Yaz geldi, yeni albümler patır patır çıkmaya başladı. Belki her albüme atlamıyor, hemen bir koşu satın almıyoruz ama 'müzik ruhun gıdasıdır' sözüne inanlarımız, içini dolduran şarkılar dinlemek de istiyor hani... Durum böyle olunca, müzik eleştirmeni Naim Dilmener'e 'Hadi' dedik, 'Bunca albüm içinde en şaşaalı çıkış yapan, en popüler olanlarını konuşalım, kim iyi kim kötü anlayalım...' Ama önce Dilmener'in Süparstar Ajda Pekkan'ın en fanatik hayranı olduğunu hatırlatayım. Hatta Dilmener iki sene önce bu fanatikliğini 'Hür Doğdum Hür Yaşarım: Ajda Pekkan' isimli kitabıyla da belgelemişti. Ne gariptir ki; Pekkan kitaptan haberi olmasına ve istediği bölümleri de çıkarttırmasına rağmen söz verdiği önsözü yazmamış, üstüne Dilmener'e dava açmıştı. Bu yüzden ikilinin araları bozulmuştu. Peki barıştılar mı? Bu sorunun yanıtı az sonra, önce müzikal durumu sorgulayalım...
SERDAR ORTAÇ'IN KAZIĞIDIR!
Ajda Pekkan'ın 'Resim' şarkısını nasıl buldunuz?
Sevmedim şarkıyı da, nasıl kırmadan dökmeden söylesem... Şarkının iki düzenlemesi var, ikisi de fena değil, Murat Yeter'inki daha iyi ama Volga Tamöz 'Aynen Öyle'ye adını veren şarkıdaki gibi yapmış. Sözlere gelirsek...
Beste ve sözler Serdar Ortaç'ın...
Bence Serdar Ortaç'ın Ajda Pekkan'a attığı bir kazık bu! 'Çerçeve değil, resim arıyorum' ne demek? Memleketin gelmiş geçmiş en namlı çerçeve arayanı değil mi Ajda Pekkan? Yani en Batılı yüz. Her zaman bakımlı, düzgün, estetiğine ve görünüşüne önem vermiş, yani çerçevesine hep önem vermiş... Şimdi şu yaşta, 'resim arıyorum ama çerçeve istemiyorum' ne demek? İnandırıcı değil!
Bu söyleminizin ardında, iki yıl önceki mahkeme sürecinin etkisi var mı? Ajda fanatikliği düşmanlığa mı dönüştü?
Mahkeme zamanı tamamen küstük ve o dönemde, davaların ateşli olduğu zamanda bile ağzımı tutmak için özel bir çaba harcadım. Toplatma davası, hakaret davası, maddi manevi tazminat davası, hapis talebi... Hakimlerden biri sorgulanmam sırasında, 'Naim Bey bu dava niye açıldı? Sadece kitabın sonuç bölümüne bakmak bile sizin Ajda Pekkan'ı ne kadar sevdiğinizi ve saygı duyduğunuzu gösterir' dedi. Sonuçta üç davayı patır patır kaybetti Süperstar'ım. Ben o davalar sırasında bile, ki çok incinmiştim gerçekten, hiçbir gazetenin, hiçbir kanalın 'Gel anlat bakalım sana neler yaptı?' teklifini kabul etmedim. Sonra üçdört ay evvel barıştık. Eskisi gibi olduk, hatta bazı ortak şeyler yapmaya başladık.
Bu şarkıyı ona yakıştıramadınız mı?
Kesinlikle yakıştıramıyorum.
DOĞULU TAMAMEN SLOGAN
Kenan Doğulu'ya gelelim; albümünün tanıtım partisinde patron koltuğuna oturmuştu, sizce patron koltuğunda mı?
Sıfır beden patron! Çizgili takımlarıyla sıfır beden patron. Bence Eurovision'a gidenler ister birinci olsunlar, ister dördüncü, sonunda mutlaka bitiyor!
Sertab Erener bitti yani?
Birinci olmasına rağmen bitti, ne kadar tuhaf... Kenan Doğulu dördüncü oldu, sonra 'Shake It Up Şekerim'i yayınlamak için ayların geçmesi gerekti. Üstelik onu da 'Çakkıdı'nın remix'leriyle yayınladı single olarak. O gün bugün adamdan ses yok, hazırlanıyor da hazırlanıyor. Sonra 'Patron' çıktı, sloganlardan slogan beğen! Beğenemiyorsunuz... Müzik olarak slogan; en beylik vuruşlar, en beylik ritimler, sintisizer'dan devşirilmiş... Sözleri ekstra slogan; hoplatalım, oynatalım vs... Sezen Aksu'nun sözlerini neden tekrar aldın? Zaten şarkılar benzer.
Yani yeni bir şey yok...
Yok.
Peki, buna rağmen albüm satışları yüksek olursa?
Olabilir. Çünkü 'Patron' genel eğilime çok elverişli bir albüm. Mesela 'Rütbeni Bileceksin' sanki 'Kurtlar Vadisi'ne müzik olsun ya da bazı dizeleri 'Kurtlar Vadisi'nin senaryosuna, diyaloglarına birebir girebilsin diye yapılmış... Rütbeni bileceksin, bilmem ne edeceksin gibi beylik sloganlar var. Son derece gerici! Yani bir demokrasiden söz ediyorsak, herkes fikrini söyleyebiliyorsa kim niye rütbesini bilecek? Demeye getirdiği şu; ben yukarıdayım, sen altımdasın, sesini çıkarma, kendine gel!
Kısacası 'Patron'u hiç beğenmediniz siz...
Yok. Albüm bittiğinde dayak yemişe dönüyorsun, 'iyi ki bitti' diyorsun! Ben bu röportaj için defalarca dinledim, hep dayak yemişe döndüm, çok yorucu çok. '
KARI GİBİ...' DİYOR DENİZ, AYIP!
Peki ya Özcan Deniz, onun albümünü nasıl buldunuz?
Onu da bu röportaja geliyorum diye özellikle dinledim. Kapağı ve grafikleri müthiş, ismi de çok güzel; 'Sevdazede'... Çok güzel başlıyor, ritmik, hoş, melodik bir şarkı. İkinci şarkı, değişmeye çabalayan Özcan Deniz ile eski arabesk Özcan Deniz arası bir şarkı; olsun ne yapalım, trenddir albümde... Üçüncü şarkı da güzel. Dört geldi, birdenbire 'Karı gibi acı çekiyor...' diye bir dize. Herhalde yanlış duydum dedim. Hangi çağdayız ve bu ne cinsiyetçilik? Bu şarkıda attım albümü. Cümle negatif, artı 'karı gibi'... Orada 'kadın gibi' dese bile ayıp, karı gibi diyor ya...
İNSANLAR KİMİ DİNLESİN?
Pinhani'den hiç ama hiç vazgeçmesinler! Bulutsuzluk Özlemi dinlesinler, Mor ve Ötesi dinlesinler, Raşit dinlesinler, Aylin Aslım dinlesinler.
SEZEN AKSU AKILLI KADIN
Sezen Aksu, çok akıllı bir kadın. 'Yürüyorum Düş Bahçelerinde...' çok şık bir paket, iki CD bir DVD. Albüm satışları düşük diye düşündü, standart bir albüm satmıyor diye böyle bir paket yaptı. Sezen Aksu; iki CD bir DVD'yi neredeyse bir yabancı albüm fiyatına, hatta daha ucuzuna satabilirim diye düşündü ve bence satacak.
ES
KİLERDEN KİM ALBÜM YAPSA SATAR?
Erkin Koray albüm yapsa satabilir, hayranı hep vardır, kırk yılın kralı. Ama o istiyor ki; önüne bütün kapıları açsın plak firmaları, kayıtlar en iyi stüdyolarda yapılsın, en iyi müzisyenler seçilsin, hiç telaş yapılmasın, 'hadi çabuk 10 günde kaydedin çıkın' denmesin. E bunu da son 3-5 yıldır verebilecek firma yok! Alpay satar. Alpay da hâlâ çalışıyor, hâlâ şarkı yazıyor. Ama hiçbir firma beklentilerini karşılayacak teknik olanağı çıkaramıyor karşısına. O da çalakalem stüdyoya girmek istemiyor ve haklı.