Mecidiyeköy'den, Taksim'e kaybolmadan gidebilecek kadar zekası olan herhangi bir kişi, Merkez Bankası'nın döviz alım ihalelerinde günlük tutarı 20 milyon dolarlık artışla 80 milyon dolara çıkarmasının TL'deki aşırı değerlenme sorununu çözemeyeceğini anlar. Yine aynı zekadaki insan, Merkez Bankası'nın bu davranışının sadece bugünlerde "Değerli TL nedeniyle ihracat yapamaz hale geldik" diyen
ihracatçının ağzına bir parmak bal sürüp susturmak istediğini kavrayabilir. Zira, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz daha geçen hafta Türk piyasalarında kurları düşüren, TL'de aşırı değerlenmeye neden olan dış kaynaklı
sıcak para girişinin bazı günlerde 500 milyon dolara ulaştığını kendisi söyledi. Ancak aynı Başkan, iş ihracatçının isteğine geldiğinde
döviz alımını 'yasaksavar' bir mantıkla sadece 20 milyon dolar artırdı. Verdiği mesaj, "Bakın alımı artırdım ama döviz yükselmiyor. Çözümü bende değil, başka alanlarda arayın"dır. Merkez Bankası Başkanı bu mesajı verirken medyadaki
düşük kur lobisi de hemen aynı sözlerle savunmaya geçti. Biz, Merkez Bankası Başkanı ve medyadaki yorumcu- gazetecilerin Mecidiyeköy'den Taksim'e giderken kaybolacaklarına ihtimal vermiyoruz.
Başka problemleri olabilir. Yine de, hem Merkez Bankası hem de medyadaki arkadaşların
zihnini açacak bazı bilgilere, bazı yanlışların düzeltilmesine ihtiyaç olduğu ortada... Naçizane dileğimiz
lobinin Merkez Bankası'nı savunurken bir daha aynı fikirlerle gelmemesi.