"İşte Türk hakemliği"

Spor Toto Süper Lig'in 20. haftasında Beşiktaş İnönü Stadı'nda Kardemir Karabükspor'la 1-1 berabere kaldı.

Konuk ekibin golü 55. dakikada Emmanuel Emenike kaydetti. Siyah beyazlıların golü ise 59. dakikada Deumi'den (kendi kalesine) geldi.

Derleyen: Marilla ERÇİK / SABAH İNTERNET

İŞTE YAZAR YORUMLARI

FATİH DOĞAN: Yakıştı mı Kamil? (SABAH)
Beşiktaş tribünleri Karabüklü futbolcuları alkışlarla uğurluyor. Kapalısı-açığı kendi takımlarına çelme takan rakiplerini saygıyla soyunma odasına yolluyor. Fondan, bin kadar Karabük taraftarının, "Beşiktaş bizim kardeşimiz" tezahüratı yükseliyor. Lütfen bu tabloyu kafanızda canlandırın. Bu görüntüler son 40 dakikası gerilim içinde geçen ve Beşiktaş'ın 2 puan kaybettiği maç sonrası yaşandı. Son dakikalar, saniyeler tribünlerin nefesini kesecek kadar gerilim ve öfke doluydu.
Gerilimin kaynağı ne Beşiktaşlı ne de Karabüksporlu oyuncular. Her iki takım da giydikleri formanın hakkını vermeye çalıştılar. İlk yarı Karabük, ikinci yarı Beşiktaş futboluyla ön plana çıktı. Ancak taraftarlarının tarihsel bir kardeşlik misyonu yüklediği her iki takımın arasına az kalsın Kamil Abitoğlu ve çetesi giriyordu. Maçın ve futbolun önüne geçtiler, insanları gerdiler ve az kalsın kardeşi kardeşe düşürüyorlardı. Tempoya, gerilime ayak uyduramadılar. 51'de topu Hakan Arıkan'dan kurtaran Emenike'nin pozisyonu Karabük lehine penaltı ve Beşiktaş aleyhine bir sarı veya kırmızı karttı. Sonra Kamil Abitoğlu ve yardımcı hakemi Mehmet Şahan Yılmaz "Bu hatayı nasıl telafi ederiz" dercesine 76'da Almedia'nın çizginin içinden çıkan topta Beşiktaş'ın mutlak golünü yedi. Uzatmalarda Simao'nun ceza sahasında düşürülmesine penaltıyı verme cesaretini gösteremedi. Sonuç yuhalanan, ıslıklanan hakemler...

Abitoğlu'nun durumu formsuzluğu ile izah edilebilir ancak hafta içi kupa maçı oynayan Beşiktaş'ın cumartesi öğleden sonra lig maçı oynamasının nasıl izah edileceği merak konusu...

HAKEMLERİN BAŞI DÖNMÜŞ
Beşiktaş'ın yıldızlarının birilerinin başını döndüreceğini düşünüyordum. Ama şunu söyleyebiliriz ki ikinci yarıyla birlikte gördük ki en çok hakemlerin başı dönmüş... Bu görüntü Türk hakemlerine yakışmıyor. Acilen tedbir ve uyarı şart.. İlk yarı Emenike Beşiktaş'ın defansını koridora çevirdi. Takım kurgusu iyi olmayan Beşiktaş için ders niteliğindeydi. Ancak siyah-beyazlı takımın bilinen defansif zaafına dün hücumdaki çarpıklık da eklendi. Beşiktaş hücumu organize edemedi. Saldırırken akıllıca değil, kontrolsüzce saldırdı. Almedia'nın arkasında Nobre'den 10 numara, kurtarıcı yanlışına devam edildiği sürece Beşiktaş hücumda zafiyet yaşıyor. O bölge, Simao, Guti, Fernandes her neyse Nobre'den daha yeteneklisini hak ediyor.

TURGAY DEMİR: Tadı-tuzu kaçtı (FOTOMAÇ)
Guti çimento, diğerleri tuğla. Çimento olmadan tuğlalar üst üste ne kadar durabilirse, Guti'siz Beşiktaş da o kadar durabiliyor.

Pas trafiği arapsaçı. Guti'nin görevini üstlenmesi gereken Fernandes çok geride oynuyor, Quaresma'nın bindirmelerini yapması gereken Simao ise hiç içeri kat etmiyor ve çizgide top bekliyor.

Bir başka sıkıntı ise Hilbert ve Ekrem'in yanlış yerlerde oynamasıydı. Hilbert önde sıkıştı, Ekrem arkada etkisiz kaldı. Yerleri değişse etkinlikleri de farklı olurdu.
Bu görüntü içinde ilk 45'te Beşiktaş top yapamadı, baskı kuramadı, pozisyon bulamadı.

Karabüksporlu oyuncular ilk yarıda sürekli topun arkasında olmayı başardılar, pozisyon da buldular.



Şampiyonluk ümitleri bitti
İkinci yarıya oyuncu değiştirmeden başlayan Beşiktaş aynı tas aynı hamam devam etti ve Sivok'un Emenike'ye refakat ettiği pozisyonda golü de yedi. Ardından şuursuz bir baskıyla yüklenirken ikinciyi de yiyebilirdi.

Bu olmadı ve beraberlik golünün ardından Quaresma ile Necip oyuna dahil olunca Hilbert de yerine geçti. Taşlar yerine oturunca abluka başladı, pozisyonlar ve gol geldi. Ne var ki Simao ve Emenike'nin penaltılarını es geçen Kamil Abitoğlu Almeida'nın da buz gibi golünü saymayarak maçı çığırından çıkardı.

Hep söylerim; iyi takım hakemleri de yener ama golünüz sayılmazsa nasıl yeneceksiniz ki!?

Maçın genelinde inanılmaz bir mücadele vardı. Her iki takım da kazanmayı hedefledi. Futbol adına çok keyif aldık ama dediğim gibi Abitoğlu'nun kararları futbolun tadını, tuzunu kaçırdı. Böylece Beşiktaş mutlak üç puan alması gereken bir maçta iki puan kaybederek bana göre şampiyonluk ümitlerini noktalamış oldu.

METİN TEKİN: Çözüm orta saha (SABAH)
Beşiktaş'ın, ligin ikinci yarısında alışık olduğumuz, maça tempolu ve baskılı oyunla başlaması, bu maç için çok kısa sürdü. İlk 10 dakikalık bölümden sonra, oyunun kontrolünü hem savunma anlamında hem de pozisyon üretmede ele geçiren bir Karabükspor vardı bütün ilk yarı boyunca.

2-3 net de pozisyon buldular ama skoru yakalayamadılar. Bunda en önemli etken de Fernandes ve Ernst'ten kurulmuş Beşiktaş orta sahasını hem sayısal anlamda hem de oyun anlamında üstünlük kurmasıydı Karabük orta sahasının. Nobre'yi ilerde santrfor olarak kullandığınız zaman orta saha özellikli bir oyuncudan vazgeçmeniz gerekiyor. Tamam hücum anlamında daha çok adamla orada oluyorsunuz ama, tıpkı bu maçın ilk yarısında olduğu gibi orta sahayı kaybedebiliyorsunuz. İkinci yarıya baktığımızda ise, çok tempolu çok zevkli bir oyun oynandı. Karabükspor'un 1-0'ı yakalamasının ardından Beşiktaş'ın, özellikle yapılan oyuncu değişiklikleriyle oyunun son 20 dakikalık bölümünde tek kale oynadığını gördük. Pozisyonlar belki de gol bile vardı ama hakem bunu göremedi. Top çizgiyi çok net biçimde geçmişti.

Diğer tartışılacak önemli hatası da Emenike'nin penaltı pozisyonuydu. Zaten oyunun başından beri kartlarda ve faul kararlarında çok tutarsız bir yönetim gösterdi dün Mustafa Kamil Abitoğlu. Böylelikle oyunun skorunda da etkili oldu.

BOBO DAHA ETKİLİ
Biraz da Almeida'dan söz etmek lazım. Evet, çok önemli bir transfer ama, sahadaki verimine baktığımız zaman aynı olumlu şeyleri söyleyemiyoruz. Şu an itibariyle eğer "Bobo mu Almeida mı?" sorusuna cevap ararsak, ben Bobo'nun daha etkili olacağını tahmin ediyorum. Quaresma'nın oyuna girişi ise, evet hareket getirdi belki ama zaman zaman takımdan kopuk oyunu, onun da takım oyununa olan katkısını olumsuz etkiliyor. Tabii ki dünkü oyunda Emenike faktörü de çok önemliydi. Karabük için Emenikeli ve Emenikesiz olmak çok farklı. Bazen bir oyuncu futbolda çok oyuncudur. Emenike de bunlardan biri. Beşiktaş'ın bundan sonrası kupa ve Avrupa.

AHMET ÇAKAR: İşte Türk hakemliği!
Yazıya hakemle başlamayalım diyoruz ama dün akşam yaşanan hakem skandalını da siz okurlara anlatmak ve iletmek asli vazifemiz. Son 5-6 yılda Türkiye'de hiçbir maç dün geceki gibi berbat yönetilmedi. Verilmeyen net üç penaltı, iki kırmızı kart ve çizgiyi geçmiş topa gol yerine devam kararı var. İşte Türk hakemliğinin durumu bu. Belli ki; Mustafa Kamil Abitoğlu geçen haftaki Beşiktaş'ın salvolarından çok etkilenmiş.

19'uncu dakikada Toraman'ın Emenike'nin kaval kemiğine basmasına kart vermiyor. Daha sonra Toraman bir sarı kart görüyor. Atılması lazımken sahada kalıyor. Aynı Toraman, tank gibi giden Emenike'yi yine kontrol edemiyor, ceza alanına girer girmez penaltıyla durduruyor; ama Kamil "Devam!" diyor. İkinci yarı Emenike kaleciyle karşı karşıya...

Kaleciden topu sıyırıyor. Hakan'ın yaptığı net bir penaltı ve kırmızı kart. Ama Kamil yine "Oynayın" diyor. Burada bir duralım. Bu anda Kamil utanılacak ve haftalarca sorgulanması gereken bir yanlışın içine giriyor. Penaltı olduğunu biliyor, veremiyor ve suçu yardımcı hakemin üzerine atmak için onu işaret ediyor. Yani; tüm tribün ve futbolculara "Ne yapayım kardeşim? Yardımcım penaltıyı vermedi; ben de devam ettirdim" demeye getiriyor. Bunları yemezler Kamil! O pozisyonda penaltının tüm inisiyatifi ve takdiri sendedir. Bırak bu taşra kurnazlıklarını! Bu dakikadan sonra sahada Kamil yok. Simao, ceza alanı içinde başlayıp dışında biten bir penaltıya maruz kalıyor ama Kamil penaltıyı ceza alanının dışına frikik olarak taşıyor. Ve maçın bitimine çok az bir süre kala, Almeida'nın şutu kale çizgisinin 20 santimetre içine vurup çıkıyor. Bu konuda Kamil'e fazla bir şey diyemeyiz ama eğer "kamil" gibi bir maç yönetseydi, geçen haftaki bağırış çağırışların etkisinde kalmayıp gördüğünü hep çalsaydı, futbolun ilahi adaleti de bu pozisyonları art arda onun karşısına çıkarmazdı.

Gelelim maça... Dün gece görüldü ki; Guti ve özellikle Quaresma'sız Beşiktaş tatsız, tuzsuz bir çorba gibi. Ne düzgün hücum edebiliyor, ne de sağlıklı takım savunması yapabiliyor. Karabük ilk devre net üç gol bulabilirdi. İkinci devre Beşiktaş biraz toparlandı. Özellikle Quaresma hem sağda hem solda müthiş bir dinamizm getirdi. Görünen o ki; Beşiktaş savunması her zamanki gibi. Rakip biraz eli yüzü düzgün olunca hem gol yiyor hem de çok fazla gol kadar önemli pozisyonlar veriyor.