Dijital içerik platformu GAİN'e genel müdür olan Aliye Ertuğrul'un işi ile ilgili yaptığı açıklamanın görüntüsü sosyal medyada yer aldı. Görünüşü, başörtüsü ve kılık kıyafeti nedeni ile sosyal medya platformlarında çirkin yorumlar yapıldı. GAİN Genel Müdürü Aliye Ertuğrul ilk kez SABAH'a konuştu. Kardeşi ile ortağı olduğu bir hukuk bürosu olduğunu ifade eden Ertuğrul, farklı sektörlerden firmalara danışmanlık verdiklerini, medya ve dijital medya da bu alanlardan biri olduğunu vurgulayarak "GAİN'deki pozisyonum, yıllardır edindiğim yönetim tecrübesi ve hukuki altyapımın bir araya gelmesiyle oluştu. Müvekkillerimizin güveni ve birlikte çalıştığımız ekibin gücü beni buralara taşıdı. Samsung lansımanındaki konuşmamın sosyal medyada çok tartışıldı. Ama bu sosyal medyanın doğasında var. Dolayısıyla hakkımda yazılan olumsuz yorumları kişisel algılamadım çünkü onlar beni tanımıyorlar, ben de onları. Bu karşılıklı bir bilmeme hali. Öte yanda, çok fazla güzel ve destekleyici mesajlar da aldım. Özellikle yakın çevremden gelen desteği görmek çok değerliydi." dedi.

"KÖTÜ YORUMLAR BENİ KÖTÜ BİRİ YAPMAZ"
Çirkin ve ezici yorumları yapanlar nasıl bir psikolojiyle hareket ettiğini değerlendiren Ertuğrul, "İnsanların iç dünyaları hakkında yorum yapmak istemem. Ama genel olarak şunu söyleyebilirim: İnsanlar ellerindeki araçlarla hareket ediyorlar. Bazıları öfkeyle, bazıları korkuyla, bazıları da nezaketle... Ben sadece kendi elimdekilerden sorumluyum, nasıl tepki vereceğimden, nasıl konuşacağımdan, nasıl hissedeceğimden. Kötü yorumlar beni daha iyi biri yapmaz ama daha kötü biri de yapmaz. O yorumlar onlara ait; benim tercihim ise iyi olanı görmek ve ona odaklanmak. Çok daha büyük bir nezaket ve olgunluk kitlesinin var olduğunu görmek, zaten her şeyi açıklıyor." şeklinde konuştu.

"BİR ZİHNİYET VE AHLAK MESELESİ BU"
"Başörtülü bir kadının kılığına ve görünüşüne yönelik saldırılar, sizce 28 Şubat zihniyetinin bir yansıması mı?" sorusuna Ertuğrul, "Bu konuyu daha geniş bir çerçevede değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Dünyanın pek çok yerinde kadınlar nasıl giyinmesi, nasıl görünmesi gerektiği konusunda eleştirilere, yargılara ve hatta şiddete maruz kalıyor. Fransa'da hala bazı alanlarda başörtü yasağı var. Bu, yalnızca Türkiye'ye ya da belirli bir döneme özgü bir mesele değil. Kadını görünüşü üzerinden sınırlayan ve değerlendiren her yaklaşımın temelinde ataerkil bir anlayış olduğuna inanıyorum. Sorunu yalnızca belli bir döneme hapsetmeden, daha evrensel bir kadınlık deneyiminin parçası olarak görmek daha doğru diye düşünüyorum." İfadelerini kullandı.

"TOPLUMDA BAZI BAKIŞ AÇILARININ HÂLÂ DAR VE AYRIMCI OLMASI"
"Eğitimli ve profesyonel bir birey olarak, dış görünüşünüz üzerinden yapılan saldırılar sizi kırdı mı?" sorusuna Ertuğrul şöyle cevap verdi: "Bunun eğitimli ve profesyonel olmakla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bir zihniyet ve ahlak meselesi bu. Beni eleştiren kişileri tanımıyorum; onların sözleri onlara ait, bana değil. Burada üzücü olan şey, toplumda bazı bakış açılarının hâlâ dar ve ayrımcı olması. Benim gibi işine odaklanan pek çok kadının hala bu zihniyetle karşı karşıya kaldığını görmek, üzücü. Ama bu da benim kontrol edemeyeceğim bir şey. Ben sadece kendi davranışlarımdan, kendi seçimlerimden sorumluyum. Daha fazla kadının görünür olması, iyi işler yapması, dayanışma içinde olmasıyla bu bakış açılarının değişeceğini düşünüyorum."
"28 ŞUBAT'TA YAŞANANLARIN İZLERİ BUGÜN DE ZAMAN ZAMAN KARŞIMIZA ÇIKIYOR"
28 Şubat postmodern darbesinin yaşandığı dönem öğrenci olduğunu, bu nedenle üniversitesini 10 yılda tamamladığını belirten Ertuğrul, "O dönem yaşananların izleri bugün de zaman zaman karşımıza çıkıyor. Çünkü kadın bedeni üzerinden kurulan her yaklaşım ataerkil düşünceyi yeniden üretiyor. Önemli olan, önce bunun farkına varmak, ardından topluma gösterebilmek ki bunun da kadınların kendini özgürce ifade edebildiği alanlar yaratabilmek ile mümkün olabileceğine inanıyorum. Mikrofon başındaki konuşmam tartışma yarattıysa, belki birilerinin düşünmesine vesile olmuştur. Bu bile yeterli bir katkı. Kötü yorumlar beni durduramaz; çünkü ben değerimi başkalarının onayından almıyorum. Topluma faydalı olmaktan, iyi iş yapmaktan alıyorum. Yaptığım işi seviyorum. Bence burada asıl konuşulması gereken, benim nasıl göründüğüm değil; Samsung ve GAİN arasında gerçekleştirilen iş birliğinin büyüklüğü ve önemi. Artık Samsung televizyonlarında GAİN uygulaması yer alıyor ve Türkiye'de satışa sunulan televizyon kumandalarında bir GAİN tuşu bulunuyor. Global bir teknoloji devinin yerel bir marka ile bu ölçekte bir iş birliği yapması ülkemiz için de GAİN için de çok kıymetli. Bu projede büyük bir ekibin çok ciddi emeği var. Asıl takdir edilmesi gereken noktanın burası olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.