatmasıdır: Geçmişimize saygı, geleceğe güven... Biz, bu ülkenin hikayesini anlatmaya devam edeceğiz. Çünkü SABAH, her sabah yeniden doğan bir gazetedir.