'New York'ta Beş Minare' için dün yapılması planlanan basın gösterimi gerçekleşmedi... Basın gösterimleri tüm dünyada bir gelenektir ve yapmamak da "Sinema eleştirmenlerini takmıyorum" imajı oluşturur. Kırmızıgül'ün bu tavrı dedikoduları da beraberinde getirdi: "Mahsun galalara arasının iyi olduğu gazetecileri çağıracak." Şimdi bu dedikodu, galaya gidip filmi yazacakları da zan altında bırakıyor. Alın size yeni bir polemik konusu! Aslına bakarsanız, sinema eleştirmenlerinin çoğu; popüler kültür yazarlarının aksine, yönetmenlik serüveni boyunca Kırmızıgül'e hiçbir zaman önyargıyla yaklaşmadı.
YORUM SORUNU
'Beyaz Melek'de Kırmızıgül'ü yüreklendirdiler, 'Güneşi Gördüm'ü ise çoğu ayakta alkışladı. Hal böyle iken Kırmızıgül, şimdi neden eleştirmenleri karşısına almaya çalışıyor, anlamış değilim! Bu durum aynı zamanda, "Filmine güvenmiyor, eleştirmenlerden kaçırıyor" yorumlarının yapılmasına da neden olabilir. Halbuki çoğu eleştirmen, Kırmızıgül'ün yeni filmiyle yönetmenlik çıtasını yükselteceğine inanıyor. İnşallah öyle olur. Çünkü Kırmızıgül, sponsorsuz film çekiyor, kazandığını sinemaya yatırıyor, sinemasının belli bir duruşu var. 'Güneşi Gördüm' cesur bir filmdi, Güneydoğu sorununa dair sağlam tespitleri vardı. Kırmızıgül'ün eleştirmenlere karşı bu tavrının bence tek bir mantıklı gerekçesi olabilir, o da şu; basın gösterimleri sonrasında eleştirmenlerden alınan görüşlerin yarım yamalak ifadelerle gazetelere yansıtılması. Bu sorun eleştirmenler arasında da tartışılıyor. Bir eleştirmen film hakkında atıyorum 10 dakika konuşuyor ama buradan en çarpıcı dörtbeş cümle alınıyor. Bu görüşleri alanların çoğu da eleştirmenliğin doğasından bi haber... Bir eleştirmen, genel anlamda beğendiği bir filmin hatalı noktalarını da dile getirir. Ancak bazı muhabirler, sansasyon peşinde koştuğu için bu ifadelerden negatif olanları ön plana çıkarıyor. Bazen tam tersi de oluyor, beğenilmeyen bir yapım göklere çıkarılıyor.
İLK ÜÇ GÜN STRESİ
Asıl ilginç olan ise; bu kısa, hap yorumların uzun eleştiri yazılarından daha çok ilgi görmesi. Bu yorum haberleri de film vizyona girmeden iki gün önce yayınlandığı için, ilk üç günlük gişeyi direkt etkiliyor. Eğer durum buysa; Kırmızıgül'ün kaygısını anlarım ama yine de eleştirmenlere uyguladığı boykotu eleştiririm. Dedim ya, eleştirmenler de bu kısa yorumlardan rahatsız! Kırmızıgül "Eleştirilerinizi sayfalarınıza saklayın" ricasında bulunsa, emin olun buna kimse "Hayır" demez ya da yorumunun sağlıklı ifadelerle çıkacağına güvendiği gazetecilere konuşurdu.