İlk önce 'Beyaz Gelincik' ve 'Baba Ocağı' dizilerinde köylü kızı olarak tanıdık Gülden Dudarık'ı... Şimdilerde ise 'Bahar Dalları' dizisinde 'Sırma' karakterini oynuyor. Konservatuvarda klasik batı müziği eğitimi alan, 2003 yılında 'Avon Yüz Güzeli' seçilen Dudarık, oyunculuk macerasını TeleVizyon dergisine anlattı:
OYUNCULUK AKLIMDA YOKTU
Müziğe ilginiz ne zaman başladı?
Doğduğumdan beri hayatım müzikle geçti çünkü babam müzisyen... Önce klavye, sonrasında gitar, keman ve şan eğitimi aldım. Ardından konservatuvara gittim.
Oyunculuk çocukluk hayali miydi?
Çocukluğumda hep müzik vardı ve müzik öğretmeni olmak istiyordum. Okul hayatımda tiyatro yaptım ama ilerisi için aklımda oyunculuk yoktu.
Kendinizi nasıl buluyorsunuz oyunculuk konusunda?
Oyunculuk anlamında kotamı yükselttiğimi düşünüyorum. Basamakları ağır ama emin adımlarla çıkıyorum. Kendime yatırım yapıyorum; bunu da kendimi geliştirerek yapmaya çalışıyorum. Bu işin okulundan gelmediğim için, bunun dezavantajlarını zaman zaman yaşıyorum. Ama her geçen gün yeni şeyler öğreniyorum.
'Bahar Dalları'ndaki rolünüzden bahseder misiniz?
'Sırma' müzisyen bir aileden geliyor. Konservatuvarda okuyan ve keman çalan biri... Tunus'taki sınav yüzünden 'Bahar' ile arasında bir rekabet doğuyor. Ama 'Bahar' öldükten sonra 'Sırma' çok üzülüyor. 'Bahar'ın yazdığı bir besteyi bulmaya çalışıyor. Çünkü onun anısı için sürpriz bir şeyler hazırlamak istiyor.
Canlandırdığınız karakter size pek yabancı sayılmaz. Bu sizin için avantaj mı?
Dizide konservatuvar öğrencisini oynuyorum. Gerçek hayatta da müzikle ilgilendim. Geçmişte profesyonel anlamda müzisyen olmak istiyordum ama şu an kısıtlı zamandan dolayı hobi olarak yapıyorum. Bu projeyle müziği tekrar hayatıma soktum.
Başka nasıl roller canlandırmak istersiniz?
Ben kendimi hırçın ve sert rollere daha çok yakıştırıyorum. Çıtı pıtı görünsem de içimde dizginleyemediğim vahşi bir okyanus var sanki. Öte yandan tutkulu bir aşk filminde de oynamak isterim. Fakat birçok filmde olduğu gibi, sadece 'yüzü güzel' diye kadrajda duran, tek boyutlu bir figür olmamalıyım. Derin, alt metni çok sağlam bir rol olmalı...
"Beni Angelina Jolie ve Catherine Zeta Jones'a benzetiyorlar. Bence her ikisinin karışımı gibiyim" demişsiniz. İddialı değil mi bu?
Benzetildiğim isimler gerçekten de gurur verici. Sadece güzel değil, aynı zamanda da yetenekliler. Ama "İddialı değil mi?" cümlesine biraz içerledim. Sineması sanayileşememiş, oyuncularının olağanüstü çabalarıyla oluşturulan bir Türk Sineması var. Bununla herkes gurur duymalı. Türk Sineması'nın yokluklar içerisinde var edildiğini Angelina bilseydi, bana benziyor olmaktan gurur duyardı.
GÜZELLİK BAZEN AYAĞA DOLANIR
Güzellik, fark edilmek için bir basamak ama iş kendini kanıtlamaya gelince ayağa dolanıyor mu?
Genç ve güzel bir kadın olmak başarıyı her zaman getirmez. Güzellik bir yere kadar... Kendinizi geliştirmezseniz güzelliğiniz ayağınıza dolanabilir.
Bu yola adım attıktan sonra hiç kendinize olan güveninizi sarsan ya da sizi yıldıran bir şey yaşadınız mı?
Kendime güvenimi değil ama başkalarına olan güvenimi sarsan birçok durum yaşadım. Kafama koyduğum şeyi yapmak isteğimden dolayı, kolay kolay beni bir şey yıldırmaz.