Serap Göke, yalnız bir kadın olarak, seyahat için öncelikle bir altyapı oluşması gerekliğini söyledi. Özgürlük duygusu ve cesaret yeterli olmadığını da belirten Göke, "Hayat tecrübesi, seyahat tecrübesi, fiziki dayanıklılık, psikanaliz yeteneği, pratiklik, esneklik, sosyal, kültürel uyum kabiliyeti, planlama, gözlem, farkındalık gerekli." dedi.
VİZE VE UÇAK BİLETLERİ ETKİLİ OLUYOR
.Gezeceği yerleri seçerken vize olup olmadığı ve uçak bileti fiyatları etkili olduğunu belirten Göke, "Ayrıca şehir gezisi pek tercih etmediğim için doğası ve tek başıma dağlara ulaşım imkanı da etkili oluyor. Bazen de gördüğüm bir fotoğrafı kafama takıyorum.. bazen birinin söylediği bir hikaye oraya gitmek için sebep oluyor. Planlama yapmıyorum, biraz ülkeyi çalışıyorum bazen. Her şey spontane gelişiyor. Dışarıdan bakıldığında plansız gibi görünüyorsam da aslında o plansızlıkların her biri "B" planı ile doludur. Planlarıma sadık kalıp kalmayacağım da tamamen kendi tekelimde. Belki de tek başıma olduğum için, yanımda sızlanacak biri olmadığı için bu yönlerim gelişmiştir." diye konuştu.
HAYATIM SIRT ÇANTAMDA
Göke bileti ucuz görünce 5-6 ay önce alıp bir kenara attığını söyledi. Kalacağı yeri gitmeden bir gün önce veya gititği gün ayarladığın da belirten Göke, "Ülke içinde gezerken lokal otobüsler varsa biniyorum, yoksa otostop yapıyorum. Otostopla gezmek benim için amaç değil, araç. Çünkü birçok yere (dağlara, köylere) toplu taşıma ile ulaşım bir yere kadar. Sonuçta mecburen otostop yapıyorum. Mevsimleri çok dikkate almıyorum ama Türkiye'de kış varsa gitmek, yazın dönmek çok hoş, çünkü yazın Türkiye'de olmayı seviyorum.Hiç alışveriş yapmıyorum, her şeyi sırt çantamda taşımak zorundayım, sırt çantamı ağırlaşması problem. Ayrıca tüketim karşıtıyım, çok minimal yaşıyorum. Konfor saplantısı bizi bulunduğumuz yere çakılı tutan pranga gibidir. Sade bir hayatın içinde ne kadar çok detay var oysa. Gittiğim yerleri orada yaşayan yerli insanlar gibi yaşamak, ülkenin ruhunu hissettiriyor. Onların yediği sokak lezzetlerini tatmak, arka sokaklarında kaybolmak, oranın insanı gibi yaşamadıkça yabancı gibi oluyorum. Yabancı bir yere yabancı olmak için gitmemeli" diye konuştu.
DÜNYADA HER ŞEY GÜLLÜKK GÜLİSTANLIK DEĞİL
Serap Göke, gezerken elbette birtakım endişeler yaşadığını anlattı. Bunu sorun haline getirmediğini de belirten Göke, "Her şey güllük gülistanlık değil, tabii ki bazı durumlarda zorlanıyorum. Yine de en çaresiz hissettiğim anlarda bile işin içinden çıkmayı bir şekilde başarıyorum. Şartlara uyum sağlama esnekliğini gösterdiğiniz zaman her şey yoluna giriyor. Tek başıma olmak, sorumluluk almak aslında, elimi taşın altına her koyduğumda kendime olan güvenim biraz daha artıyor." ifadesini kullandı.
'GÜVENLİ Mİ' DİYE SORUYORLAR
Göke en çok karşılaştığı sorulardan birini ise 'Güvenli mi?'diye sorduklarını söyledi. Her zaman risk analizi yapmak zorunda olduğunu da kaydeden Göke, "Ancak korkularımı bastırmayı başarıyorum. Ya da korksam bile cesaretimi kaybetmiyorum. Sonuç: Her başarılı kadının arkasında risklerle dolu bir geçmiş vardır. Kaderine razı olanlardan değil, kaderine yön verenlerden olmak ne büyük zenginlik bilseniz." diye konuştu. Serap Göke, "Çin'den Tibet'e 5 bin metre yükseklikte yolculuk yaptım, Fas'ta Sahra Çölü'nü geçtim, zorlu dağlara tırmandım. Şu anda Portekiz'deyim" dedi.