"Yüksel Okçuoğlu iyi adamdır. Yüksel Okçuoğlu istifa etti. Esasında etmedi, etmek zorunda kaldı. O benim yine ağabeyimdir. Aramızda yaşanılan o olaydan sonra benim prestijimi kurtarabilmem için Yüksel'in gitmesi lazımdı, gitti. Ama ben olsam Oğuz'un yerinde Yüksel'i feda etmezdim. Yüksel feda edilecek adam değildi. Bu konuda ben nefsi müdafa yaptım, vicdan azabı çekmiyorum. Yani bir insan düşünün, çok sadık bir dostu var. Sakın bu benzetme de hakaret gibi olmasın. Yıllardır birlikte yaşadığı bir tane kurt köpeğin var, kardeş kardeş yaşıyorsunuz. Birden kurt köpeği çıldırıyor ve sizi parçalamaya başlıyor. Çekiyorsunuz silahı vuruyorsunuz, öyle oldu. Çok severim, çok severdim, hala da çok severim."
"ŞAİBESİZ BİR ŞAMPİYONLUK OLDU"
"Bu sezonki şampiyonlukta bana göre bir şaibe yok. Trabzonsporlu dostlar hiç kızmasın, son haftalarda iki takımın da lehine ve aleyhine hatalar yapıldı. Hakemler ve federasyon Fenerbahçe'yi şampiyon yaptı demek doğru değil. Böyle düşünsem bunu da söylerdim. Trabzonspor da şampiyon olabilirdi. Lugano, Karabük'te o ıskalamaktan kaynaklanan golü atamasa maç berabere bitecekti ve Trabzonspor şampiyon olacaktı. Evet, son sezonlara göre olabildiğince temiz bir sezon oldu diyebilirim. Mutlaka münferit pislikler olmuştur, bilemem."
"POLAT YÖNETİMİNE BAŞARISIZ DEMEK, BAŞARISIZ İNSANLARA HAKARET OLUR"
"Adnan Polat, G.Saray için kayıp değildir. Maalesef Adnan Polat döneminde son derece yanlış hareketler yapıldı. Stancu'lara, şunlara bunlara verilen on milyonlarca euro'yla büyük futbolcular getirirsiniz. Sonuçları ortada… Rijkaard'ın gönderilme zamanı, Topal, Keita, Misimovic gibi önemli adamların satılıp, vasıfsız Rumen liginden oyuncuların alınması için başarısızlık demek bile, başarısız insanlara hakaret olur."
"EN GÜÇLÜ BAŞKAN ARTIK YILDIRIM DEMİRÖREN'DİR"
"Yıldırım Demirören kim ne derse desin artık Türkiye'nin en güçlü başkanıdır. Aziz Yıldırım 5 yıl boyunca kalktı aynaya baktı, 'Ey ayna güzel ayna söyle bana Türkiye'nin en güçlü kulüp başkanı, her şeye ulaşabilecek, bütün ilişkileri regule edebilecek kulüp başkanı kim" dediğinde, ayna beş yıl boyunca sensin Aziz Başkan dedi. Biz bu röportajı Haziran'ın başında yapıyoruz ama bilin ki Demirören grubu Vatan ve Milliyet'in ortağı olduktan sonra sabahları kalkınca ayna artık 'sensin en büyük başkan Aziz Yıldırım' demiyor. Artık Türk futbolunda üç başkan da en az Aziz Yıldırım kadar at koşturabilecek güce ve çevreye sahiptir. Son 5 yılda Aziz Yıldırım at koşturdu. Burada at koşturdu derken yanlış şeyler anlaşılmasın, pislik yaptı demiyorum. At koştursa Fenerbahçe iki defa şampiyonluk kaybetmez. At koşturup da centilmenlik dışına çıkmadı ama güçlüydü. Ama artık bu güç o kadar değil. Bir tarafta Yıldırım Demirören ve elinde iki medya kurumu var, diğer tarafta Ünal Aysal var derinliği belli, Fatih Terim var. Ünal Aysal ve Yıldırım Demirören, Aziz Yıldırım'ın kankası olamaz, onları geçeceksiniz. Yemişler kankayı."
"GAZETELER YILDIRIM'A ZIRH OLACAK"
"Ben Türkiye'de gazete alımlarını üç şeye bağlarım. Bir hükümetin ricası, iki dokunulmazlık zırhı, üç ticari beklenti. Ama sizler de bilirsiniz ki gazeteler genellikle zarar eder. Geriye iki şık kalıyor. Ama ben hükümetin ricasına da az ihtimal veriyorum. Ak Parti iktidarıyla, Demirören Grubu arasında direkt bir ilinti göremiyorum. Geriye kalıyor zırh. Bu zırhı şirketlerin için ve Beşiktaş'taki faaliyetlerin için kullanabilirsin. Bunun için de kimseyi eleştiremem. Benim aynı servetim olsa, boşta param varsa zırh için bazı medya organlarını alabilirim. Çok da kötü bir şey değil bu."
"Benim F.Bahçe avukatlığına soyunduğumu söylüyorlar. Hayır, ben doğruların avukatıyım. İnandığım şeyleri söylerim. Aziz Yıldırım için mafya, entrikacı diyorlar. Yok canım böyle bir şey. Fener, Galatasaray, Beşiktaş umurumda değil. Her takımı zaman zaman eleştirdiğim ve övdüğüm zamanlar olmuştur. Bir tek Şekip Mosturoğlu'nu tanırım, onunla bir iki defa oturmuşluğum vardır. Aziz Yıldırım ile bir çay içmişimdir."
"ERMAN'LA PROGRAM YAPMAKTAN MUTLU DEĞİLİM"
"İki cambaz bir ipte oynar mı dediler, oynar diye düşündük ama gördük ki oynamazmış. Bir sene boyunca acı çektim… Erman Toroğlu ile kişisel bir problemim yok ama iki cambaz bir ipte olmuyor. Buna bir iktidar paylaşımı diyebiliriz. Rahmetli babam; 'Her şeyi paylaşabilirsin iktidarı paylaşamazsın' demişti. Kıskançlık deyin, egonun kırılması deyin, birden fazla bilirkişi deyin, ne derseniz deyin. Kişisel olarak bir problemim olmasa da Toroğlu ile program yapmaktan çok memnun olduğumu söyleyemem."
"TOROĞLU'NA BEN YOL VERDİM… KEŞKE VERMESEYDİM"
"Erman ile sezon sonuna kadar gideceğimizi tahmin etmiyordum. Zaman zaman kızılcık şerbeti içiyorum dedim. Acılar çektim, maalesef. Erman da kızmasın bana, belki o da için için 'benim bu adamla işim ne' dedi. Kişisel problemimiz yok ama iktidar paylaşılmıyor kardeşim. Erman'ın bizim programa düşünüldüğünü ilk bana söylediler. Hatta daha ileriye gidiyim.. Nezaket gösterdi kanalın bir yöneticisi, ismini vermeyeyim, bizden olurumuz alıp onunla görüşüldü. Erman Toroğlu geldiyse bunda en önemli dahil benimdir. Şimdi pişman mısın? diye sorarsan, pişmanım. Olmadı işte… Bir sene acı çektim. Keşke yol vermeseydim…"
"ERMAN SARAYDAN ÇIKTI, BİTİRİMHANEYE GELDİ, ÇOK TOKATLAR YEDİ…"
"Herkesin oyun alanı farklı. Hani bir futbolcu çimde iyi oynar, bir futbolcu toprakta iyi oynar… Ben kendi adıma konuşuyorum: Polemiklerin olduğu, birden fazla, ikiden fazla yorumcunun olduğu, hatta görüntünün olduğu ya da olmadığı programlarda iyi oynadığımı düşünüyorum. Çünkü çok oynadım. 12 yıldır oynadım. 6-7 kanalda oynadım, görüntülü oynadım, görüntüsüz oynadım. 20-30'un üzerinde farklı yorumcuyla çalıştım. Erman ise Şansal Bey'le çalıştı, görüntülerle her şey çok iyiydi, görüntüsüz programda çok zorlandı.
Erman'ın enerjisi, onun ses tonunun çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Ama görünen o ki Erman Toroğlu, Şansal Bey'le program yaparken daha iyiydi ve daha mutluydu. O birden oradan çıktı, yani saraydan çıktı, bir bitirimhaneye geldi. Bir sene boyunca burada çok tokatlar yedi, zorlandı. Onun da mutlu olduğunu zannetmiyorum."
"ZİYA ABİ ADAMIN KRALIDIR"
"Gökmen (Özdenak), dünyada tanıdığım en naif, en saf, en temiz kalpli adamlardan biri. Kötülüğün 'k'sini bilmez, hinliğin 'h'sini bilmez, böyle bir adam. Ziya Şengül ise adamın kralıdır. Ben tanımazdım. Her geçen gün Ziya Şengül hakkında, babam olacak yaşta değil ama hayatta gerçek bir ağabey diyebileceğim, adamın kralı diyebileceğim kişi Ziya Şengül'dür. Her şeyiyle adamlık kriterine çok uygundur. Mesela çok basit bir şey söyleyeyim; Ziya Ağabey alkol alır, 10 yıldır onunla çalışıyorum, bir gün ben programdan önce alkollü çikolata yediğini bile görmedim. bel altı vurmamaya gayret sarf eder. Kısaca söylersem, amiyane olacak ama adamın kralıdır."