Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Aşkın Kavurduğu Güneş Zeki Müren!.

"Aşkın Kavurduğu Güneş Zeki Müren" Üstad Radi Dikici'nin Efsane Müzeyyen Senar'ı anlatan o müthiş kitabından sonra, bir başka "Efsane"yi anlatan eseri..
İçindeki anılar, belgeler, birinci elden konuşmalarla, Sanat Güneşi'nin, doğduğu 1931'den, sahneyi bıraktığı 1980'e kadar olan dönemini anlatmış, Üstat..
Bu çok merakla okunan ve hiç bilinmeyen yönlerini de içeren kitapla ilgili notları Üstat'tan istedim..
İşte seçtikleri.. Ayrıntıları ve daha neler neleri de kitapta..(Remzi Kitapevi)

***
- Hayri Terzioğlu, Zeki Müren'i Zeki Müren yapan kişidir. 1960 yılına kadar Demokrat Parti'nin Bursa il başkanı ve aynı zamanda zengin bir iş adamıydı. Ayrı bir siyasal ağırlığı vardı. Ta 1946'da liseden başlayarak üniversite dahil tüm öğrenim giderlerini karşıladığı gibi, 1960 yılına kadar her türlü siyasal gücünü Zeki Müren'in arkasına koyarak onu meşhur etmek için dahiyane bir program uyguladı..
- Yakın elemanlarından Berrin Hanım anlattı..
"Program bitince, gazinodan normal olarak saat birde ayrılırdık. Ama bizim için gece, sabaha karşı beşte biterdi. O gece okuduğu programın bandını başından sonuna dinlerdi." - Gene elemanı Ümran hanım anlattı.. "Müthiş bir taklit ustasıydı. Kimleri taklit etmezdi ki, Fahrettin Aslan, Osman Kavran, Bülent Ersoy, Cahide Sonku, Gönül Yazar, Bedia Muvahhit, Behiye Aksoy ve hatta çok sevdiği Müzeyyen Senar'ı.
İnanılmazdı...
- Bazı geceler hüzünlenirdi. Ailesi ile ilgili duyguları içinde bir yara idi. Onu hiç sevmediklerini söylerken gözyaşlarını tutamazdı. Hele imkanları olduğu halde, ailesinin okul giderlerinin ödenmesini Bursa tüccarlarından Hayri Terzioğlu'na bırakmasını hiç affetmemişti." - Tüm hayatını müthiş bir disiplin içinde yaşadı.
Verdiği söze sonuna kadar sadıktı. Cahide Sonku ile geçirdiği acı tecrübeden sonra, hiçbir belgeye imza atmadı. Ama sözünün eriydi. Onun sözü sözdü.
- Eli çok sıkı bir insandı. Evine kimseleri davet etmezdi. Her zaman sakin bir ev hayatını tercih etti.
Akşamları evinde oturmayı seven mazbut bir aile babası gibi yaşadı.
- Hakkında çıkan hiçbir haberi tekzip etmedi.
"Haberi bir kişi okur, tekzip edilirse bin kişi," okur derdi.
- Kıskanç bir insandı. Sırf sahnede allı pullu elbise giydi diye Gönül Yazar'ı, onun okuduğu şarkılardan birini okuduğu için Nigar Uluerer'i, daha çok alkış aldı diye Muzaffer Akgün'ü alt kadrosundan kovdu.
Onun her sözü gazino patronları için bir emirdi.
Aksini yapmaya hiç kimse cesaret edemezdi.
Fahrettin Aslan bile..
- Hayatında en çok kıskandığı ve dikkatle izlediği kişi Bülent Ersoy'du. Bülent Ersoy'u sahneye çıkardı diye, bir daha geri dönmemek üzere 1972'de Fahrettin Aslan'ı yani Maksim Gazinosu'nu terk etti.
- Yaşadığı sürece müzik piyasasında kurduğu büyük otorite ve saygıyı ne ondan önce, ne de ondan sonra hiçbir sanatçı kuramamıştır. Safa Önal, "Hayatta iki kişiye adıyla hitap edemedim. Biri Zeki Müren, ikincisi Turkan Şoray'dı" diye anlatır.
- Hayatında bir kez âşık oldu. "Ben sekiz sene, 1962'den 1970'e kadar, büyük bir aşk yaşadım. Aşk sarhoşu oldum. Güzel bir sevgiydi. Şarkılarımı, şiirlerimi yalnız onun için düşünüyordum... Düşünün.
Karşınızda on bin kişi var ve siz sadece bir kişi için okuyorsunuz" derdi. rdikici@demma.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA