Müslümanlar için özel bir öneme sahip olan Mevlid Kandili'nde, ibadetler ve dualar bu geceyi anlamlı kılıyor. Kandil Gecesi'nde eller semaya açılırken, özel olarak okunacak dualar ve yapılacak zikirlerle gönüller huzur buluyor. Peki, Mevlid Kandili'nde hangi dualar okunur, yapılacak ibadetler ve çekilecek zikirler nelerdir? İşte Mevlid Kandili ibadetleri listesi.

Hz. Peygamber (s.a.s.), bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir (Tirmizî, Savm, 39). Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsetmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çekidüzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir.

1. Oruç Tutmak
Mevlit Kandili'nde oruç tutulur mu, tutulmaz mı?
Birinci Görüş:
Resûlullah Efendimiz doğduğum gün oruç tutarım buyuruyor, Peygamberimiz tuttuğuna göre, şükrâne olarak Cenâb-ı Hakk'a teşekkür olarak tutmakta ecir var, müstehabdır.
Resûlullah'a pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu: "O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür." (Müslim, Siyam 197, 198)
Bu hadisten yola çıkarak büyükler Resûlullah Efendimiz'in doğduğu gün oruç tutmanın güzel olacağını belirtmişlerdir.

Resûlullah Efendimiz'e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Peygamber Efendimizin dünyaya geldiği bu gecede en önemli ibadetlerden biri de ona salavat getirmektir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir.
"Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber'e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O'na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!" (el-Ahzâb, 56)

Peygamber Efendimiz: "Namaz, gözümün nûrudur." (Nesâî, Ahmed bin Hanbel) buyurmuşlardır. Hak dostları bu gecelerde namaz kılmanın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve namaz borcu olanların kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir. Kaza namazı olmayanların nâfile namaz kılınabiliceği bildirilmiştir.

Allah dostları mübarek gecelerde çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
İbni Mesut'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
"Kim Kur'ân-ı Kerîm'den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir." (Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'ân 16)
İbni Abbâs'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
"Kalbinde Kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir." (Tirmizî, Fazâilü'l-Kur'ân 18)

Bir Müslüman her gün, günahlardan pişman olarak tevbe etmelidir. Mevlid Kandili tevbe etmeye vesile olan müstesna gecelerdendir
Seyyidü'l-İstiğfâr Duası
Hazret-i Peygamber: "Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim..." (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.

Bu mübârek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
"(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?.." (el-Furkân, 77)
Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh'a hamd ve Rasûlü'ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
"–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur." buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)

Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh'a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.
Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever." (el-Bakara, 195)
Peygamber Efendimiz zengin-fakir her mü'mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; "Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun." buyururdu. (Buhârî, Edeb, 34)