Alman konsolosluğu bunu inceleme yetkisine sahip değil. Türk tarafı bu belgeyi nasıl verir bilemem ama Alman makamlarının önüne bu belgeyi koyduğunuz takdirde giriş izni vermek zorunda. Bu konuda ipler Türkiye'nin elinde. O belgeyi Türkler veriyorsa, Almanya'ya girişine izin veriyor demektir. Almanların ise bu belge konusunda bir takdir hakkı yoktur. Buradaki yetki belgesi ile Alman Konsolosluğu'na başvurmak lazım. ya izin verecekler ya almayacaklar. O zaman dava açılır" dedi.
ÜRÜNLER BELGEYLE KAYDEDİLİYOR
İktisadi Kalkınma Vakfı'nda Prof. Gutmann ile anlaşmanın detaylarını anlatan Düsseldorf Barosu üyesi ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Murat Uğur Aksoy, sözleşmenin 1930 yılında Almanca ve Türkçe olarak hazırlandığını ve çok eski bir dil kullanıldığını belirtti.
NASIL UYGULANIYOR?
Günümüz Türkçesinde anlaşmayı sadeleştiren Aksoy, şunları söyledi: "8'inci madde şu: Akit taraflarından, yani sözleşme tarafl arından biri kendi memleketlerinde yetkili makamlar tarafından verilen bir yetki belgesi ibraz ederek, orada ticaret veya sanatlarını yapmayı mezun bulunduklarını ve yasalar ile belli resimleri ve vergileri ödediklerini ispat edecek olan tacirler, fabrikacılar ve diğer sanat erbabı, gerek bizzat, gerek kendi hizmetlerinde bulunan seyyar tüccar vasıtaları ile diğer taraf ülkesindeki tüccarlar, müstahsiller nezdinde veya umumi satış mahallerinde alım satıma malik olacaklardır.
NUMUNE GÖTÜRÜLEBİLECEK
Bunlar sundukları numunelere ilişkin malların, kendi ticaret ve sanatlarında kullanılan tacirlerden ve diğer kişilerden de alabileceklerdir. Keza aynı şekilde yanlarında numuneler, modeller nakledebilecekler ve bunları kendi üzerlerine kaydettirebileceklerdir. Bu konuda yaptıkları işlemler için hiçbir özel resim, aidat, gümrük ödenmeyecektir ve bu malları daha sonra beraberinde götürebilir. Böylelikle ithal edilmiş olan mal bütün tümüyle beraber model adledilir, numune adledilir beraberinde geldiği sürece. Yetki belgesi D ekinde gösterilen numuneye uygun olduğu şekilde tanzim olacaktır. Burada menşei şahadetnamesi var. Yanınızda ne getiriyorsanız kaydettireceksiniz diyor. Kendi yetki belgelerinde yazılı tacirler dışındakilerin işlem yapma yetkisi yoktur."
"AB, BU SÖZLEŞMEYE SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDA"
1930 yılında imzalanan sözleşmenin daha sonra 1936'da değiştirildiğini anlatan Prof. Gutmann, şunları söyledi: "İkinci Dünya Savaşı giriyor araya. Dünya savaşı sırasında iki anlaşma daha yapılıyor. Özellikle savaş için önemli hammaddelerin sevkiyatı ile ilgili bir anlaşma. Stalingrad'dan sonra Türkiye bu anlaşmayı uygulamamış.
"ANLAŞMA KONTROL EDİLDİ HALA GEÇERLİ"
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oturmuşlar hangi sözleşmeler geçerli diye gözden geçirmişler. 1952'de karar vermişler ki bu anlaşma geçerli ve bugün de geçerli. Avrupa Birliği'nden önce yapılmış anlaşmalar hakkında şunları söylemem lazım. Tıpkı Türk-Alman Karşılıklı Yerleşim Anlaşması gibi önceliğe sahip. Veyahut Almanya-Avrupa Sosyal Yardım Anlaşması gibi aynı statüde. veya Avrupa Yerleşim Anlaşması gibi... Bu anlaşmalar korunan ve geçerliliği olan anlaşmalardır. Bügün AB üyesi devletler daha evvel imzalanmış olan bu anlaşmalara saygı göstermek ve uygulamak zorundadırlar. Hepsi için de bağlıdır. Avrupa'nın temeli, sözleşmeye sadakattir." (Kaynak:Dünya Gazetesi)